'Yerlilik ve millilik Türkiye için bir zorunluluk'

Çekmeköy'de, eğitimde yapay zeka ve dijital becerilerin etkisini derinlemesine ele almak, geleceğin eğitim dünyasını şekillendirmek ve yeni fırsatlar keşfetmek amacıyla “ Eğitimi Geleceğe Taşımak: Yapay Zeka ve Dijital Beceriler Işığında Eğitim” temalı YETEV Eğitim Teknolojileri Zirvesi (YETZ'24) gerçekleştirildi.
Zirveye, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, YETEV Mütevelli Heyeti Başkanı Bilal Erdoğan, Çekmeköy Kaymakamı Resul Çelik, Milli Teknoloji Genel Müdürü Sadullah Uzun, Bilişim Vadisi Genel Müdürü Erkam Tüzgen, Çekmeköy İlçe Milli Eğitim Müdürü Mustafa Akhan,YETEV Okulları Genel Müdürü Hayati Oktay, bir çok eğitimci ve konuklar katıldı.
Yapılan zirvede, yapay zeka, yerli ve milli teknoloji ve eğitimde teknolojinin yansıması kapsamında konular ele alındı.
“Milli teknoloji hamlesi, Türkiye'nin kritik teknolojilerde tam bağımsızlık yolculuğu”
Zirvede konuşan Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, “Biz Cumhurbaşkanımızın liderliğinde Türkiye'de bir ‘Milli Teknoloji Hamlesi' yolculuğundayız. Milli teknoloji hamlesi, Türkiye'nin kritik teknolojilerde tam bağımsızlık yolculuğu. Kendi ihtiyaçlarını, kendi evlatlarının akıl ve alın teri ile ve toplumsal refah artışını ortaya çıkarabilecek işleri hep birlikte hayata geçirme yolculuğu. Milli teknoloji hamlesi Türkiye'de savunma sanayi ile öne çıktı, çünkü 40 yıla yakın zamandır terörle eden ülke olarak savunma sanayinde, yerlilik ve millilik Türkiye için mutlak bir zorunluluktu” ifadelerini kullandı.
"Beceri ve yetenek temelli bir eğitim yaklaşımının gerekli olduğunu görüyoruz"
Bir diğer konuşmacı YETEV Mütevelli Heyeti Başkanı Bilal Erdoğan, “Türkiye'de öncü diyebileceğimiz uygulamaları ortaya koyan bir eğitim vakfı olarak yolumuza devam ediyoruz. Bunların arasında, hem köklü değerler eğitimi tecrübemizi sayabiliriz bir de bunların yanında aktif 2015 yılından beri çalışan ‘Progel' birimimiz program, materyal geliştirme çalışmalarıyla yoğun olarak bize ürünlerini sunuyor. Türkiye'de yeni bir müfredat çalışması yapılsa nasıl olması gerekirdi diyerek ortaya koyduğumuz bir çalışma, bütünlükçü yaklaşımla, bütün derslerin aslında birbirleri ile bağlantısı olması gerektiğini düşünen bir yaklaşımla ortaya koyduğumuz bir çalışma. Artık kazanım temelli değil, beceri ve yetenek temelli bir eğitim yaklaşımının gerekli olduğunu görüyoruz. Bütün öğrencileri birbirlerine benzetmeye çalışan değil, bütün öğrencilerin kendine has güçlü yönlerinin ve kıymetlerinin farkına varıp onları işlemeye eğitim yaklaşımının gerekli olduğunu gördük ve ne kadar yetkinlerle donatırsanız donatın, insanın her şeyden önce insan olması gerektiğini ve bir insanı diğer canlılardan üstün kılan hasletlerin ön planda olması gerektiğini eğitimde kaçınılmaz olarak merkezde yer alması gerektiğini gördük. Türkiye son 20 yılda eğitimde istikrarlı bir şekilde çıtayı yükseğe koydu. Türkiye şuan da bir çok Avrupa ülkesinin önüne geçmeyi başardı. Bazı dallarda ilk sıraya, bazı dallarda ilk üçe yerleşti“ şeklinde konuştu.