Erdoğan, cami çıkışında basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularını cevapladı.
“150 BİN SOYDAŞIMIZA MAALESEF YUNANİSTAN’DA GEREKLİ VATANDAŞLIK İLGİSİNİ GÖSTERMİYORSUNUZ”
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias'ın ortak basın toplantısındaki diyaloğa ilişkin soru üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yunanistan Dışişleri Bakanı Dendias'ı önce kendisinin kabul ettiğini, gayet sıcak bir hava içerisinde bir görüşme gerçekleştirdiklerini söyledi.
“Fakat Dışişleri Bakanımızla yaptıkları görüşmede ise maalesef iş çok daha farklı bir zemine kaydı” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun, Yunanistan Dışişleri Bakanı Dendias'ın davranışları, tutumu karşısında ona haddini bildirdiğini kaydetti.
MİLLET OLARAK BİZE YAKIŞMAZDI
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Daha yumuşak da olamazdı. O da zaten millet olarak, ülke olarak bize yakışmazdı. Gereken yaklaşımı, değerlendirmeyi yapmak suretiyle işi bitirmiş oldular. Tabii bunu biz doğru bulmuyoruz. Yani bir taraftan bir uyum süreci olsun, bir taraftan Türkiye-Yunanistan arasında ben kendisine de söyledim. Yani aramıza başkalarını sokmayalım. Avrupa Birliği, şu, bu, bunlar girmesin. Biz iki komşu ülke ve tarihi itibarıyla da çok farklı yaklaşımları olan, sıcak ilişkileri olan iki ülkeyiz” değerlendirmesinde bulundu.
BATI TRAKYA
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Batı Trakya’da 150 bin civarında Türk soydaşın yaşadığına dikkati çekerek şöyle devam etti: “Bunlar bir şeyi ifade ediyor. Aynı şekilde sizin bizimle olan bağlantılarınız devam ediyor. Bakın dün İstanbul’a geldiniz, Sayın Patrikle görüşmeniz oldu. Ve buradaki Rum vatandaşlarımızın temsilcileriyle görüşmeleriniz oldu. Bunlar bizim için olumlu yaklaşımlar. Fakat nedense siz bizim 150 bin soydaşımıza maalesef Yunanistan’da gerekli vatandaşlık ilgisini göstermiyorsunuz. Göstermediğiniz gibi, oradaki başmüftülük olayında hâlâ başmüftüyü kalkıp siz kendiniz atıyorsunuz. Bir defa oradaki başmüftüyü sizin atama hakkınız Lozan’a göre yok, böyle bir şeyi nasıl yaparsınız? Biz patriği atamıyoruz, kim atıyor patriği? Saint Sinot Meclisi atıyor. Saint Sinot Meclisinin de oluşması ancak bizim vatandaşımız olmaları hâlindedir. Bakın bunlar vatandaşlık noktasında da sayısal olarak düşmüştü, biz bunlara vatandaşlık verdik. Sayı yediye falan düşmüştü, tekrar sayıyı tamamladılar. Belli sayıya geldi ve şimdi Saint Sinot Meclisi patriği seçiyor. Yunanistan’da da bizim başmüftümüzü kim seçecek? Oradaki bizim müftülerimiz, imamlarımız vesaire onlar seçmesi lazım. Ama ne yazık ki Yunanistan buna tahammül edemiyor. Bizim oradaki müftülerimize, oradaki imamlarımıza böyle bir yetkiyi vermediği gibi kendi memuruymuş gibi, sanki din görevlisiymiş gibi bunları atama yoluna gidiyor. Bunlar bir defa aramızdaki uluslararası hukuka da aykırı ve aramızdaki ilişkilerin zedelenmesine de bir neden teşkil ediyor. Bunun düzelmesi lazım. Ama maalesef kaç yıldır gelen giden bütün yönetimlerle bunları konuşmamıza rağmen hiçbir netice alamadık. Temenni ederiz ki bundan sonra alırız dedik, ama maalesef bunlarda öyle bir hava yok.”
“HİBE OLARAK VATANDAŞLARIMIZA DAĞITACAĞIZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Toprak Mahsulleri Ofisi’nin çiftçilerin ellerinde kalan ürünlerini alarak halka dağıtılmaya başlanmasına ilişkin muhalefetin eleştirilerinin anımsatılması üzerine, ana muhalefet partisi CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun aynı konuyla ilgili farklı açıklamalarına alıştıklarını söyledi.
Toprak Mahsulleri Ofisi’ne çiftçinin elinde kalan çeltik, patates ve soğanı alma talimatı verdiğini hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İçişleri Bakanıma da gerekli talimatı verdim. Bunu da valilerimiz kanalıyla tüm Türkiye’ye Ramazan öncesinde hibe olarak vatandaşlarımıza onu ayrıca dağıtacağız. Yani çeltik hibe olarak dağıtılmadı, patates ve soğanı hibe olarak dağıtalım dedik ve kararı bu şekilde verdik” açıklamasında bulundu.
“LAİKLİK ANLAYIŞI ONLARIN ANLADIĞI GİBİ DEĞİLDİR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde laikliğe aykırı olduğu dolayısıyla Anayasa Mahkemesi Kur’an kurslarını kapattı. Buna ilişkin bir değerlendirmeniz olur mu?” sorusuna da şu cevabı verdi: “Bugün Dışişleri Bakanım Mevlüt Bey orada ve dün ben Mevlüt Beye de giderken hem Sayın Cumhurbaşkanıyla bu konuyu etraflıca görüşeceksin dedim ve görüştükten sonra da gerekli açıklamayı orada yapacaksın dedim. Tabii Anayasa Mahkemesi Başkanının yapmış olduğu açıklamayı bizim kabul etmemiz mümkün değil. Öncelikle Anayasa Mahkemesi Başkanı laikliği öğrenmesi lazım. Türkiye’de şu anda laikliğin uygulaması nedir, bunu da öğrenmesi lazım. Eğer tavır değişti değişti, tavır değişmediği takdirde biz özellikle Kuzey Kıbrıs’ta inanç özgürlüğü noktasında oradaki yavrularımızın Kur'an eğitimi noktasında onların eğitimine engel teşkil edecek adımların atılmasına asla müsamaha edemeyiz. Türkiye’de biliyorsunuz din eğitim-öğretimi noktasında bu tür şeyler çözülmüştür. Laiklik anlayışı onların anladığı gibi değildir. Ve Kuzey Kıbrıs bir Fransa değildir. Kuzey Kıbrıs artık uygulamalarıyla, her şeyiyle Türkiye’deki uygulamalar neyse bunları uygulama safhasına geçirmek durumundadır. Ve oradaki bazı sendikaların, dinden uzak sendikaların, din düşmanı sendikaların attığı adımları bizim de kabul etmemiz mümkün değildir. Ve Anayasa Mahkemesi Başkanı bu yanlışından süratle dönmelidir. Dönmediği takdirde bizim atacağımız adımlar da bundan sonraki süreçte farklı olacaktır. Bunu da bilmeleri gerekir. Başkan Yardımcım Fuat Bey de bu konuyu Ersin Beyle görüşmek suretiyle süratle bu işin düzeltilmesi konusunda gerekli adımların atılmasını kendisine bildirecekti. Ben de süreci takip ediyorum, duruma göre bizler de adımlarımızı atacağız.”
KANAL İSTANBUL
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kanal İstanbul’un ihale sürecine dair soru üzerine de ilk olarak kanal üzerindeki köprülerin projelendirme işlemlerinin yapılacağını ve Haziran ayında ilk köprünün adımını atacaklarını bildirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şu an itibarıyla da Ulaştırma Bakanlığımız, Çevre ve Şehircilik Bakanlığımız süratle adımı atıp ve sahiplendirme, sahiplendirmeyle de birlikte inşallah bu adımı atıp temeli atacağız ve bu temelle birlikte de ilk köprünün yapımına başlayacağız. Çünkü bu köprülerle birlikte bir defa kanalın her iki yanından sürecin başlaması önem arz ediyor, bunları devam ettireceğiz” dedi.
Küresel ve yerli sermayenin bu işe gireceğini veyahut da konsorsiyum olarak sadece Türkiye’den bu işi yürüteceklerin olabileceğini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, dış kredi veya tamamıyla içeriden bu işi yapmak suretiyle adımı atmanın da söz konusu olabileceğini ifade etti.
İSRAİL'İN GAZZE SALDIRISI
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail’in Gazze’ye gece saatlerinde düzenlediği saldırılarını genelde Ramazan ayında gerçekleştirdiğinin hatırlatılması üzerine de şu değerlendirmelerde bulundu: “Bu tabii İsrail’in maalesef Müslümanlara karşı tavrının çok açık, net bir göstergesidir. İsrail’in İslam düşmanlığını biliyoruz. Ama maalesef bu huylarından vazgeçmiyor. İsrail yönetimi bu huylarından vazgeçmiyor. Bu din düşmanlığı, İslam’a karşı olan düşmanlığı karşısında tabii tüm insanlık istiyoruz ki bu İsrail’in İslam’a olan düşmanlığını daha yakından takip etsin ve ona göre de bunların değerlendirmesini yapsın. Biz tabii ister istemez İsrail bu tavrını devam ettirdiği sürece ikili münasebetlerimizin de arzu edilen seviye gelmesi mümkün olmuyor.”
KAYNAK: HABER METNİ CUMHURBAŞKANLIĞI KURUMSAL WEB PORTALINDAN ALINMIŞTIR