Büyükşehir Belediyesi’nin Yakutiye Medresesi’nde teravih namazı sonrası düzenlediği “Ramazan İkliminde Müzakereler” adlı kültür-sanat programına konuk olan Şehir ve Kültür Araştırmaları Derneği (ŞEHİRDER) Başkanı Murat Ertaş, “Göç ve Muhacirliğin Erzurum’daki Yansımaları”nı anlattı. Araştırmacı-Yazar Ertaş, “Son yılarda hepimizin kullandığı bir ifade var; ‘Erzurum nitelikli göç veriyor, niteliksiz göç alıyor.’ Bu son yılların hastalığıymış gibi bir algı oluştu” dedi. İnsanların göç etmesinin nedenlerini açıklayan Ertaş, şunları kaydetti: “Birincisi, insanlar toplumsal nedenlerden göç ederler. Özellikle dayanışmanın yitirilmesi, ayrışmanın derinleşmeye başlaması üzerine göç ederler. İkincisi, ekonomik nedenlerden dolayı göç ederler. Yani maişet kaygısı, gelecek planlaması gibi nedenlerden dolayı göç ederler. Üçüncüsü, yasal ve siyasal nedenlerden dolayı göç ederler. Vatan endişesi, muhacirlik, siyasi birlik, sevk ve iskân gibi… Buna bugün Suriyelilerin yaşadıklarını örnek verebiliriz. Dördüncü, kültürel nedenler. Aynı dili, etnik yapıyı, coğrafi birliği sağlamak için küçük gruplar da olsa göçler söz konusudur. Beşinci, dine dayalı göçler vardır. Bizim İslam tarihimizde yeri olan hicret gibi. Altıncı ve son olarak insani, duygusal ve psikolojik nedenlerle göç olur. Bunlar ağırlıklı olarak bireysel göçlerdir. Bir insan, sevdiğini kaybettiği şehre küsüp ayrılabilir.”
SİSTEMSİZ GÖÇLER
“Göçlerin düzensiz olanlarını kayıt altına almak mümkün değil ama düzenli göçler kayıt altına alınabiliyor” diyen Araştırmacı-Yazar Ertaş, şöyle konuştu: “Birçok sistemli göçün kaydı tutulduğu için, ‘Nereden nereye kaç insan göç etmiştir’ bunlara ulaşmak kolay. Ama sistemsiz göçler, şuanda mesela ‘Erzurum’dan göç var’ diyoruz, kimler göç ediyor bu konuda net bilgi söyleyemiyoruz. Erzurum için biz daha ziyade ‘Kadim şehir, kadim kent’ ifadesini kullanıyoruz. Aslında Erzurum için ‘Kadim kale kent, kadim kale şehir’ ifadesi daha uygun. Erzurum 450 ile 1000 yılları arasında Doğu Roma, Sasani ve Arap milletlerinin hâkimiyeti altında. 300 yıl kadar Arapların egemenliği altında. Doğu Roma İmparatorluğu 400’lerde burada bir kale yapıyor. Eski savaşları dikkate aldığınızda 50-60 yılda bir burada savaş var. Yani 640’la 1000 arasında huzurlu bir dönem yok ve her savaş kaleyi ve etrafındaki yerleşim birimlerini yerle bir ediyor. Ciddi manada şehri harap ediyor. Bu her savaş aynı zamanda da bir göç demektir.”
“ASIL GÖÇ MALAZGİRT SEFERİNDEN SONRA BAŞLIYOR”
Asıl göçün Malazgirt Seferi’nden sonra başladığını ifade eden Ertaş, sözlerini şöyle sürdürdü: “640’larda önce Hazreti Ömer devrinde Erzurum’a seferler yapılıyor. Erzurum Hazreti Osman devrinde tam olarak alınıyor. Abdurrahman Gazi Hazretlerinin de o yıllarda Erzurum’a geldiğini biliyoruz. Anadolu’da kurulan ilk Türk devletlerinin biri olan Saltuklular Erzurum’da kuruluyor. Asıl göç Malazgirt Zaferi’nden sonra başlıyor. Anadolu’ya alperenler diyeceğimiz bilge fatihler öncülüğünde büyük Türk göçü başlıyor. İşte Erzurum’un Türkleşmesinin başlama tarihi bu dönemdir. Saltuklulardan sonra burada Anadolu Selçuklu Devleti hüküm sürüyor. Anadolu Selçuklu döneminde 1253’te Çifte Minareli Medrese yapılıyor. Moğol akınları ile Anadolu Selçuklu Devleti’nden Erzurum alınıyor ve Müslümanlaşmış Moğollar yani İlhanlılar döneminde Erzurum, bu Yakutiye Medresesi’nin de içerisinde olduğu medreseler ve binalarla biraz daha mamur hale geliyor. Fakat karışıklıklar yine başlıyor Erzurum ilk fetret devrini 1336-1357’de yaşıyor. Tarih kitaplarındaki ifadeyle Erzurum ıssızlaşıyor, insansızlaşıyor. Sürekli savaş olduğu için Erzurum’u terk ediyorlar. Kanuni Sultan Süleyman Erzurum’u Osmanlı topraklarına katıyor. Kanuni, Erzurum’u mamur hale getiriyor ama şiddetli soğuklardan ve İran Safevi tehdidinden dolayı Erzurum’da göç devam ediyor. 1573’te 2. Selim zamanında ‘Göç Fermanı’ yayınlanıyor. O zamanki Erzurum’un Beyler Beyi Rüstem Paşa’ya ferman gönderiyor, ‘Erzurum’dan çok ciddi manada göç var. Erzurum’dan bu göçü durdurmak için gerekli tedbiri alın’ diyor. Fermanın mahiyeti budur. Yani göç hadisesi Erzurum için yeni değil. Son olarak ta 93 Harbi Rus işgali bu bölgenin belini kırıyor. Erzurum’dan ciddi manada göçler yaşanıyor. 6000 Türk ailesi Erzurum’u terk ediyor. Bunların yerine Ruslar Doğu Anadolu’ya Ermenileri, Rumları, Yezidileri, Süryanileri, Ukraynalıları, Malakanları, Almanları ve Estonyalıları yerleştiriyor.”
“300 BİN MÜSLÜMAN ERZURUM’DAN GÖÇ ETMİŞ”
Araştırmacı-Yazar Murat Ertaş, konuşmasında Erzurum’dan 300 bin Müslüman’ın şehirden göç ettiğini bildirdi. Ertaş, sözlerini şöyle tamamladı: “1916’da Erzurum Ruslar tarafından işgal edilince 300 bin Müslüman Erzurum’dan göç ediyor. Muhacirlik dediğimiz bu. Erzurum Vilayeti sınırları içerisinden 300 bin Müslüman, hepimizin ailesinde bu hikâye var, Sivas’a, Yozgat’a, Kayseri’ye, Adana’na gidiyor. Gitmeyenler ise Ermeniler tarafından Azerbaycan’a, Sibirya’ya sürülüyorlar. Kalanlar da Kale’de asılıyor. Rusya’da Bolşevik Devrimi olunca burada Ermeniler kalıyor. Erzurum’un üçüncü büyük fetreti de 1916-1920 arasıdır. 300 bin Müslüman göç ettirilince zaten Erzurum ıssızlaşmış, Ermenilerin inisiyatifine kalmış. Burada yaşlı, çocuk, kadın, göç edebilecek durumu olmayan yoksul, fakir Müslümanları katlediyor Ermeniler. 1917 ile 1920 arasında Erzurum ve ilçelerinde 10 bine yakın Müslüman Ermenilerce katlediliyor, şehit ediliyor. Böylece Erzurum’da her türlü göç gerçekleşmiş oluyor. Adeta bu şehirde insan kalmıyor. Erzurum’un göç tarihi işte böyledir.”