‘Öncelik eğitimin’

İSMAİL COŞKUN - OĞUZCAN YAZAR

İSTANBUL (İHA) - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, milli bütçenin ilk sırasında eğitimin yer aldığını anlatarak, “Çocukları sadece mesleğe değil, geleceğin anne babaları olarak hayata da hazırlayacak bir eğitim modeline ihtiyaç var” dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Le Meridyen Otel’de düzenlenen OECD Eğitim Bakanları Gayri Resmi Toplantısı’na katıldı. Toplantıda konuşan Başbakan Erdoğan, Türkiye’de eğitim alanında yapılan yatırımları anlattı.

Eğitim milli bütçenin ilk sırasında yer aldığını hatırlatan Erdoğan, “Göreve geldiğimizde bu arka sıralarda yer alıyordu. Şimdi gerek milli bütçede, gerek personel dağılımında her yıl birinci sırayı eğitim almaktadır. Zira bizim hükümet anlayışımızda dört temel taşın birinci sırasını eğitim alır. Günümüzde gelişmekte olan ülkelerde istihdama yönelik beceri kazandırma eğitimlerini hayati öneme sahip olarak görüyorum. Bir yanda çalıştıracak nitelikli elaman bulmakta yakınan işverenlerin, bir yanda ise işsizlikten yakınan gençlerin bulunduğu çarpık durum, ciddi sosyal sorunlara da yol açıyor. Bu sorunun çözümü eğitimle mümkündür. Yeni ihtiyaç alanları konusunda gerçekçi ve sürdürülebilir eğitim modellerinin geliştirilmesi gerekiyor” dedi.

Çocukları sadece mesleğe değil, geleceğin anne babaları olarak hayata da hazırlayacak bir eğitim modeline ihtiyaç olduğunu belirten Erdoğan, “Şehirleşme, kadının iş hayatında daha fazla yer alması gibi hususlar çocuk eğitiminde önemli boşluklar doğurmaya başladı. Günümüzde toplumsal eğitimin asli unsuru olan aile ile çocuk arasındaki ilişki giderek zayıflıyor. Bu durum çocukların en basit bilgi ve becerilerden yoksun şekilde hayata atılmalarına yol açıyor. Halbuki hayat sadece işten, meslekten, geçici sosyal ortamlarından ibaret değil. Her bireyin eşi, çocukları, evi ile hayatını sürdürdüğü çevre ile ilgili çeşitli bilgi ve becerilere ihtiyacı var. Aile ve toplum içinde yaşanılarak öğrenilmesi gereken bu bilgi ve becerilerle ilgili eksiklikleri tamamlamayı da eğitim sistemine ilave etmemiz gerektiğine inanıyorum” diye konuştu.

Dünyada son 6 yıldır yaşanan ekonomik durgunluk nedeniyle eğitim alanında tasarrufa gidilmeye çalışıldığına dikkat çeken Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Türkiye olarak biz geçtiğimiz 11 yıl boyunca tasarruf bir yana eğitime yaptığımız yatırımları ilk sırada tutmaya devam ediyoruz. Çünkü biz eğitime yapılan yatırımı geleceğimize yapılmış yatırım olarak kabul ediyoruz. Önceliklerimizi bu hassasiyetle belirliyoruz. Eğitim alanında istediğimiz sonuçlara ulaşmadan diğer reformlarımızın eksik kalacağına inanıyoruz. Bu anlayışla geçtiğimiz 11 yıl boyunca eğitim alanında ciddi reformları hayata geçirdik. Bu doğrultuda ilk olarak hiçbir evladımızın eğitim hayatından mahrum kalmamasını sağlayacak adımları attık. Yürüttüğümüz kampanyalarla derslik ve araç gereç ihtiyacını tamamlamak suretiyle eğitim çağımızdaki çocukların tamamını okulla buluşturduk. Ülkemizdeki ilkokul, ortaokul ve lise düzeyindeki tüm eğitim kurumlarında ders kitaplarını ücretsiz olarak çocuklarımıza veriyoruz. Biz göreve gelmeden önce ders kitaplarına ücretsiz vermeyi bir kenara koyun, çocuklarımız bu kitapları temin edemiyordu. Maddi imkansız aileler için annelere çocuk başına belli bir ücret ödüyoruz. Zorunlu eğitimi 4+4+4 şeklide 12 yıla çıkardık. Seçmeli ders uygulaması ile aile ve çocuklara farklı alanlardaki ihtiyaçlarına cevap verecek bir sistem kurduk. 188 bin 500 yeni derslik yaparak toplam derslik sayısını 500 bine ulaşırdık. Özel eğitim kurumları ile bu rakam 624 bine çıkıyor. Okullarda bin 58 yeni spor salonu inşa ettik. Bilim sınıflarımız 30 bini geçti. Tüm dünyaya örnek olacağını düşündüğümüz bir diğer eğitim projemiz de Fatih projemizdir. Bu proje ile her öğrencimize bir tablet bilgisayar vermeyi hedefledik. Bu çalışma kapsamında 93 bin sınıfa akıllı tahta kurduk 52 bin 500 öğrencimize tablet bilgisayarı teslim ettik. Bu yıl 75 bin akıllı tahta daha kuracak ve 1 milyon 250 bin öğrenci ve öğretmene tablet dağıtımını gerçekleştireceğiz. Bir başka gelişme de üniversite sayımızda gerçekleşti. 11 yıl önce 53’ü devlet 23’ü vakıf olmak üzere 76 adet olan üniversite sayısı, 104’ü devlet 71’i vakıf olmaz üzere 175’e çıktı”.