İHA-Başbakan Tayyip Erdoğan, partisinin grup toplantısında Suriye ile yaşanan krizle ilgili en net mesajları verdi. NTV canlı yayına katılan uzmanlar "Askeri angajman kurallarının değişmesi ne anlama geliyor" sorusunu yanıtladı. Angajmanın TSK'nın nasıl davranacağını belirleyen kuralar bütünü olduğunu vurgulayan uzmanlar, bu saatten sonra yakın bir sınır ihlali durumunda dost düşman ayırmaksızın Türkiye'nin ihtarsız vuracağı anlamına geldiğini dile getirdi:
ARMAĞAN KULOĞLU: SINIRI GEÇMEDEN VURULUR
"Sınıra doğru yaklaşan askeri unsurların gerek personel gerekse harp silah araçlarının takip edilmesi ve onun düşmanca bir hareket içinde hareket edip etmediğinin gözlenmesi gerekir. Sınıra yaklaşması ve sınırı geçmesinin önlenmesi konusunda ikaz edilmesi ve önlemler alınması gerekir. Eğer böyle bir şeye teşebbüs edilirse yine de doğrudan kendileri hedef gözetilerek ateş edilmez ve sağına soluna ateş etmek suretiyle sınırı geçtikleri veya devam ettikleri taktirde tehlike içinde oldukları kendilerine söylenir. Ama bu değişen durum çerçevesinde ve ortamın gerilmesinden sonra sınıra yaklaşmakta olan Suriye askeri unsurlarının bir güvenlik tehdidi oluşturması ihtimali göz önünden bulundurularak bunların tehdit olarak değerlendirileceği ve ona göre işlem yapılacağı ikaz ediliyor. 'Ben onun düşmanca bir hareket içinde olduğunu gözler ve tehdit olduğunu algılarsam sınırı dahi geçmeden kendini etkisiz hale getirme hakkına ve hukukuna sahibim angajman kurallarımı böyle değiştirdim' diyor. Bunu sadece kara sınırında değil hava ve deniz sınırında da aynı şekilde angajman kurallarının aynı şekilde değerlendirilmesi lazım.
FİKRET BİLA: SURİYE HATA YAPARSA VURULACAK
"Sayın Başbakanın konuşmasını daha genel bir yaklaşım içinde askeri ve siyasi olarak ikiye ayırabiliriz. 'Angajman kurallarını değiştiriyoruz' dedi sayın Başbakan. Angajman aslında nasıl davranılacağını belirleyen kuralar bütünü. Dolayısıyla Esad rejiminin Türkiye için açık ve yakın bir tehlike olduğunu da söyleyerek bundan böyle Suriye sınırımızda havada, denizde, karada karşılaşacağımız Suriye unsurlarının tehdit olarak algılanacağını söyledi. Belki bir iki yoklama ile birlikte hedef olarak görüleceklerini ve dolayısıyla da vurulacaklarını ima etti. 'Bizim uçağımız haksız yere düşürüldü, gemimiz Mavi Marmara uluslararası sularda saldırıya uğradı fakat biz hiçbir askeri harekette bulunmuyoruz' demeye getirdi. Veya 300 kişi olduğunu iddia edilen PKK grubu geliyor karakolu basıyor biz Kuzey Irak’a müdahale de bulunamıyoruz diye giderek sıkıştırılan bir algı vardı Türkiye'de. Sayın başbakan bundan böyle olmadığını bundan böyle bu uçak düşürme sebebiyle Suriye’den gelecek her türlü askeri hareketin sıfır toleransla karşılaşacağını ifade etti. Suriye bizim uçağımızın hava sahasını çok kısa bir süre ihlal etmesine tolerans göstermedi. Türkiye'de Suriye uçaklarını tolare etmeyecek. Karada ve denizde de aynı şekilde. Suriye askeri hareketlerini bundan sonra daha dikkatli yapmak zorunda belki manevra alanını sınırlayan bir tutum koydu Türkiye ortaya. Suriye böyle bir hata yaparsa TSK Suriye unsurlarını vuracaklar bu bir hak olarak görülüyor."
MESUT CAŞIN: TÜRKİYE ARTIK İHTARSIZ VURACAK
"Bana göre bundan sonra Türkiye önleyici müdahale durumuna geçmiştir. Bu sadece Suriye için bir uyarı değildir. Doğu Akdeniz bölgesinde bundan böyle Türk hava, kara ve deniz kuvvetlerinin müteyakkız durumunda olacağı, yakın bir sınır ihlali durumunda dost düşman ayırmaksızın Türkiye'nin ihtarsız vurabileceğini de söyleyebilirim. Biz bir NATO üyesi olmakla birlikte kendi milli güvenliğimizi kendimiz koruruz ifadesini kullanması bana göre çok önemli. Yani ey Türk milleti merak etme Türk ordusu senin emrindedir ve kendini koruyacak güce de sahiptir güvencesini vermedi. Türk kamuoyuna açısından çok önemli. Ancak sayın genel sektere yöneltilen sorular içinde 4.madde evet bunu Türkiye başlattı ama 5.madde ile ilgili bir soru geldi. 5.madde henüz gündem de değil dedi ama sayın genel sekreterin ifade ettiği çok önemli bir kripto var orada. Güvenlik bölünemez dedi. Zaten güvenliğin bölünemez olması demek Suriye ve dünya kamuoyuna şunu söylüyor; 5.madde gereğinde biz işletiriz dedi. Rasmussen bir ifade de bulundu Suriye’ye kesinlikle gerginliği tırmandırma diye bir ifade de bulundu. Bu hazırlanan metin askeri olduğu kadar hukuki ve diplomatik.
Siyasal açıdan MHP’ye teşekkür etmesi sizin de az önce verdiğiniz gibi sayın Bahçeli’nin bir şekilde diklenilecek bir ülke olmadığını ifade etmesi her iki partinin de aynı ortak noktada milli bir meselede müşterek olduğunu gösteriyor. Bize yöneltilen bu tehlike aynı zamanda milli birlik ve beraberliğimizin çok daha pekişmesine sebebiyet verdiğini görüyorum ben. Uluslararası hukuktan gerekli adımları atacağız demek bu istişare pozisyonları veya Suriye durumunda ısrar ederde Türkiye'den özür dileyip tazminat taleplerini kabul etmediği taktirde Türkiye gerginliği tırmandıracaktır. Türkiye'ye karşı açık tehdit ifadesi bana göre Suriye’deki rejimin artık bundan böyle Türkiye için bir tehdit olduğunu ifade etmesi ve aynı zamanda yönetime yönelik bir tehdit olduğunu ifade etmesi ve sayın başbakanın dostla düşmanı yani mevcut rejimin hakla yapmış olduğu tehdit ve zulmü bir tarafa bırakıp Suriye halkının dostu ve onun kadim dostu olduğumuzu ifade etmesi bakımından çok önemli. Askeri hedef teşkil etmesi lafı bu yapılan açıklama bana göre tarihi bir açıklamadır. Yapılan argümanlarda başbakanın bir şey yapmayacağı Mavi Marmara’da bazılarının yanına kar kaldı ifadesinin tam tersine iki husus var Mavi Marmara defteri henüz kapanmadı. Bu uluslararası ilişkiler açısından bir gerginliğin peşinen kabulüdür. Bundan böyle Suriye kendisine çok dikkat etmelidir diye düşünüyorum. Şam rejiminin bundan sonra kendisine çok dikkat etmesi gerekir diye düşünüyorum."