İlkini keyif alarak okuduğumuz, devamını sabırsızlıkla beklediğimiz 'Gurbetteki Erzurum-2' yazısı, bu defa bizi hafif bir rüzgar esintisiyle Edirne'den alıp Erzurum'a götürüyor ve yüreğimizde gurbette olmanın derin sızısını hissettiriyor. Ne ecdadın balkan harbinde yaşadığı acı diniyor, ne de sıla-ı rahme olan özlem tükeniyor. Her ne kadar gurbette olunsa da, sıla-ı rahim'den ayrı kalınsa da, dadaş ruhunu taşıyan yüreklerimiz hem örf-adetlerimizi hem de kültürel-sosyal değerlerimizi yaşıyor ve yaşatıyor. Fahreddin amcada bunun bir tezahürüdür. Kendisine hürmetle Allah'tan can sağlığı diliyorum. Yüreğiyle, kalemiyle, kişiliğiyle, duruşuyla, dadaş ruhuyla saygıya değer, yazılarını ilgiliyle okuduğumuz ve gurbetteki değerlerimizle bizleri buluşturup bütünleştiren, kıymetli ağabeyimiz Süleyman GÜRAKSIN'ı canı gönülden kutluyor, emeği geçen herkese teşekkür ediyor, bütün dadaşlara sevgi ve saygılarımı sunuyorum.