Atatürk Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Çene Cerrahi Anabilim Dalı Başkanı Prof.Dr.Ümit Ertaş, çene cerrahisinde önemli gelişmeler kaydettiklerini açıkladı.
Cerrahi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ümit Ertaş, uzun çene ameliyatı olan bekar kadınların 'kısmetlerinin açıldığını' bildirdi. Çene ameliyatı sonrası ardından önemli ölçüde değişiklik olduğuna değinen Prof.Dr. Ertaş, "Kendilerine güvenleri geliyor, yaşam sevinçleri artıyor. Bekar hastalarımızın ameliyattan maksimum bir ay sonra kısmetleri açılıyor. Çoğu evleniyor" dedi.
ERZURUM’DA 10 YILDIR ÇENE OPERASYONU YAPILIYOR
Prof.Dr. Ümit Ertaş, 'Uzun çene' ameliyatını 10 yıldan bu yana Erzurum'da yaptıklarını, Türkiye'nin çeşitli bölgelerinden gelen hastalalara hizmet vererek kişilerin çenelerini en ideal boyutta düzelttiklerini söyledi. Prof.Dr. Ertaş, bunların çoğunun toplumdan soyutlandıklarını ve kendilerinde oldukça güven eksikliği meydana geldiğini belirtti. Uzun çeneye sahip kişilerin ameliyatlara oldukça rağbet gösterdiğini vurgulayan Prof.Dr. Ertaş, bu kişilerin, hayatlarını ameliyattan önceki ve sonraki dönem olmak üzere ikiye ayırdığını ifade etti.
Uzun çeneye sahip kişilerin ameliyat öncesi dönemlerinde daha çekingen, toplumdan kaçan, karamasar kişiler, ameliyattan sonra ise iyi bir çene ve yüze sahip olmanın verdiği güvenle hareket ettiği ifade edildi. Ameliyat olmak üsteyen hastaların genelde bekar olduğunu hatırlatan Prof.Dr. Ümit Ertaş, şöyle konuştu: "Genellikle de bayanlar geliyor. Ancak erkeklerin sayısı da azımsanmayacak kadar fazla. Bekar olan hastalarımızın ameliyattan maksimum bir ay sonra kısmetleri açılıyor. Bir çoğu evleniyor. Konuyla ilgili olarak hastaların memnuniyetini ölçmek için anket yaptırdık ve olumlu sonuçlar elde ettik."
YÜZ NAKLİ DEĞİL
İlk yüz naklinin Fransa'da 'uzun çene' ameliyatının düzeltilmesi bazında yapıldığını anımsatan Prof.Dr. Ümit Ertaş, ayrıca bu operasyonun estetik ameliyatla ilgisi olmadığını bildirdi. Prof.Dr. Ertaş şunları söyledi: "Estetik, normal olanı değiştirmektir. Ama çene ameliyatında normal olmayanı düzeltiyoruz. Ayrıca bu ameliyatlarda yüz oldukça deşiyor hatta bazı hastalarımızı yakınları tarafından bile tanınmadığını belirtiyorlar. Bir yüz nakli değil ama onun kadar etkili bir yöntem. Bir hastamız ameliyattan sonra kendisini görmeye gelen amcasının kendisini tanımadığını yanında oturduktan sonra, hastayı sorduğunu söylediğini bize sevinçle anlattı. Bu kişilerin ameliyat sonrasında nüfus cüzdanlarındaki fotoğraflarının değiştirilmesi gerekiyor. Her gün onlarca mektup geliyor. Çenesinden dolayı eşiyle problemler yaşadığını anlatan, nu nedenle sokağa çıkamayan, arkadaşlarıyla konuşamayan, okulu bırakan, hayata küs ve antidepresanlara başvuran, intihara yönelen, evde kaldıklarını anlatan mektuplar geliyor. Çenesinde problem olup dert edenler ameliyat olsunlar. Devlet maliyeti yüksek olan bu tedaviyi karşılıyor. Ameliyattan sonra en ağır hastaları 5 gün yatırıyoruz. 1 aya kadar hayatları normale dönüyor."
Türkiye'de ilk olarak çene operasyonunda hastanın kendi kanını alarak ameliyat sırasında tekrar verdiklerini değerlendiren Prof.Dr. Ümit Ertaş, "Ataütürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Hematoloji Bölümünden Doç. Dr İlhami Kiki ile birlikte hastanın kendi kanını alarak ameliyat süresinde kanını veriyoruz. Böylece kan naklinden meydana gelecek olan enfeksiyon ve alerji gibi hastalıkların önüne geçiyoruz. Hastanın elektif vakalara bilinçli hazırlanması, kendi kanını alarak hastaya demir tedavisi aşılıyorlar. Eksilen kandan dolayı vücut bunu hissedince kan üretimini 8 kata çıkarabiliyor. Eksilen kan yerine 15 günde 2 ünite kan verebiliyoruz" dedi.DHA/ERZURUM