İstanbul Bayramlaşıyor Programı’nda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Aziz İslam’ın adını kullanarak, istismar ederek Müslüman kanı döken bu terör örgütü, Peygamber Efendimizin (A.S) mübarek mescidinin bulunduğu şehre saldıracak kadar ileri gitti. Her kim ki mezhep taassubuyla veya başka bir saikle bu örgüte destek veriyorsa aynı vebale ortak oluyordur” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Gönüllü Teşekküller Vakfı tarafından düzenlenen ‘İstanbul Bayramlaşıyor’ adlı bayramlaşma programına katıldı. Haliç Kongre Merkezi'nde gerçekleştirilen programda; Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı İsmail Kahraman, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, bazı milletvekilleri, İstanbul Valisi Vasip Şahin ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş da hazır bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, bayramlaşma programına gelen davetlilere hitaben bir konuşma yaptı.
Etkinliğe katılanların ve tüm Müslümanların bayramını kutlayarak konuşmasına başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, programa Başbakan Binali Yıldırım'ın katılacağını; ancak İzmir milletvekili olması ve başbakan olduktan sonraki ilk dini bayramda İzmir'de hemşehrileriyle birlikte olmasının daha isabetli olacağı kanaatine vardıklarını aktardı.
“BAYRAMLAR SEVİNÇ ÜMİT, KARDEŞLİK VE DAYANIŞMA GÜNÜDÜR”
Mutasavvıf ve şair Alvarlı Efe Hazretlerinin ‘Can bula cananını, / Bayram o bayram ola. / Kul bula sultanını, / Bayram o bayram ola.’ dörtlüğünü okuyan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Evet, cananlarınızla, sultanlarınızla en güzel bayramların sizlerin olmasını diliyorum. Ailelerimizle, sevdiklerimizle birlikte geçireceğimiz nice bayramlara, nice Ramazan’lara hep birlikte kavuşmamızı Rabbimden niyaz ediyorum” dedi.
Bayramların sevinç ümit, kardeşlik ve dayanışma günleri olduğu kadar, aynı zamanda muhasebe ve murakabe günleri olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Eğer Ramazan-ı Şerifin manevi iklimi ve arkasından kavuştuğumuz bayram, ruhumuzda müspet yönde bir değişiklik yapmamışsa kendimizi sorgulamalıyız. ‘Acaba ne yaptık, nerede bir eksik var’; bunu sorgulamalıyız. Bir yerlerde ya eksiğimiz ya da yanlışımız var demektir. Buradaki her bir kardeşimin, her Müslüman’ın bayram vesilesiyle bu muhasebeyi yaptığına ve müspet yönde cevabını aldığına, alacağına inanıyorum” diye konuştu.
“RAMAZAN AYI BOYUNCA MÜSLÜMAN KANI DÖKÜLMEYE DEVAM ETTİ”
Bayramların ümmet olmanın, millet olmamızın temel unsurlarından biri olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi: “Şayet bayram sevinçlerimizi paylaşamayacak hâle gelmişsek, hep birlikte eyvah demeliyiz. Bugün ülkemizde ve tüm İslam dünyasında maalesef üst üste eyvahlar çektiğimiz bir manzarayla karşı karşıyayız. Ramazan ayı boyunca ülkemizde ve İslam dünyasında Müslüman kanı dökülmeye devam etti. Ülkemizde ve İslam dünyasında özellikle bu savaşı açan terör örgütleri, PKK’sıyla, PYD’siyle, DAEŞ’iyle, YPG’siyle mübarek Ramazan ayımızı acıya ve kana buladılar. Son olarak ülkemizde Atatürk Havalimanı’nda, ardından Irak’ta, dün de Suudi Arabistan’da Cidde ve Medine’de meydana gelen terör saldırıları hepimizin yüreğini derinden yaraladı. Aziz İslam’ın adını kullanarak, istismar ederek Müslüman kanı döken bu terör örgütü, Peygamber Efendimizin (A.S) mübarek mescidinin bulunduğu şehre saldıracak kadar ileri gitti. DAEŞ denilen bu proje örgüt, Müslümanların bağrına saplanmış bir hançerdir. Her kim ki mezhep taassubuyla veya başka bir saikle bu örgüte destek veriyorsa aynı vebale ortak oluyordur.”
“DOKUNULMAZLIK KALKINCA NİÇİN FERYADA BAŞLADILAR?”
Konuşmasında 3 bela ile karşı karşıya olunduğunu ve bunların mezhepçilik, ırkçılık ve terör olduğunu belirterek değerlendirmelerde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Biz yaratılanı Yaratandan ötürü sevdik, böyle bu yolda yürüdük. Birileri bu olayı farklı yere çekebilirler, birileri biz Kürtlerin temsilciyiz demek suretiyle Kürt kardeşlerimin oylarına alabileceğini düşünebilirler, o onların kendi düşüncesidir, biz ilgilendirmiyor” ifadelerini kullandı.
‘Yaratılanı Yaratandan ötürü sevmeye’ devam edeceklerini ve hiçbir zaman ırkçılık yapmadıklarını vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, dinleyicilerin ‘Mecliste terörist istemiyoruz’ tezahüratlarına karşılık olarak, “İnşallah bu dokunulmazlıkların kaldırılışıyla birlikte artık bu talebiniz yerine gelecektir. Hani bunlar meydan okumuyor muydu, bunlar ne diyordu? ‘Benim dokunulmazlığımı kaldırın.’ Peki, dokunulmazlık kalkınca niçin feryada başladılar, niçin kapı kapı dolaşmaya başladılar? Çünkü savunulacak hiçbir yanları yok. Hiçbir zaman bu ülkede demokrasiye inanmadılar, hak ve özgürlüklere inanmadılar ve bunlar dağdaki eşkıyaların, teröristlerin silahıyla kendilerine Parlamentoda yer buldular, olayın aslı budur. Dağlardan o gücü arkalarında bulmamış olsaydılar bugün zaten bunlar Parlamentoda olamazdılar” değerlendirmelerinde bulundu.
“İSLAMDA MEZHEPÇİLİK YOKTUR”
İslam dininde mezhepçiliğin; Sünnilik, Şiilik diye bir ayrımın olmadığını da sözlerine ekleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, gençlere “Gençler, bir şeyi hatırlatacağım sizlere; biz var ya biz, biz rast gele bir millet değiliz. Biz, dünyayı avuçlarının içerisine almış ve o dünyayı avuçlarının içerisinde yoğuran bir millettik. Şair çok güzel ifade etmiş: ‘Bir zamanlar biz de millet, hem nasıl milletmişiz, / Gelmişiz dünyaya, millet, milliyet nedir öğretmişiz.’ Biz böyle bir milletiz. Zulme rızayı hiçbir zaman kabul etmemiş bu millet, ha Hint Yarımadası’na gerektiğinde donanma göndermiş, biz böyle bir milletiz.” sözlerine yer verdi.
SURİYELİ MÜLTECİLERE VATANDAŞLIK VERİLMESİ
Suriye’den gelen mültecilerin muhacir olduğunu, Türkiye’nin de ensar olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: “Ne büyük makam bu, ne büyük makam... Ama şimdi bakıyorum bazı siyasiler bunun inceliğini kavrayamamış, çıkmış açıklama yapıyor. Diyor ki, ‘Vatandaşlık öyle kolay bir iş değil.’ Buralara takılıp kalacak kadar siyaset de bilmeyen, tarihini bilmeyen, kendi değerlerini bilmeyen kişilerle bu ülkede ne yapabilirsiniz? Evet, biz o mağdur, o mazlum kardeşlerimize bu ülkede inşallah hükûmetimizin ortak çalışmasıyla vatandaşlığı vereceğiz. Bunların içerisinde çok kalite insanlar var, kalifikasyonları yüksek insanlar var, kariyer sahibi insanlar var. Biz almayalım da İngiltere’ye, Kanada’ya, şuraya, buraya mı gitsin? Bak biz ayrım yapmıyoruz, buyurun, Ukrayna’dan Ahıskalı kardeşlerimizi ne yaptık? Ahıska Türklerini aldık, Erzincan’a Üzümlü’ye yerleştirdik, yine gelsin yine alacağız. 780 bin kilometre bu vatan topraklarının içerisinde ‘Bu vatana ben de sahibim, ben de bu vatanda yaşayanların birer kardeşiyim’ anlayışında olan kim olursa olsun biz bunları alırız. Bunu benimsesin, bu önemli bir şey, bunu benimsemek çok önemli.”
Suriyeli mültecilerin, kendilerine vatandaşlık verileceğini açıkladığında, iftar sofrasında ağladıklarını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Her kim ki etnik köken, bölgecilik veya ideolojik gerekçelerle bu olaya yaklaşırsa yazık eder ve bu malum terör örgütlerinin değirmenine su taşır. Şimdi biz ülke olarak, Müslümanlar olarak bir an önce adeta içimizi kemiren, iliğimizi sömüren, ruhumuzu kurutan bu urlardan, bu kanser hücrelerinden kurtulmalıyız. Artık kaybedecek ne tek bir canımız, ne tek bir dakikamız kalmamıştır. Hem ülkemiz, hem İslam dünyası bu zillete daha fazla tahammül edemez” şeklinde konuştu.
“TÜRKİYE TERÖR ÖRGÜTLERİNİN ÜSTESİNDEN GELECEK GÜCE VE DİRAYETE SAHİPTİR”
Türkiye’ye ve İslam dünyasındakilere seslendiğini belirterek, “Gün, safımızı seçme günüdür. Gün, hak ve hakikatle adeta gözümüze sokulan bu proje örgütler arasında tercihimizi yapma günüdür” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: “Türkiye terör örgütlerinin üstesinden gelecek güce ve dirayete sahiptir. Hiç endişeniz olmasın İslam dünyasının da mezhep ve terör fitnesinden kendisini kurtaracak ferasete sahip olduğuna inanıyorum. Yeter ki bu terör örgütlerinin arkasındaki doğrudan ve dolaylı destekler çekilsin. Yeter ki birliğimize, beraberliğimize, kardeşliğimize hep beraber sahip çıkalım. Yaşadığımız tüm acı hadiselere rağmen yarınlarımızdan ümitliyim. Rabbim bizlere asla umutsuzluğa kapılmamamızı emrediyor. Gençler, öyleyse üzülmeyeceğiz, korkmayacağız, mücadele edeceğiz ve Allah’ın izniyle de başaracağız. Allah yar ve yardımcımız olsun.”
Konuşmasının sonunda ‘tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet’ vurgusu yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerini, programa katılanların bayramını tekrar kutlayarak tamamladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının ardından salondaki vatandaşlarla bayramlaştı.