AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, Çalışan Kadınlar Buluşması'nda konuştu.
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Biz, çözüm irademizi ortaya koyduğumuzda, Sayın Cumhurbaşkanımız da bizler de 'Analar ağlamasın' dedik. Bu bir sembol haline geldi. Anaların gözyaşlarının dinmesinden rahatsız olanlar, işte bugünlerde yeniden devreye girdiler. Ben inanıyorum ki annelerin merhamet ve şefkat yüklü yürekleri bu acıya son verecektir. Yürekleri birleştireceğiz, bu yüreklerden bir merhamet ülkesi, bir merhamet medeniyeti kuracağız" dedi.
Davutoğlu, Uluslararası Kadın ve Aile Derneği (UKADER) ile Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM) tarafından Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlenen "Çalışan Kadınlar Buluşması"nda, kadınlara güvendiklerini belirterek, onların aynı zamanda iyi bir girişimci, anne ve olabileceklerine dair hiçbir şüphelerinin olmadığını ifade etti.
Başbakan Davutoğlu, kadınlara sunulan imkanları geliştirmenin görevleri olduğunu dile getirdi.
Siyasette, 7 Haziran'dan bu yana yeni bir tablo orta çıktığını, bazı çevrelerin, muhalefet partilerinin, seçim sonrası yönetim boşluğu doğabileceği ümidine kapıldıklarını aktaran Davutoğlu, "Böyle bir ümitle Türkiye'yi kaosa sürükleyebilecekleri vehmine de kapıldılar" diye konuştu.
Seçim değerlendirmesi için 7 Haziran akşamında, "AK Parti'nin demokrasi forumu haline gelmiş balkonundan" yaptıkları konuşmaya değinen Davutoğlu, şöyle konuştu:"Yaptığımız konuşmada, ülkede hiçbir yönetim boşluğuna izin vermeyeceğimizi ilan ettik, haykırdık. Çünkü önümüzde karşılaşacağımız sıkıntıları biliyorduk. Sizler de şahitsiniz ki bu dört ay içinde yönetim boşluğuna izin vermedik. Bu olmayınca kaos çıkartmayı ülkenin ilerlemesini, gelişmesini yavaşlatmayı amaçladıkları için her defasında bu sefer terör maşasını devreye soktular. Ama elbetteki bundan da başarılı olmayacaklar."
"TERÖRÜN VE TERÖRLE BİRLİKTE ORTAYA ÇIKAN BÜTÜN DERTLERİN DEVASI KADINLARIMIZDIR"
Davutoğlu, salonda bulunan kadınların nezdinde tüm kadınlara seslenmek istediğini dile getirerek, konuşmasını şöyle sürdürdü:"Bütün kadınlarımıza seslenmek istiyorum; terörün ve terörle birlikte ortaya çıkan bütün dertlerin devası kadınlarımızdır. Biz, şehit annelerimizin Diyarbakır anneleriyle el ele vererek, bu terör belasına karşı aynı gür sesle haykırmalarını rica ediyoruz. Çünkü kadının hassas ruhu, bütün bu şiddete karşı genç nesilleri yetiştirecek en temel kaynaktır. Annelerimizin, kız çocuklarımızın, kardeşlerimizin, teröre karşı Türkiye'nin doğusunu, batısını, kuzeyini, güneyini bir araya getirmeleri çağrısında bulunuyorum. Hele hele bu günlerde tam da Kerbela şehitlerini andığımız, Hazreti Hüseyin'in o şehitlerin serdarının ailesiyle birlikte çektiği çileyi andığımız bu günlerde hepimizin bir daha bu acıların yaşanmaması için mazlumlara sahip çıkarken, zalimlere ve teröre karşı sesimizi yükseltirken, omuz omuza vermemiz ve kadın merhametinden yeni bir dünya inşa etmemiz lazım."
Davutoğlu, zor durumlarda her zaman kadınların merhametine sığınıldığını ifade ederek, "Annelerimizin merhametine sığındık. Şimdi de bu zor günleri aynı merhamet bilinciyle aşacağımıza inancımız tamdır" ifadelerini kullandı.
Terörden medet umanların, kim olursa olsun, hak ettiği cevabı alacağını ve mutlaka kurduğu tuzağın kurbanı olacağını vurgulayan Davutoğlu, şunları anlattı:"Demokrasi, meşruiyet, hukuk ve kanun sınırları içinde terörle etkin bir biçimde mücadele yürütüyoruz ve yürütmeye de devam edeceğiz. Ne silahlı eşkıyaya hak ettiği cevabı vermekten geri duruyoruz, ne de bu ülkeye bizzat kazandırdığımız ileri demokrasi ve hukuk normlarından taviz veriyoruz. Sorunlarımızın çözümü için sizin katkılarınıza ihtiyacımız var. Sizin insanlığınıza, vicdanınıza, merhametinize, şefkatli ellerinize ihtiyacımız var. Birçok siyasinin elini taşın altına koymaktan çekindiği bu zor günlerde, kadınlarımız merhamet yüklü ellerini taşın altına koyar ve Türkiye'de kardeşliği pekiştirmek için Hakkarili'si, Edirneli'si, Vanlı'sı, İzmirli'si, Ankaralı'sı, Urfalı'sıyla omuz omuza verirlerse işte o zaman terör odakları zihinlerinde besledikleri o kara günleri gerçekleştirme fırsatı bulamazlar."
"ANNELERİN MERHAMET VE ŞEFKAT DOLU YÜREKLERİ BU ACIYA SON VERECEK"
Çözüm iradelerini ortaya koyduklarında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da kendilerinin de "Analar ağlamasın" dediklerini ve bunun bir sembol haline geldiğini aktaran Davutoğlu, şunları kaydetti:
"Anaların göz yaşlarının dinmesinden rahatsız olanlar, işte bugünlerde yeniden devreye girdiler. Ben inanıyorum ki annelerin merhamet ve şefkat dolu yürekleri bu acıya son verecektir. Yürekleri birleştireceğiz, bu yüreklerden bir merhamet ülkesi, bir merhamet medeniyeti kuracağız. Allah korkusu ve anne şefkati en büyük emniyet tedbiridir, en etkin güvenlik tedbiridir. Kadınlarımız merhametin sembolüdür. Kadın bu merhametiyle tarihin öznesi olmalıdır. Olmazsa o zaman baskı ve şiddet devam edecek, baskı ve şiddet koşullarını bize dikte etmeye devam edenler olacaktır. Ama biz kadınların şefkatine, merhametine atıfta bulunsak o zaman da ülkemizde de dünyada da çok daha adil bir ekonomik bir düzen olur, barışçıl bir ortam olur ve çok daha önemlisi de insani bir vicdan olur. İnsanlık baştan ayağa kadınlar üzerinden vicdan kesilir. Allah'a şükürler olsun ki sizlerde o öz, ışık, o nefes, o nur, o vicdan var. Sizler her yerde merhametin, şefkatin, iyiliğin, yardımseverliğin öncüsüsünüz, öyle olmaya da devam edeceksiniz."
Davutoğlu, kadınların Ertuğrul Gazi'nin annesi Hayme Hatun'un, oğluna verdiği öğüdün takipçisi olduğunu dile belirterek, o öğütten şu mısraları okudu:"Ne diyordu bu mübarek anne, Hayme Ana civan, mert oğluna, 'Ey Oğul, boyundan, soyundan olsun, olmasın insanlara adil davran / Adaletten ayrılma ki insanların birlik, dirlik kazansın / Yurdunda herkes adaletle gezsin / Ululuk isteyen töreden ayrılmasın / Yapacağın iyi ve doğru işlerle insanların hizmetinde bulunursan güzel övünçler senin olur / Yüreğinden inancı, ağzından duayı, davranışından erdemi hiç eksik etme."
Başbakan Davutoğlu, "Ben o Hayme Ana dualarının aynısını, aynı lehçelerle babaannesinden duymuş birisi olarak söylüyorum, eğer zihnimi dokuyan temel unsurları sıralasaydım, okuduğum belki yüzlerce, binlerce kitap, gördüğüm onlarca üniversiteden daha çok babaannemin kulağıma fısıldadığı duaları ve nasihatleri zikrederdim" diye konuştu.
Her evin, babaannelerin, ninelerin duasıyla kurulan her sofra ve açılan her sohbetin en büyük üniversite olduğunu belirten Davutoğlu, şunları kaydetti: "Özellikle çalışan kadınlarımız, zor olduğunu belki biliyorum ama eşlerinizle birlikte evinizi birer okula, birer manevi dergaha çevirin. Sözlerde nasihati çocuklarımıza ve torunlarımıza aktararak sözlü kültürümüzü yaygınlaştıralım, gelecek nesillere aktaralım. Çocukluk günlerimizde hem babaannemin hem de dedemin sık sık zikrettiği bir duayı hiç zihnimden çıkarmadım. Şimdi şahsım için şahsi edilen o duayı, şimdi ülkem için hep ediyorum ve bu kudreti Rabbimin bize vermesi için niyazda bulunuyorum. Hep şunu derlerdi oturduğumuzda, sofradan kalktığımızda, 'Ya Rab bize öyle bir feyzi kanaat ver ki değil namerde, merde dahi eyleme muhtaç'. Bu sözle aslında zikredilen insan onurunu, insanın kendi onurunu korumasıdır. Şimdi de AK Parti olarak gecemizi gündüzümüze katarak, bizden sonraki nesillerin, bizden önceki nesiller gibi bir daha değil namerde, merde dahi muhtaç olmaması için çalışıyoruz. O duaların, niyazların hakkını vermeye gayret ediyoruz."