BÜLENT MAVZER(İHA) - Iğdır Üniversitesi Öğretim Görevlisi Aslantürk Akyıldız, "Ermeni diasporasının hedefi '4 T' projesini hayata geçirmektir. Bu '4 T', tanıtım, tanınma, tazminat ve topraktır" dedi.
Türkiye Küçük Millet Meclisi (TKMM) Iğdır Forumu Ocak 2012 toplantısı yapıldı. Iğdır Sanayi ve Ticaret Odası Meclis Salonu'nda düzenlenen, "1915'te Ne Oldu" başlıklı toplantıda, "soykırım" iddiasına ilişkin aldığı karardan ötürü Fransa Parlamentosu kınandı .
FRANSA ELİNDEKİ KANI SİLSİN
Toplantıda bir konuşama yapan Iğdır Üniversitesi Öğretim Görevlisi Aslantürk Akyıldız, Ermeni diasporasının Türkiye'yi suçlamaya, dünya kamuoyunu etkilemeye devam ettiğini belirterek, "Bu ülkelerin başında da Amerika, Fransa, İngiltere gelmektedir. Fransa, Cezayir de yaptığı katliamları görmüyor, kendi elindeki kan ve kiri silmeden, yapmadığımız bir olaydan dolayı bizi suçluyor. İran'da bile Ermeniler Türkiye aleyhinde faaliyet sürdürüyor" diye konuştu.
Ermeni diasporasının "4 T"yi hayata geçirmeyi hedeflediğini savunan Akyıldız, "Bu '4 T'den kastım; tanıtım, tanınma, tazminat ve topraktır. Yani, sözde Ermeni sorunu, tüm dünyada terör yoluyla 'tanıtılacak', sözde iddialar dünya kamuoyunca kabul edilip Türkiye'ce tanınacak, sözde soykırımdan dolayı Türkiye'den 'tazminat' alınacak ve 'Büyük Ermenistan' rüyasını gerçekleştirmek için gerekli 'toprak' Türkiye'den koparılacaktır. Bunun için uyanık olmalıyız, 5 milyon Türk yurt dışındadır, 1 milyon Ermeni'ye karşı Türk diasporasını oluşturamıyoruz. Bunun nedenini de araştırmamız şart" ifadelerini kullandı.
TÜRKLERİ KATLETTİLER
Ermeniler'in Iğdır ve çevresinde çok katliam yaptığını söyleyen Akyıldız, "Bu nedenle uyanık ve dikkatli olmamız gerekir. Ermenilerin gerçek yüzlerini, her zaman her yerde anlatmamız gerekmektedir. Ermeniler; Türklerin Anadolu topraklarına girmelerinden sonra, Türk milletinin adaletli, hoşgörülü, birleştirici ve insan sevgisi anlayışından yararlanmışlardır. Ermeniler; Osmanlı Devleti'nin gayretli, çalışkan, dürüst ve başarılı her vatandaşına sağladığı fırsat ve imkanlardan, gayrimüslimler içinde en fazla yararlananlar olmuştur. Ermeniler, askerlikten ve kısmen de vergiden muaf tutulurken, çiftçilikte, zanaatta, ticarette ve devlet yönetiminde yükselme fırsat ve imkanını elde etmişlerdir. Devlete bağlı, milletle anlaşmış ve kaynaşmış olduklarından dolayı Ermeniler millet-i sadıka olarak kabul görmüşlerdir. Bu güven sayesinde iş hayatında olduğu gibi, kamu hizmetlerinde de önemli yerlere gelmişlerdir. Ancak, Osmanlı Devleti'nin zayıfladığı dönemlerde hemen her konuda baş gösteren Avrupa devletlerinin müdahaleleri sonucunda Türk-Ermeni ilişkileri de bozulmaya başlamıştır. Sömürgeci güçlerin, özellikle din adamı kisvesinde Osmanlı Devleti'ne gönderdiği kışkırtıcıların etkinlikleriyle sosyal, kültürel, ticari, dini ve siyasi açılardan Türk milletinden uzaklaştırılmaya çalışılmıştır. Doğu Anadolu'da başlatılan ve İstanbul'a kadar yaygınlık gösteren Ermeni ayaklanmalarında binlerce Türk ve Ermeni hayatlarını yitirmiştir. Osmanlı Devleti isyancı ve düşmanla iş birlikçi Ermenilerin ihanetleri karşısında, ordunun güvenliği ile ikmal yollarının güvenliğini sağlamak amacı ile 27 Mayıs 1915 tarihli sevk ve iskan kararını almak zorunda kalmıştır" şeklinde konuştu.