Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden Türkiye Teknoloji Seçime Doğru
Taşambarlar’da yangın söndürüldü
Taşambarlar’da yangın söndürüldü
AK Parti’de görev dağılımı yapıldı
AK Parti’de görev dağılımı yapıldı
YURTLİG’de Erzurum Kız Yurdu şampiyon oldu
YURTLİG’de Erzurum Kız Yurdu şampiyon oldu
Erzurum’da bilekler yarıştı
Erzurum’da bilekler yarıştı
Akdağ ailesi yasta
Akdağ ailesi yasta
HABERLER>ARAŞTIRMA İNCELEME
11 Şubat 2014 Salı - 03:51

Görmez ‘Din Özgürlüğü’nü değerlendirdi

Diyanet İşleri Başkanı Görmez, ABD Din Özgürlüğü Komisyonu’nu kabul etti

Görmez ‘Din Özgürlüğü’nü değerlendirdi

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, ABD Uluslararası Din Özgürlüğü Komisyonu Başkan Yardımcısı Dr. Katrina Lantos Sweet ve komisyon üyelerini makamında kabul etti. Diyanet İşleri Başkanı Görmez, dini özgürlükler konusunda önemli açıklamalarda bulundu.
Amerika’nın 2012 ve 2013 yılında yayımladığı ‘Din Özgürlükleri Raporu’ndaki yanlışlıklara ve tek taraflı yapısına dikkat çeken Diyanet İşleri Başkanı Görmez, “Özgürlük insanoğlunun var oluşunun anlamıdır. Bütün özgürlükler insan için çok önemlidir. Ancak üzülerek belirteyim ki son asırda son yıllarda özgürlük bilinci arttıkça, özgürlük söylemi arttıkça özgürlük ihlalleri de artmaya başladı. Bütün özgürlükler önemlidir ama din özgürlüğünün farklı bir anlamı vardır. Çünkü din insanoğlunun hayatının anlam haritasıdır.” dedi. 
Genelde bütün özgürlükleri özelde din özgürlüğünü takip etmenin, özgürlük ihlallerini tespit etmenin son derece insani, ahlaki ve mukaddes bir görev olduğunu kaydeden Başkan Görmez şunları söyledi;
 “DİN ÖZGÜRLÜĞÜNÜN SINIRLARI BU DÜNYA HAYATI İLE SINIRLI DEĞİLDİR…”
Genelde bütün özgürlükleri özelde din özgürlüğünü takip etmek, özgürlük ihlallerini tespit etmek son derece insani, ahlaki ve mukaddes bir görevdir. Din, insanın en derunundaki vicdanını ilgilendirir. Bu yüzden din özgürlüğü ile vicdan özgürlüğü hep birlikte zikredilir. Din özgürlüğünün diğer özgürlüklerden bir farkı da sadece dünya hayatıyla ilgili değil ebedi hayatı ilgilendiren boyutları vardır. Çünkü bütün ilahi dinlerde bir ahiret inancı vardır. Genelde bütün özgürlükleri özelde din özgürlüğünü takip etmek, özgürlük ihlallerini tespit etmek son derece insani, ahlaki ve mukaddes bir görevdir.
“DİN ÖZGÜRLÜĞÜ ADINA HAZIRLANAN RAPORLAR HER TÜRLÜ SİYASİ, POLİTİK VE İDEOLOJİK GAYELER TARAFINDAN GÖLGELENMEMELİ…”
Ancak bu çalışmaların kutsiyetine, insaniliğine ve ahlakiliğine gölge düşmemesi için hazırlanan raporların üç şartı taşıması gerekir. Birincisi, bu çalışmaları siyasi, politik ve ideolojik gayeler gölgelememeli. İkincisi, objektif, doğru bilgiye dayanmalı. Üçüncüsü de, gerek genelde bütün özgürlükleri gerekse din özgürlüklerini ele alırken dinler ve inançlar arasında bir ayrım yapmamak gerekir.
“2012 VE 2013 YILLARINDA HAZIRLADIĞINIZ RAPORLARIN YANLIŞ VE TEK TARAFLI YÖNLERİ VARDIR…”
Komisyonunuzun 2012 ve 2013 raporlarının üzülerek belirteyim ki yanlış, tek taraflı ve az evvel söylediğim şartları taşımayan yönleri vardır. 2012 raporu, Türkiye’yi özel kaygı duyulan ülkeler kategorisine kaydeden bir rapor oldu. Raporu hazırlayan komisyon üyeleri arasında muhalefet olsa da neticede bu rapor, Türkiye’yi özel kaygı duyulan ülkeler listesine aldı. Raporda yer alan laiklik uygulamalarındaki bazı yanlışlıklara biz de zaman zaman işaret ediyoruz. Ancak hem 2012 raporunda hem de 2013 raporunda şahsen şuanda içinde bulunduğunuz kurumla ilgili yapılan değerlendirmeler yeniden yapılması gereken değerlendirmelerdir.
“DİYANET’İN DİNİ BASKI ALTINDA TUTMAYA ÇALIŞAN BİR KURUM OLDUĞU İDDİASI DOĞRU DEĞİLDİR…”
Her iki raporda da Diyanet ile ilgili önemli yanlışlar var. Birincisi, devletin İslam dinini bu kurum marifetiyle baskı altında tuttuğu anlayışıdır. Doğrusu ben ve tüm diğer arkadaşlarım, hiçbirimiz İslam dinini baskı altında tutmak için kurulan bir kurumda çalışmayız. Bu, Diyanet’in yapısı hakkında yeterince bilgi sahibi olmamanızdan kaynaklanıyor. Din hizmetleri ve din eğitimi boyutuyla Diyanet’in tarihini değerlendirecek olursak bu kurumun ruhu ve manası itibarıyla 6 asırlık bir geçmişi vardır. Eğer çağdaş modern versiyonuyla dikkate alırsak 90 yıllık bir geçmişi vardır. Toplumun yüzde doksanından fazlasının yüksek bir hüsnü kabulü vardır. Sadece Türkiye’de değil Orta Asya’da, Balkanlarda, Afrika’da, Avrupa’da kurumları, müesseseleri, çalışanları vardır.
 “BATI, TÜRKİYE’Yİ YANLIŞ DEĞERLENDİRİYOR…”
Diyanet üç boyutta incelenmesi gereken bir kurumdur. Birincisi, bir kamu kurumudur. Bir kamu kurumu olması İslam dinini baskı altında tuttuğu anlamına gelmez. Çalışanların maşalarını devletten alması her birinin İslam’ı baskı altında tutmak için burada çalıştığı anlamına gelmez. Genelde batılı dostlarımızın bilhassa Türkiye’yi Diyanet’i değerlendiren dostlarımızın bilmediği bir kaç önemli husus var. Türkiye’de aynı zamanda din eğitimi ve din hizmeti amaçlı kurulan vakıflar vardır. Vakıfların varlığı, aslında bir kaç Diyanet’i besleyecek konumdadır. Eğer vakıflar dikkate alınarak devlet ile Diyanet ilişkisi dikkate alınacak olursa aslında devlet Diyanet’e borçlu çıkar. Ayrıca Türkiye’de azınlık statüsünde olan bütün dini azınlıkların vakıfları kendilerine iade edildi.
“DİYANET, ÖZGÜR VE SİVİL BİR KURUMDUR…”
Diyanetin diğer yönü ise özgür ve sivil olmasıdır. Bütün camileri halk yapar. Her caminin bir derneği vardır. Diyanet, o camilerin dernekleriyle işbirliği yaparak bu hizmetleri yürütür. Ayrıca Diyanet’in bir de özgür yönü vardır. Devlet doğrudan ‘dini şöyle anlatacaksın’ diye müdahale edemez. Ben 8 yıl burada Başkan yardımcılığı yaptım. 3 yıldan bu yana Başkan olarak görev yapıyorum. Devletin herhangi bir konuda ‘İslam’ı şöyle yorumlayın’ veya ‘şöyle yönlendirin’ dediğine şahit olmadım. Dolayısıyla her iki rapordaki Diyanet kısmıyla ilgili önerim, arkadaşlarımız daha geniş olarak bir araya gelip hem tarihini hem yapısını yeniden konuşabilirler.
“DİYANET, KENDİSİNİ MEZHEPLER ÜSTÜ BİR KONUMDA YAPILANDIRMIŞTIR…”
Diyanet’le ilgili her iki raporda yer alan ikinci büyük yanlışlık ise, Diyanet’in sadece Hanefi mezhebini yaymaya çalıştığıdır. Hâlbuki bizim 15 binden daha fazla şafi mezhebine mensup çalışanımız vardır. Diyanet kendisini mezhepler üstü bir konumda yapılandırmıştır. İslam’ın ortak hizmetlerini, ortak değerlerini esas alarak çalışmalarını yürütür. 16 kişiden oluşan Din İşleri Yüksek Kurulumuz vardır. Bunların tamamı seçimle gelir. Bunlara bir soru sorduğumuzda İslam’ın kaç farklı yorumu ve görüşü varsa onu ifade ederler. Belli bir yorumunu esas almazlar. Eğer Alevilik dikkate alınarak bu söyleniyorsa kısmen doğrudur. Çünkü biz arkadaşlarımızla birlikte Alevi kardeşlerimizin de kendi İslam yorumlarını tatbik etmeleri, inanç hizmetlerini yürütebilmeleri için hukuk çerçevesinde her türlü hakka sahip olması için çaba içerisindeyiz. Göreve başladıktan sonra ilk ziyaretlerimden birisi cem evlerine olmuştur. Bilhassa Alevilerin referans kaybını önlemek için Başkanlık Alevi Bektaşi Klasiklerini yayınladı.
TÜRKİYE’DE BULUNAN DİNİ AZINLIKLAR MESELESİ…
Benim göreve başladığım günden itibaren çokça seslendirdiğim bir şey vardır. Ben azınlık ve çoğunluk tabirlerini kullanmayı dahi ahlaki bulmuyorum. Türkiye’de yaşayan Müslümanlar kendi inançlarını gönlünce yaşama konusunda hangi haklara sahiplerse gayrimüslim topluluklar da aynı haklara sahip olmalıdır. Zaten bizim 4-5 asır birlikte yaşama tarihimizde de bunun bütün dünyaya örnek gösterilebilecek tabloları vardır. Dünya henüz çok kültürlülüğü tanımazken, bilmezken biz İstanbul’da camiyi, kiliseyi ve sinagogu yan yana kurmuş ve barış içinde birlikte yaşatmış bir geleneğe, bir tarihe sahibiz. Ben geçen yıl Fener Rum Patrikhanesini bizzat ziyaret ettim. Orada açıkça şunu ifade ettim, ‘siyaset uluslararası ilişkilerde mütekabiliyet esasını kabul edebilir ancak inanç özgürlükleri alanında mütekabiliyet esası ahlaki değildir.’ Türkiye’de yaşayan ve asırlarca birlikte yaşadığımız dini topluluklar kendi din adamlarını yetiştirmek için her türlü hakka sahip olmalıdır.
“BİZ BURADA YENİ BİR BAŞLANGIÇ, BEYAZ BİR SAYFA, YENİ BİR GİRİŞİM BAŞLATMAK ÜZERE BULUNUYORUZ…”
ABD Uluslararası Din Özgürlüğü Komisyonu üyesi Glendon, Başkan Görmez’e açık yüreklilikle yaptığı açıklamalardan dolayı teşekkür ederek şunları söyledi;“Sayın başkan bizi bugün buraya getiren endişelerin tam kalbinde yer alan konulara doğrudan değindiğiniz için size minnettarım. Özellikle din özgürlüğünün bizatihi önemine atıfta bulunan sözleriniz için teşekkür ederim. Komisyonumuzun önemli rolü hakkında söylediğiniz nazik sözlerinize de teşekkür ederim. Bu komisyonun geçmişte neler yaptığına çok aşina olduğunuzu görüyoruz. Sizin siyaseti ideolojiyi bir kenara bırakma konusundaki tavsiyelerinizi ve somut bilgilere dayanan bir rapor ele almamız konusundaki önerinizi duyduk. Komisyonumuz hakkında bir hususu daha ifade etmek isterim. 2012 raporunu yazan komisyon üyelerinin hepsi değişti, artık o komisyon mevcut değil. Biz burada yeni bir başlangıç, beyaz bir sayfa, yeni bir girişim başlatmak üzere bulunuyoruz. Bugün buraya politika dışı ve objektif olmak üzere bize anlatacaklarınızı dinlemeye geldik.
ABD Uluslararası Din Özgürlüğü Komisyonu Başkan Yardımcısı Lantos Sweet ise “Öncelikle bize uzattığınız sıcak ‘hoş geldin’ için teşekkür ediyorum, sözlerinize minnettarız. Özellikle din özgürlüğü konusuna verdiğiniz destek ve komitemizin çalışmalarını takdir etmeniz bizim için çok önemlidir. Geçmiş raporlarda neyi atladık, nereyi anlamadık konusunda açık yüreklilikle ifade ettiğiniz sözlere de minnettarız. Sormak istediğimiz sorular gerçekten mevcut durumu anlayabilme amacını taşımakta ve Diyanet’in dini cemaatlerle ilişkisini anlamaya yöneliktir.” dedi.

 
Hokeyde Finaller niçin Erzurum’da yapılmıyor?
 
Ala, Ahıska Türklerinin sorunlarını dinledi
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Kuyumcu terazileri denetlendi
İHSAN KUMRU_Erzurum Bilim Sanayi ve Teknoloji İl Müdürlüğü Taş mağazalarındaki ...
ASİMDER: ‘Ermeni diasporası yalan makinesi’
Uluslararası Asılsız Ermeni İddialarıyla Mücadele Derneği (ASİMDER) Genel ...
PÜİS Başkanı Bingöl patlama olaylarına açıklık getirdi
Erzurum’da son zamanlarda araçların akaryakıt depolarında meydana gelen ...
 
Diyanet’ten işitme engellilere büyük hizmet
Diyanet İşleri Başkanlığı işitme engelliler için yeni bir hizmet başlattı. ...
Erzurum’daki ‘İskan Uygulamaları’ irdelendi
Erzurum’da “iskan uygulamaları ve CBS Uygulamalarının Yaygınlaştırılması” ...
Ayda bin 500 fetva veriyorlar
Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından Türk Telekom İşbirliğiyle başlatılan ...
 
Çevre Gönüllüleri rekora hazırlanıyor
Daha önceden ABD'nin Seatte kentinde yaklaşık 5 bin 834 kişinin katıldığı ...
Yol İş'e göre kazaların nedeni taşeronluk sistemi
İHSAN KUMRU-Yol-İş Sendikası Erzurum 2 Nolu Şube Başkanı Kıyas Daşkaya, ...
Tarım’da gıda eğitimi süreci devam ediyor
Erzurum İl ve İlçe Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü güvenli gıda üretmek ...
 
PALANDÖKEN
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
ARŞİV
ANKET
Erzurumspor’un Yeni Sezon Önceliği:

a. Ligde kalmak
b. Playoffa kalmak
c. İlk iki için mücadele


Sonuçları göster Anket arşivi
Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden
KünyeKünye FacebookFacebook TwitterTwitter Günün HaberleriGünün Haberleri