Atatürk Üniversitesi Rektör adayı Prof. Dr. Medine Güllüce, tüm çalışanlarını kucaklayan, huzurlu ve bilim odaklı bir üniversite vaat ettiğini söyledi. Türkiye'de akademik hayatı seçen kadınlardan rektörlük seviyesinde görev yapanların oranlarına bakıldığında yüzde 6’lık bir oranla karşılaştıklarını belirten Prof. Dr. Güllüce, “Bu oranın artırılması için Türkiye genelinde sürdürülmekte olan çalışmaların bir neticesi olarak böyle bir kanıya varıldığını ve bu çerçevede benim de şansımın fazla olduğunun fark edildiğini düşünüyorum” dedi.
Üniversite rektörlüğü için aday olmasının bir anda verilmiş bir karar olmadığını anlatan Prof. Dr. Medine Güllüce, “Karar sürecinde üniversitemiz hakkında; yönetim kriterlerinden kurumsallaşmaya, bilimsel kriterlerden, sosyal ve kültürel konulara birçok mevzu hakkında mütalaada bulundum. Bahsettiğim bu mevzular hakkında vardığım sonuç üniversitemizin kesinlikle istenilen yerde olmadığı idi. Bunun yanı sıra her biri birbirinden değerli rektör adaylarımızın bir çoğunun mevcut veya önceki yönetimlerin içerisinde yer almış olması üniversitemizin ihtiyacı olan ivmenin ancak yeni bir yönetim anlayışıyla kazanılacağı düşüncesi ile rektör adayı olmaya karar verdim” dedi.
Seçim çalışmaları için ciddi ve yoğun bir hazırlık süreci geçirdiğini kaydeden Prof. Dr. Güllüce, “Zira bir yapıyı yönetmeye aday iseniz ilk önce o yapı hakkında doğru analizleri yapmalı ve talip olduğunuz bu yönetim için gerekli seçim sürecini doğru yönetmelisiniz. Biz yaptığımız çalışmalar esnasında bir taraftan üniversitemizin sıkıntı ve eksikliklerini tespit edip bu yönde projeler oluştururken bir taraftan da bu projelerimizi kıymetli akademisyenlerimize anlatabilmek için en doğru iletişim yollarını belirlemeye gayret ettik. Özellikle oluşturduğumuz tanıtım kitapçığı, elektronik iletiler ve üniversitemizdeki reklam panolarının kullanımının diğer rektör adaylarımız tarafından da takip ve taklit edilmesi bu süreci doğru yönettiğimizin bir göstergesi olarak bizi mutlu etmiştir” diye konuştu.
Bir makamı işgal etmek için salt cinsiyetin de bir tercih unsuru olmasına karşı olduklarını söyleyen Prof. Dr. Güllüce, "Seçim sloganlarımızdan birinde de belirttiğimiz gibi biz, başarının cinsiyetinin olmadığı görüşündeyiz. Fakat fırsat eşitliğinin olmadığı, kadınlarımızın sırf cinsiyetlerinden dolayı geri planda kaldığı bir ortamda bazı şartlar en azından rekabet edilebilir duruma gelinceye kadar pozitif ayrımcılık yapılması gerektiği kanaatindeyim” dedi.
Prof. Dr. Güllüce, daha sonra şunları söyledi; “Üniversitemizi yurtiçi ve yurtdışı kaynaklı çeşitli kuruluşların yaptığı üniversiteler sıralamalarında üst sıralara taşımak için gerekli atılımları yapmak, üniversite sanayi işbirliği çalışmalarına önem vererek bilginin ürüne dönüştürülmesini sağlamak ve bu sayede üniversitemiz için döner sermaye girdileri ile yeni kaynaklar oluşturmak, proje ofislerini daha etkin hale getirip bölgemiz ve ülkemiz önceliklerinin göz önünde bulundurulduğu projelerin hazırlanmasını sağlayarak ülkemizin gerek bilimsel gerekse teknolojik gelişiminde etkin rol almak, üniversitemizin öz kaynaklarından sağlanacak ekstra akademik teşviklerle akademisyenlerimizin çalışmalarını teşvik etmek, lisans ve lisansüstü programların akredite edilmesinin sağlamak, birimlerimizin eğitim öğretim materyallerini günümüz şartlarına uygun hale getirmek ve kurulacak kariyer merkezi sayesinde öğrencilerimiz ve ilgili sektörler arasında köprü oluşturmak gibi akademik ve eğitim öğretim projeleri örnek projelerimizden bir kaçı olarak sayılabilir. Tabii bunun yanı sıra şunu ayrıca söylemeliyim ki; objektif, katılımcı, genç akademisyenlerimizin ve yardımcı doçent arkadaşlarımızın da söz sahibi olduğu ve özlük hakları üzerinde herhangi bir tasarrufun bulunulmadığı, kişisel farklılıkların üniversitemizin renkleri olduğunun bilincinde ve bilim odaklı bir idare şekli yönetim planımız için temel bir çatı oluşturmaktadır” şeklinde konuştu.