Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden Türkiye Teknoloji Seçime Doğru
5. Bölge 2024 Teşvik verileri açıklandı
5. Bölge 2024 Teşvik verileri açıklandı
Erzurum için düşündürücü veri!
Erzurum için düşündürücü veri!
Erzurum Ramazan Ayı coşkusuna hazırlanıyor
Erzurum Ramazan Ayı coşkusuna hazırlanıyor
ATAUNİV – İTÜ bilimsel iş birliği
ATAUNİV – İTÜ bilimsel iş birliği
Ramazan ayı teması : ‘İyilik Ayı Ramazan’
Ramazan ayı teması : ‘İyilik Ayı Ramazan’
HABERLER>TÜRKİYE
25 Şubat 2025 Salı - 07:21

‘Kalıcı eserler üretmenin çabasındayız’

Erdoğan, ‘Ekonomik zorluklar gelip geçer, ama dayanışmamız baki kalır. Sıkıntılar gelip geçer, ama muhabbetimiz ebediyen devam eder. Dertler gelip geçer, ama gözyaşını sildiğimiz mazlumların duası bizimle kalır. ‘ dedi

‘Kalıcı eserler üretmenin çabasındayız’

Erdoğan, ‘Ekonomik zorluklar gelip geçer, ama dayanışmamız baki kalır. Sıkıntılar gelip geçer, ama muhabbetimiz ebediyen devam eder. Dertler gelip geçer, ama gözyaşını sildiğimiz mazlumların duası bizimle kalır. ‘ dedi

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Toplantısı’nın ardından yaptığı açıklamada, “Avrupa Birliği’ni ekonomiden savunmaya, siyasetten uluslararası itibara içine düştüğü çıkmazdan sadece Türkiye kurtarabilir. Ekonomisi ve demografik yapısı hızla yaşlanan Avrupa’ya can suyu verecek olan yine Türkiye’dir” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde gerçekleştirilen Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Toplantısı’nın ardından basın açıklaması yaptı.

Toplantıda ele alınan konulara ilişkin açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:

“Ekranları başında ve sosyal medya platformları aracılığıyla bizleri takip eden vatandaşlarıma aynı duygularla selamlarımı gönderiyorum. Türkiye sevdasını yüreğine kundak yapıp sıcaklığında huzur bulan tüm gönül dostlarımıza, kardeşlerimize, soydaş ve akraba topluluklarımıza buradan saygılarımı, sevgilerimi takdir ediyorum.

“BÜYÜK VE GÜÇLÜ TÜRKİYE’Yİ İNŞA MÜCADELEMİZİ SABIRLA SÜRDÜRÜYORUZ”

Ekonomiden dış politikaya, sanayiden iç ve dış güvenliğe birçok konuyu ele aldığımız Kabine toplantımızı az önce tamamladık. ‘Hizmet eden izzet bulur’ anlayışıyla gece-gündüz demeden büyük ve güçlü Türkiye’yi inşa mücadelemizi sabırla sürdürüyoruz. Son Kabine toplantımızdan bugüne bu ülkeyi kendimize bayrak yaparak aziz milletimize olan hizmet borcumuzu hakkıyla ödemeye çalıştık.

Almanya Cumhurbaşkanı Sayın Steinmeier’in ülkemizi ziyareti bizim için anlamlıydı. Kendisiyle terörle mücadele, düzensiz göç, vatandaşlarımızın vize sorunu, savunma sanayi ve Almanya’daki Türk toplumunu ilgilendiren hususlar gibi ortak gündemimizdeki birçok konuyu detaylıca istişare ettik.

Göçmen karşıtı ve İslam düşmanı aşırı sağ hareketlerin Avrupa başta olmak üzere Batılı ülkelerdeki yükselişine bir süredir dikkat çekiyorduk. Son dönemde yapılan birçok seçimde maalesef endişelerimizin haklılığı ortaya çıktı. Aşırı sağ hareketler bugün Avrupa’da siyasetin belirleyici aktörleri hâline gelmiştir.

“LİBERAL DEMOKRASİ CİDDİ BİR KRİZE GİRMİŞTİR”

Ekonomik faktörlerin yanı sıra, Avrupa merkez siyasetinin zamanın ruhunu doğru okuyamaması da bunun temel sebeplerinden biridir. Şurası bir gerçek ki, geçtiğimiz yüzyılın albenisi en yüksek ideolojisi olan liberal demokrasi ciddi bir krize ve darboğaza girmiştir. Bir dönem tüm sorunların ilacı olarak gösterilen liberal demokrasi artık eski gücünü, eski itibarını ve etkisini yitirmiştir. Topluma rota çizmekte, siyasete anlam kazandırmakta, insanlara umut ve güven vermekte yetersiz kalmaktadır.

Hayat gibi siyaset de boşluk kabul etmez. Batıda bugün yaşanan durum işte budur. Avrupa demokrasilerinde ortaya çıkan boşluğu son seçimlerde görüldüğü üzere aşırı sağcı demagoglar dolduruyor. Tabii bir de buna Batının 471 gün süren Gazze’deki soykırım karşısında takındığı ikircikli tavrı da eklemek gerekiyor.

“BATILI KURULUŞLAR VE LİDERLER, GAZZE’DEKİ İNSANLIK SINAVINDA SINIFTA KALMIŞLARDIR”

Çoğu çocuk ve kadın 61 binden fazla sivilin katledilmesini seyreden Batılı kuruluşlar ve liderler, Gazze’deki insanlık sınavında sınıfta kalmışlardır. Yıllardır dünyaya örnek gösterilen Batılı değerlerin insanlık için ortak bir fayda hedefinin olmadığı özellikle bu süreçte tekrar anlaşılmıştır. İtibar ve güven kaybının kısa sürede toparlanması da mümkün değildir. Bu tablo karşısında bizim için asıl olan çıkarlarımızın korunmasıdır. Aynı şekilde 4-5 kuşaktır Avrupa’da yaşayan vatandaşlarımızın huzur ve esenliğine büyük önem veriyoruz. Aşırı sağ gerçekliğinin Avrupalı Türkler ve Müslümanlar açısından bir tehdit oluşturmaması için gelişmeleri dikkatle takip ediyoruz.

Burada şunu da ifade etmekte fayda olduğu kanaatindeyim: Son döneme Avrupa Birliği ile ilişkilerimizin eski ritmine kavuşmakta olmasını önemsiyoruz. Suriye’deki gelişmelerin yanı sıra, Ukrayna savaşı bağlamında yürütülen tartışmalar da Avrupa’nın Türkiye’ye olan ihtiyacını tekrar teyit ediyor. Ama burada şunu da açık ve net söylemek isterim: Avrupa Birliği’ni ekonomiden savunmaya, siyasetten uluslararası itibara içine düştüğü çıkmazdan sadece Türkiye kurtarabilir. Türkiye’nin birliğe tam üyeliği kurtarabilir.

“AVRUPA’YA CAN SUYU VERECEK OLAN TÜRKİYE’DİR”

Ekonomisi ve demografik yapısı hızla yaşlanan Avrupa’ya can suyu verecek olan da yine Türkiye’dir, Türkiye’nin tam üyeliğidir. Avrupa Birliği bu gerçeklerle ne kadar erken yüzleşirse, kendileri için o derece hayırlı olacaktır. Biz hep olduğu gibi yapıcı bir anlayışla karşılıklı fayda ve saygı temelinde üyelik sürecimizi ilerletmek arzusundayız. Gerekli irade gösterilirse açıkçası kısa sürede netice de alabiliriz. Ama bunun için Avrupa Birliği’nin ve birliğe yön veren ülkelerin yanlışta ısrar etmekten vazgeçmesi gerekiyor. Sürecin nereye evrileceğini önümüzdeki dönemde hep beraber göreceğiz. Türkiye olarak 360 derecelik bakış açısıyla pergelin bir ayağını Ankara’ya sabitleyip, diğeri ile tüm dünyayı kucaklamayı sürdüreceğiz.

Değerli arkadaşlar; nitekim geçen hafta gerçekleştirdiğimiz Güneydoğu Asya seyahatimiz girişimci, tarihî ve kültürel derinliğiyle barışık, insanı ve vicdanını merkeze alan dış politikamızın başarısını bir kez daha göstermiştir. Toplamda 650 milyona yaklaşan nüfuslarıyla bölgelerinin parlayan yıldızları olan Malezya, Endonezya ve Pakistan’ı kapsayan ziyaretimiz son derece verimli geçti.

İmzaladığımız toplam 48 belge ile aramızdaki ticari, ekonomik, savunma, kültürel ve beşeri ilişkilerimizi daha da güçlendirdik. Dış ticarette yeni hedefler belirledik. Savunma sanayi iş birliğimizi ortak üretim dahil ilerletmeyi kararlaştırdık. Şahsımıza ve heyetimize yönelik teveccühe, muhabbete ve sokaklara taşan sevgi seline şahitlik edip de duygulanmamak zaten elde değildi. Her üç ülke de sadece resmî makamlardan değil, özellikle halktan büyük bir hüsnükabul gördük. Ellerinde al bayraklarımızla binlerce, on binlerce insan bizleri selamladı. Yollar, binalar, billboardlar bu ülkelerle kadim dostluğumuzu anlatan fotoğraflarla adeta nakış-nakış süslenmişti. Türkiye’nin İslam dünyasındaki güçlenen rolüne vurgu yapan iltifatları bu milletin şerefli bir evladı olarak memnuniyetle karşıladık. Milletimizle birlikte dostlarımıza güven veren, rakiplerimizin ise yüreklerine korku salan bir ziyareti daha başarıyla tamamladık.

“TOGG, BÜYÜYEN TÜRKİYE’NİN SİMGESİ HÂLİNE DÖNÜŞTÜ”

Ziyaretimizin hafızalara kazınan yanlarından biri de her üç ülkenin liderine hediye ettiğimiz millî elektrikli otomobilimiz TOGG’du. TOGG, bir hediyenin ötesinde, büyüyen, güçlenen, ekonomisi hızla kabuk değiştiren yeni Türkiye’nin adeta simgesi hâline dönüşmüştür. Ancak TOGG’un ilk ortaya çıkış fikrinden üretime kadar her aşamasına bir kulp takanlar, liderlere hediye edilen otomobillerden de rahatsız oldular. Öyle vahim tepkilere şahit olduk ki, hıncını alamayıp G-20 üyesi bir ülkeye geri kalmış diyeni mi ararsınız, Türkiye ile ilgili kurulan övgü dolu cümleleri eleştirenleri mi ararsınız, Hint Müslümanlarının millî mücadeleye verdiği destekten haberi olmayıp ileri-geri konuşarak sirkatin söyleyenleri mi ararsınız, ülkeye ve millete dair vizyon ortaya koyamayan ne kadar işgüzar varsa TOGG’u ve Güneydoğu Asya ziyaretimizi hedef aldı. Oysa bu ülkenin ekmeğini yiyen, suyunu içen, havasını soluyan herhangi bir kimsenin bırakın rahatsız olmayı, tam tersine bu ziyaretten iftihar etmesi beklenir.

Dünyanın başka hiçbir ülkesinde muhalefet, millî gururu okşayan fotoğraflar üzerinden hükûmeti eleştirmez. Ama ülkemizde ne yazık ki böyle bir muhalefet yok. Bizde bir türlü iflah olmayan yıkıcı bir muhalefet zihniyeti var. Ne diyelim? Ülke ve millet olarak da bu bizim imtihanımı. “Ne üretim bandı var, ne fabrikası” dedikleri TOGG’un 52 binden fazlası şu an yollarda. İnşallah yaz aylarında Sedan modeli de piyasaya sürülecek.

TOGG’un dışında yabancı markaların yatırımları da devam ediyor. Çinli BYD şirketinin 1 milyar dolar yatırımla Manisa’da kuracağı elektrikli araç üretim tesisi ve araştırma-geliştirme merkezi çalışmalarında ciddi mesafe kat edildi. 2024 yılında dünyada 17 milyondan fazla elektrikli araç satıldığı dikkate alındığında bu yatırımların önemi daha net görülecektir.

“TÜRKİYE’Yİ YÜKSEK TEKNOLOJİ YATIRIMLARININ ODAĞI HÂLİNE GETİRECEĞİZ”

Tabii bununla kalmıyoruz, yine bir başka Çin firması, o da ayrıca Samsun’da yatırımını şu anda yapıyor, o da hazırlıklarını tamamladı, çok kısa bir zaman içerisinde Samsun’da da bu markanın temelinin atıldığını göreceğiz. Türkiye’yi yüksek teknoloji yatırımlarının odağı hâline getirmek için bundan sonra da kararlılıkla çalışacağız.

Dün partimizin 8. Olağan Büyük Kongresinde açıkladığımız Türkiye Yüzyılı Reform Programı son derece detaylı bir biçimde hemen hiçbir konuyu atlamadan büyük bir titizlik içinde hazırlandı. Reform programımız inşallah ileri teknoloji yatırımlarında da ülkemize farklı bir ufuk kazandıracaktır. Ekonomik dönüşüm, yeşil ve dijital dönüşüm, sosyal politikalar, yargı ve temel haklar, siyasi ve idari düzenlemeler olmak üzere 5 temel sütun üzerine inşa ettiğimiz reform programıyla üst-orta gelir grubunda yer alan Türkiye’yi yüksek gelirli ülkeler ligine çıkartacağız.

Bugünkü Kabine toplantımızda ülkemizin sanayi üretiminde ve teknolojide bağımsızlığı güçlendirecek 2030 Sanayi ve Teknoloji Stratejisi’ni ele aldık. Ayrıca sağladığımız desteklerle mobilite, petrokimya, savunma ve güneş enerjisi teknolojileri alanlarında yakın zamanda hayata geçecek yedi milyar dolar bütçeye sahip projeleri değerlendirdik. Sanayi ve teknoloji alanında da doğru yoldayız. İnşallah burada da hedeflerimize ulaşacağız.

Değerli arkadaşlar; partimizin 12 Ekim’de başlayan kongre maratonunu dün tamamladık. Türk demokrasisine itibar kazandıran örnek bir kongre süreci yürüttük.

RUSYA-UKRAYNA SAVAŞININ SONA ERDİRİLMESİNE YÖNELİK DİPLOMATİK ÇABALAR

Kongre sürecimizi hitama erdirmenin rahatlığıyla inşallah bundan sonra yabancı kabul ve yurt dışı temaslara daha fazla ağırlık vereceğiz. Biliyorsunuz geçen hafta Ukrayna Cumhurbaşkanı Sayın Zelenskiy’i ülkemizde misafir etmiştik. Bugün de Rusya Federasyonu Dışişleri Bakanı Sayın Lavrov’u kabul ettik.

Rusya-Ukrayna savaşının sona erdirilmesine yönelik diplomatik çabaların yoğunlaştığı bir dönemde bu ziyaretleri çok önemli buluyoruz. Savaşın kazananı, barışın kaybedeni olmayacağı şiarıyla çatışmaların ilk günden beri hep barışın tesisi için gayret gösterdik. Muhalefetin bizi çekmek istediği tuzağa düşmeden iki komşu ülkeyle de dengeli ilişkiler geliştirdik. Hemen herkesin ateşe körükle gittiği günlerde Mart 2022’de İstanbul’da iki ülke arasında doğrudan müzakerelere ev sahipliği yaptık. Taraflarla yürüttüğümüz temaslar neticesinde Karadeniz tahıl girişimini hayata geçirdik. Toplam 33 bin ton tahılın Türk Boğazları üzerinden dünya pazarlarına ulaşmasını sağladık, böylece küresel gıda krizinin yaşanmasına engel olduk.

“UKRAYNA MUTLAKA SÜRECE DÂHİL EDİLMELİ VE KARŞILIKLI MÜZAKERELERLE BU SAVAŞ SONA ERDİRİLMELİDİR”

Şimdi yeni bir denklemin kurulmakta olduğunu görüyoruz. Amerikan Başkanı Sayın Trump’ın savaşı müzakerelerle yoluyla bitirme iradesini prensipte olumlu karşılıyoruz. Savaşın müzakere savaşında sona erdirilmesi yaklaşımı Türkiye’nin son 4 yıldır izlediği politikayla da örtüşmektedir. Ama burada şu gerçeğin ihmal edilmemesi gerekiyor: Adil ve kalıcı barışa giden yol ancak ilgili tüm tarafların temsil edildiği bir denklemle açılabilir. İstanbul süreci hariç, bugüne kadar kurulmaya çalışılan masalarda Rusya dışlanmış, bundan dolayı da arzu edilen netice alınamamıştı. Şayet yeni süreçten sonuç alınmak isteniyorsa Ukrayna mutlaka sürece dâhil edilmeli ve karşılıklı müzakerelerle bu savaş sona erdirilmelidir. Bu konudaki hakkaniyetli duruşumuzu hem Sayın Zelenskiy’e, hem dün telefonla konuştuğum Fransa Cumhurbaşkanı Sayın Macron’a, hem de bugün Sayın Lavrov’a ifade ettim.

Biz, görüşmelere ev sahipliği yapmak dâhil sürecin kalıcı barışa tahvili için her türlü desteği vermeye hazırız. Bölgemiz kana, gözyaşına ve çatışmaya artık doymuştur. Yüzbinlerce insanın hayatına mal olan her iki ülkeye de ağır bedeller ödeten bu savaşın artık son bulmasını istiyoruz. Dengeli tavrıyla her iki ülkenin güvenine mazhar olmuş bir devlet olarak kalıcı ve adil barış için elimizden geleni yapacağız.

Yine bu süreçte Gazzeli kardeşlerimizin kendi topraklarında huzur içinde yaşaması, Lübnan’ın güvenliğiyle Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunması gibi konularda taviz vermeyecek, buralarda da gelişmeleri takip edecek, tüm imkânlarımızla kardeşlerimizin yanında olacağız. Ülkemizin büyüklüğüne yaraşır şekilde dün olduğu gibi yarın da hakkı savunmaya, barış ve dayanışma için çaba sarf etmeye devam edeceğiz.

“85 MİLYONUN RAMAZAN-I ŞERİFİNİ TEBRİK EDİYORUM”

Aziz milletim, kıymetli basın mensupları; rahmet, mağfiret ve bereket ayı olan Ramazan-ı Şerife yaklaşmanın 11 ayın sultanına inşallah vasıl olmanın heyecanı, ümidi, mutluluğu içindeyiz. Önümüzdeki Cuma ilk teravihi eda ederek Cumartesi günü ilk sahuru ve iftarımızı yaparak mübarek Ramazan’a başlayacağız. Ramazan ayının ülkemize, milletimize, İslam âlemine ve insanlığa hayırlar getirmesini niyaz ediyorum. 85 milyonun her bir ferdinin Ramazan-ı Şerifini şimdiden tebrik ediyorum.

Yurt dışında yaşayan 7 milyon vatandaşımıza, gönül ve kültür coğrafyamızın dört bir yanındaki kardeşlerimize, dünyanın farklı köşelerinde ümitlerini ülkemize bağlamış tüm dostlarımıza aynı şekilde şimdiden hayırlı Ramazan’lar diliyorum.

“RAMAZAN NEDENİYLE GEREKEN HER TÜRLÜ TEDBİRİ ALIYORUZ”

Ramazan öncesinde vatandaşlarımızın fırsatçılık peşinde koşanların para hırsı sebebiyle mağdur olmaması için gereken her türlü tedbiri alıyoruz ve alacağız. Ticaret, Tarım ve Maliye Bakanlıklarımız tamahkârların milletimizin Ramazan sevincine gölge düşürmemesi için yoğun çaba içindeler. Devlet olarak denetim görevimizi en iyi şekilde yapıyoruz ve yapacağız. Ancak, Ramazan fırsatçılığının ekonomik bir mesele olmaktan daha ziyade ciddi bir ahlak ve vicdan sorunu olduğunu da hepimiz çok iyi biliyoruz. Vatandaşlarımızın en temel şikâyet konusu olan hayat pahalılığının müsebbiplerinden biri de yine bu açgözlü fırsatçılardır. Kadim ahilik kültürümüzden nasiplenmemiş bu fırsatçılar halelinden para kazanan şirketlerimize en büyük kötülüğü yapmaktadır. Yangın olunca yangın söndürme tüpüne, deprem olunca demire ve çimentoya, hava biraz kurak gitse hemen suya, bir-iki gün kar yağdığında sebze-meyveye zam yapan, mübarek günlerde vatandaşın ekmeğine kan doğrayan bu fırsatçılara milletimizin de desteğiyle nefes aldırmayacağız. Vatandaşlarımızın hak ve hukukunun korunması önceliğimizdir.

Daha önce de ifade ettim, bugün önemine binaen tekrarlamakta fayda görüyorum, serbest piyasa demek başı bozluk demek asla değildir. Bakanlıklarıyla, Sermaye Piyasası Kurulu’yla, Rekabet Kurumu’yla, Vergi Denetim Kurulu’yla serbest piyasayı kuralsızlık olarak algılayanlara karşı gereken hukuki ve idari adımları atmayı sürdüreceğiz.

Değerli kardeşlerim, bu vesileyle bu arada bu devrin en önemli hattatlarından üstat Hasan Çelebi Hocamızı ebediyete uğurladık, Rabbim kabrini pür nur, makamını âli eylesin inşallah diyorum, tüm ailesine başsağlığı dilerken milletimizin de başı sağ olsun diyorum.

Bu düşüncelerle Ramazan-ı Şerifin bölgemiz başta olmak üzere tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum. Filistin’le birlikte yeryüzünün farklı köşelerinde hayat, izzet ve haysiyet mücadelesi veren tüm kardeşlerimizi Rabbim nusretiyle müşerref eylesin diyorum.

Aziz milletimizden kendi ülkemizdeki ihtiyaç sahiplerinden başlayarak nerede bir mazlum varsa elinden tutmalarını, destek olmalarını, mübarek Ramazan ayında onları yalnız bırakmamalarını istirham ediyorum.

“TÜM MEDENİYET HAVZAMIZ İÇİN KALICI ESERLER ÜRETMENİN ÇABASINDAYIZ”

Şunu lütfen bir an olsun unutmayalım: Ekonomik zorluklar gelip geçer, ama dayanışmamız baki kalır. Sıkıntılar gelip geçer, ama muhabbetimiz ebediyen devam eder. Dertler gelip geçer, ama gözyaşını sildiğimiz mazlumların duası bizimle kalır. Dünya bir imtihan yeridir, biz bu imtihanı anlımızın akıyla vermenin derdindeyiz. Ülkemiz ve milletimizle birlikte tüm medeniyet havzamız için kalıcı eserler üretmenin çabasındayız. Rabbim yar ve yardımcımız olsun diyorum.

Başı rahmet, ortası mağfiret, sonu ebedi azaptan kurtuluş olan Ramazan-ı Şerifinizi tekrar tebrik ediyorum.

Kabine Toplantımızda aldığımız kararların hayırlı olmasını diliyor, sizleri bir kez daha en kalbi duygularla selamlıyorum, Allah’a emanet olun.”

 
Kurtulmuş’tan Anadolu İrfanı vurgusu
 
Bak Ailelere seslendi
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
'Bize durmak yok'
Erdoğan, 'Bize durmak yok. Bize duraksamak yok. Bize vazgeçmek yok. Bu ...
Erdoğan: 'Emaneti yere düşürmedik’
Erdoğan, ‘23 buçuk yıldır milletimizin bize yüklediği emaneti yere düşürmedik. ...
Kurtulmuş'tan TÜSİAD'a tepki
Kurtulmuş, Japonya dönüşü yaptığı açıklamada TÜSİAD'a tepki göstererek, ...
 
'Recep Tayyip Erdoğan’ın Barış Diplomasisi'
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, sosyal medya hesabından ...
‘AK kadronun ortak paydası kardeşliktir’
Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘AK Parti olarak bizim alametifarikamız; dürüstlüğümüzdür, ...
Türkiye'nin NATO'ya üyeliğinin 73'üncü yılı
Türkiye'nin Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü'ne (NATO) üyeliğinin ardından 73 yıl geçti.
 
‘Barışın kaybedeni olmaz’
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Adil bir barışın mümkün olması için şüphesiz ki ...
'Dünyanın çivisi çıkmıştır'
Kurtulmuş, "Dünyanın çivisi çıkmıştır. Dünya sisteminin bütün kurum ve ...
Erdoğan: ‘Kabul edilemez’
Erdoğan, "Sayın Trump’tan seçimden önce verdiği vaadi yerine getirmesini ...
 
YAZARLAR
Baki Gezmiş
Baki Gezmiş
İslam'ın Işığında İnsan Olmak Üzerine
Ali Kemal Koçak
Ali Kemal Koçak
Riyakarlık (2) Ruhlar pazarı ve sahtekarlık
Ahmet Göksan
Ahmet Göksan
Umudun Yönü
Can Umut Avcıgil
Can Umut Avcıgil
Cennetin sırrı
İslamhan Bulutlar
İslamhan Bulutlar
LGBT ahlaksızlığının hedefi
İzzet Fehmi Aksakal
İzzet Fehmi Aksakal
Firavun’un Aynasında Kendini Görmek
PALANDÖKEN
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
ARŞİV
ANKET
Erzurumspor’un Yeni Sezon Önceliği:

a. Ligde kalmak
b. Playoffa kalmak
c. İlk iki için mücadele


Sonuçları göster Anket arşivi
Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden
KünyeKünye FacebookFacebook TwitterTwitter Günün HaberleriGünün Haberleri