Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden Türkiye Teknoloji Seçime Doğru
Tavlaşoğlu projelerini paylaştı
Tavlaşoğlu projelerini paylaştı
Tekin: ‘Öğretmenlerin önerileri çok önemli’
Tekin: ‘Öğretmenlerin önerileri çok önemli’
İspir’de feci kaza: 1 ölü
İspir’de feci kaza: 1 ölü
Seçim güvenliği masaya yatırıldı
Seçim güvenliği masaya yatırıldı
AK Parti Oltu’da iftarda buluştu
AK Parti Oltu’da iftarda buluştu
HABERLER>ARAŞTIRMA İNCELEME
3 Kasım 2019 Pazar - 17:36

Özben Tüm Yönleriyle Velayet’i paylaştı

EBB ve Atatürk Üniversitesinin düzenlediği “Tüm Yönleriyle Velayet” sempozyumunun açılış panelinde bir konuşma yapan Toplumsal Araştırmalar Merkez Müdürü Prof. Dr. Mevlüt Özben velayetin sosyolojik boyutuna ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.

Özben Tüm Yönleriyle Velayet’i paylaştı

EBB ve Atatürk Üniversitesinin düzenlediği “Tüm Yönleriyle Velayet” sempozyumunun açılış panelinde bir konuşma yapan Toplumsal Araştırmalar Merkez Müdürü Prof. Dr. Mevlüt Özben velayetin sosyolojik boyutuna ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.

Boşanmanın, aile üyelerinin yaşam gerçekliğine kısa devre yaptıran, hatta söz konusu gerçekliği ekseninden kaydıran çok önemli bir konu olduğunu altını çizen Özben şunları söyledi:

“Aile bütünlüğünün bozulma nedenlerinin başında gelen boşanmanın doğrudan sonuçlarından biri olan çocuk ya da çocukların velayeti konusunu birçok disiplinin kendi perspektifinden ele alır. Velayet en yalın biçimiyle, on sekiz yaşından küçük çocukların tabi olacağı otoriteye göndermede bulunan bir kavramdır. Evlilik devam ettiği müddetçe anne ve babanın müştereken paylaştığı velayet, eşlerden birinin ölmesi durumunda sağ kalan eşe, boşanma halinde ise hukuki çerçeveye sadık kalınarak hakim kararı ile belirlenen eşe verilir. Özellikle ailenin bütünlüğünün bozulması durumunda güçlü sosyal içerimlere sahip bir konu olarak ön plana çıkan velayet bahsinde kolektif vicdana ve sağduyuya uygun olacak şekilde “çocuğun yüksek yararı” temel referans olarak ele alınır. Başka bir deyişle, boşanma gibi aile bütünlüğünü doğrudan ortadan kaldıran durumlarda hukuk kurumunun önceliğini çocuğun yüksek yararı oluşturmaktadır. Şurası açık ki, aile ile ilgili tüm tanımlama çerçeveleri dahlinde “yakınlık” öne çıkan özelliklerin başında gelir. Bu bağlamda denilebilir ki, aile kavramıyla iç içe geçmiş olan kavramlardan biri de mahremiyettir. Boşanma olgusu tam da bu alana, yani mahremiyete yönelik tahribatlar içerir. Boşanma süreci başladığında aile ve üyelerine hitap eden en önemli kavram olan “yakınlık” yerini hızla” mesafeye” bırakır. Mesafe yasallaştığında, yani evlilik hukuki bir hüküm olan “boşanma” ile sonlandırıldığında “yakınlık” nosyonuna sıkı sıkaya bağlı olan en mahrem ilişkiler de (örneğin ebeveynlikler) kopma noktasına gelir. İşte tam da bu nokta da velayet, en başta da çocuğun yüksek yararı ilkesini gözeterek, kopma noktasına gelen ebeveynlik ilişki ve şartlarına yönelik hukuki bir düzenleme girişimini ifade eder. Çağımızın stres çağı olarak nitelendirilmesine neden olan bireysel stres kaynaklarının artmasıyla, toplumlarımızda tahammülsüz bireyler de artmıştır. Buna ek olarak, ihtiyaca yönelik olmayan hazza dayalı tüketimi hedef alan tüketim çılgınlığı, medyanın ürettiği yeni değerler sonucu oluşan yozlaşmalar ve evlilikte maddi değerler üzerine kurulmak istenen yaşam tarzı gibi faktörler de evlilikleri ve elbette aileleri olumsuz etkilemektedir”

Ailenin, yakınlığı mahremiyet düzleminde ihdas eden en önemli kurum olduğunu ifade eden Özben, “Günümüzün aşırı bireyselleşme, yalnızlık vb. sorunları bakımından da sığınılacak son liman olan ailenin bu özelliğinden uzak olacak şekilde değiştiği ve dönüştüğüne ilişkin söylem ve çalışmaların çokluğuna karşın aile bugün bile, hali hazırda, yakınlık/mahremiyet ilişkilerinin merkezi olma sorumluluğunu üstlenmeye devam etmektedir. Tam da bu yüzden, ailenin bütünlüğünün bozulması demek aynı zamanda toplumsal dünyalarımızdaki en sahici yakınlık ilişkisinin de parçalanması anlamına geldiği için dramatik bir değişimdir. Ebeveynlik ilişkileri ve şartlarına yönelik hukuki bir düzenleme girişimi olarak velayetin süreç içerisinde çocukla ilişkiyi bir tür mülkiyet ilişkisine dönüştürüp-dönüştürmediğine yönelik çalışmaların yeniliği ve azlığının da velayetin sosyolojik boyutuna ilişkin değerlendirmeleri kısıtladığını belirtmek gerekir. Sosyolojik bakımdan velayet konusu çocuklar dışında eşlerin de, yani ebeveynlerin baş başa kaldığı sosyal durum bilgilerine yönelik bir okumayı da içerir. Eşlerin anne ve baba olarak sosyal statü ve rollerinin yeniden düzenlendiği boşanma süreçleri sonucunda velayet kurumunun bu roller üzerindeki olumlu-olumsuz etkilerinin tartışılması büyük önem taşımaktadır. Boşanma ve velayete yönelik hukuki hüküm sonucunda ebeveynlerden birinin bu sosyal rolünü daha bir sağlamlaştırırken diğerinin tam da bu noktada ötekileştirilip-ötekileştirilmediği tartışılan konuların başında gelmektedir” diye konuştu.

18 yaşından küçüklerin her şart ve durumda çocuk sayılması gerektiğine de değinen Özben sözlerine şu cümlelerle son verdi:

“Şimdi bir düşünün; hukuken 18 yaşından küçük bir çocuğun organını bağışlaması ya da kendi rızası olsa bile organının alınması mümkün değilken; bir bakıma onun yaşamının elinden alınması anlamına gelen çocuk yaşta evliliklere kimi durumlarda (çocuğun rızası gibi) izin verilmesini bir türlü anlayamıyorum.”

 
Erzurum toplu taşımada 3’üncü oldu
 
Erzurumspor bu işte
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
“ABD geçmişte yüzbinlerin ölümünden sorumludur”
Asılsız Soykırım İddialarıyla Mücadele Derneği Erzurum Başkanı ( ASİMED) ...
Kadın istihdamında 96 kat artış
sELÇUK, 'İŞKUR aracılığıyla 2002 yılında; yalnız 4 bin 543 kadın işe yerleştirilebilmiş. ...
Sekmen’den çevre değerlendirmesi
Erzurum Valiliği, Erzurum Büyükşehir Belediyesi, Atatürk Üniversitesi ...
 
TEKNOFEST’ten madalyayla döndü
Mühendislik Fakültesi Metalürji ve Malzeme Mühendisliği Dr. Öğretim Üyesi ...
Toplanma alanı verileri açıklandı
İçişleri Bakanlığı AFAD tarafından hayata geçirilen ve toplumu afetlere ...
Akar Telif gelirlerini Mehmetçik Vakfı’na hediye etti
Turan, Türk Tarih Kurumu ve Genelkurmaya bağlı ATASE’nin bastığı kitabın ...
 
ATASAM’da TÜBİTAK gündemi
6550 sayılı Araştırma Altyapılarının Desteklenmesine Dair Kanun kapsamında; ...
“PKK yine çocukları kullanmaya çalışıyor”
Eğilmez, Son dönemde büyük darbeler alan terör örgütü PKK’nın bu günlerde ...
ETÜ Projesine Avrupa Komisyonu desteği
Avrupa Komisyonu ve Türkiye Ulusal Ajansı KA202 ETÜ Projesini destekleme kararı aldı
 
PALANDÖKEN
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
ARŞİV
ANKET
Erzurum’da Belediyelerin Önceliği Ne Olmalı?

a.Kentsel Dönüşüm
b.Kent içi Ulaşım
c.Altyapı
d.Sosyal Belediyecilik
e.Kültür, Turizm ve Sanat
f.Sosyal Katılımcılık
g.Mahalle Kültürüne dönüş


Sonuçları göster Anket arşivi
Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden
KünyeKünye FacebookFacebook TwitterTwitter Günün HaberleriGünün Haberleri