Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, Türkiye'nin artık kendi eğitim sistemini belirli bir düzeyde tutmasının belirli koşulları yerine getirmekten çok daha öte amaçlara sahip olduğunu belirterek, yurt dışında eğitim alacak öğrencilere önerilerde bulundu. Selçuk, "Eğer (yurt dışına) gidiyorsanız bunu büyük bir mücadele, büyük bir anlayış ve dava içerisinde düşünün" dedi.
'Yurt Dışı Bursiyerler Vizyon ve Farkındalık Eğitimleri' programı Milli Eğitim Bakanlığı şura salonunda düzenlendi. Toplantıya katılan Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, toplantının önemine işaret ederek, "Bugün burada olmak, Türkiye’nin geleceğinde olmak gibi bir anlam ifade ediyor. Burada olmak, sizin bu çalışma doğrultusunda yapacağınız işlerin ne anlama geldiğini ve sizden beklentilerin ne kadar yüksek olduğunu ve vazifenizin sadece bir akademik çalışma olmanın çok ötesinde, aslında bir ülkeye hizmet etme fırsatını yakalamış olduğunu gösteriyor. Kendi kariyerinizden ziyade bu ülkenin doğmamış çocukları için bir şans olduğunu ve bu çalışmayla neler yapabileceğinizi zihinsel olarak asla sınırlandırmamak gerektiğini görmenizin bir fırsatı bu çalışma" ifadelerini kullandı.
"GEÇMİŞTEKİ 100 YILDAN ÇOK FARKLI BİR 10 YIL BEKLİYOR BİZİ"
"1416 sayılı kanun çıktığından beri yaptığımız bu çalışmalar, Türkiye’nin kendi yükselişi için her türlü tedbiri nasıl aldığına dair ipuçları veriyor bize" diyen Selçuk, konuşmasına şöyle devam etti:
"Türkiye en zor şartlarda bile bu gayretini ortaya koymuş ve asla vazgeçmemiş. Türkiye artık kendi eğitim sistemini belirli bir düzeyde tutmak ve belirli koşulları yerine getirmekten çok daha öte amaçlara sahip. Bizim artık yüksek teknolojiyi dikkate alan, bugün bilimin inanılmaz hızını dikkate alan bir bakış açısıyla mesafe almamız lazım. Derdimiz küresel rekabet anlamında Türkiye’nin neler yapabileceği, kapasitesinin ne olduğu meselesi. Bu yüzden geçmişteki örnekler sizin için bir emsaldir ama sizin zihninizde dünyanın gittiği büyük kırılmaya doğru yeni bir hayal, yeni bir kavram, yeni bir bakış gerekiyor. Geçmişteki 100 yıldan çok farklı bir 10 yıl bekliyor bizi. Böyle bir dönem bildiğimiz bütün teknolojileri, bildiğimiz bütün bilimsel birikimi, sosyal hayatı, eğitimi tümünden değiştirecek bir değişim. Yepyeni bir tarifin gündeme geldiği başka bir çağa doğru gidiyoruz. Bu çağ gerçekten hissedildiğine çok büyük bir ürperti hissettiren bir çağ. Çünkü teknolojinin gücü artıyor ve bu ölümün gücünün artması demek. Bilim ahlakı söz konusu olmadığında, teknoloji ahlakı söz konusu olmadığında insanlığın nereye doğru gittiğini ve insanın hizasının nasıl kaybolduğunu çok net bir şekilde görmek mümkün oluyor."
"Bilimle uğraşmak hayata karşı bir olumlu duruştur"
Yurt dışında eğitim almaya hak kazanan öğrencilere seslenen Selçuk, "Sizin ahlaki bir sorumluluğunuz var. Ahlaka dayanmayan bir bilim anlayışı ve yaklaşımı, dünyanın etik bir zeminden yoksun olmasını ve ilimin sermayenin bir aracı olması haline getirilmesine yol açabilir. Eğer bilim insanlığa hizmet olarak tabiatı bir emanet olarak ele almazsa, o zaman bilimin ilerlemesi demek çevre kirliliğinin artması demektir, obezitenin artması demektir, açlığın artması, savaşların artması demektir. Bilimle uğraşmak geçim vasıtası değildir. Bilimle uğraşmak hayata karşı bir olumlu duruştur, bir karşı çıkıştır, dünyayı anlamak gayretidir, hakikat yolculuğudur. Eğer biz gerçekten bilimin mahiyetini anlamak ve bunu dikkate almak durumunda olursak, o zaman bilimin parçalanamayan bir kavram olduğunu fark ederiz. Bilim yek vücuttur. Biz onu anlamak için disiplinlere böleriz ama bu disiplinler maalesef tabiatın tabiatını bozuyor. Yani disiplin temelli bakış, dış dünyadaki gerçekliği anlamamızı zorlaştırıyor" şeklinde konuştu.
"'Eğer gidiyorsanız bunu büyük bir mücadele, büyük bir anlayış ve dava içerisinde düşünün"
Selçuk, öğrencilere yurt dışında eğitim imkanı sağlanmasının Türkiye'nin geleceği açısından büyük bir öneme sahip olduğunu kaydederek, "Eğer siz bu ülkenin kısıtlı imkanlarını değerlendireceksiniz, bu şuur içerisinde değerlendirin lütfen. Aksi halde sizin yaptığınız işin herhangi bir şekilde Türkiye'de ya da başka bir yerde yapılması hatta yapılmasının bile ne kadar etkili ya da etkisiz olacağız tartışılabilir. Eğer gidiyorsanız bunu büyük bir mücadele, büyük bir anlayış ve dava içerisinde düşünün. Bilimin davası yüksek bir dava. Böyle bir insan olmak sıradan bir bakış açısıyla, sıradan bir değerlendirmeyle ortaya çıkarılabilecek bir bakış açısı değil. Eğer gerçekten hak ettiğinizi düşünmek istiyorsanız, yaptığınız işi öğrenciliğin çok ötesinde yapmalısınız. Çünkü bu ülkedeki birçok kişinin hukukunu da size teslim ediyoruz. Bu konu, bu toprakların daha çok yeşermesi için omuzlarına basacak evlatlarının meselesidir. Yaptığınız bütün işlerin bu çerçeve içerisinde nasıl bir sorumluluk duygusuyla, yaklaşımla yapılacağı ve bunun başka ülkelerce nasıl yapıldığı konusunda biraz araştırırsanız, o ülkelerin sizin gibi yolcularının ne tür başarı hikayeleri yazdıklarını da görmüş olursunuz. Bir ülkenin tarihi sıçramasıyla ilgili rol almış ekiplerdir sizin gibi ekipler başka ülkelerde. Bu ülkenin güzel çocukları olarak güzel işlere imzalar atın" önerisinde bulundu.
"3 BİN ÖĞRENCİMİZ İÇERİSİNDEN BİN 3 ÖĞRENCİMİZİ YURT DIŞINA GÖNDERMEK ÜZERE EVRAK TESLİMİNE ÇAĞIRDIK"
Milli Eğitim Bakanlığı Yükseköğretim ve Yurt Dışı Eğitim Genel Müdürü Yusuf Büyük ise, "Öğrencilerimizin yaklaşık 13 bin müracaat üzerinden, 3 bin 600’ünü mülakata çağırarak seçtik. 3 bin öğrencimiz içerisinden bin 3 öğrencimizi yurt dışına göndermek üzere evrak teslimine çağırdık. Yaklaşık 864 öğrencimiz evraklarını teslim ettiler. Bunlardan 400'ü üniversiteler adına, diğerleriyse kamu kurum ve kuruluşları adına eğitimlerine gidecekler" açıklamasını yaptı.