Türkiye'nin milli teknoloji hamlesiyle dünyadaki teknolojik değişim ve dönüşümü takip ettiğinin altını çizen Varank, yeni teknolojilerin pazarı değil üreticisi olmayı hedeflediklerini kaydetti.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, bu yıl ilk defa gerçekleştirilen 'Uluslararası Lider Araştırmacılar Destek Programı'na yoğun başvuru olduğunu belirterek, 98’i Türk, 29’u yabancı olmak üzere 127 üst düzey araştırmacı bu programdan faydalanacağını söyledi. Varank, önümüzdeki dönemde de Uluslararası Lider Araştırmacılar Destek Programı'nın devam edeceğinin müjdesini verdi. Akademisyenlere de çağrıda bulunan Varank, "Sizleri de programın aktif katılımcısı olmaya, Türkiye’de doktora öğrencileri yetiştirmeye ve bilim eko-sistemimize katkıda bulunmaya davet ediyoruz" dedi.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank TÜBA ve TÜBİTAK tarafından TEKNOFEST kapsamında düzenlenen 'Yurt dışında Türk Bilim İnsanları 4. Kurultayı'na katıldı. Kurultayda konuşan Bakan Varank, dünyanın en büyük ikinci havacılık etkinliği olan TEKNOFEST'e gösterilen yoğun ilgiden memnuniyet duyduklarını belirterek, "Geçen sene 550 bin katılımcıya hitap eden bu festivalin, bu sene 1 milyonun üzerinde misafire ev sahipliği yapmasını bekliyoruz. TEKNOFEST’i önümüzdeki yıllarda da geniş katılımlı düzenlemeye devam edeceğiz. Teknolojik farkındalığı, gençlerimizin önderliğinde ülkenin bütününe yayacağız" ifadelerini kullandı.
Topyekün kalkınma için tek bir alanda yaşanacak gelişimin yeterli olmadığını vurgulayan Varank, "Bilimin ve teknolojinin; tüm sektörleri yönlendirdiği bütüncül bir yaklaşıma ihtiyaç var. Bu iki unsuru üretim süreçlerinde en iyi şekilde kullanan ülkeler; küresel rekabette ve inovasyonda rakiplerini geride bırakıyor.
İşte biz de güçlü Türkiye için, mevcut üretim yapımızdaki katma değeri ve teknoloji yoğunluğunu artırmanın peşindeyiz. Tabii bu durum, müteşebbislerin yatırım iştahı kadar, nitelikli insan kaynağıyla da yakından ilişkili. Beşeri sermaye noktasında, emsallerimize göre karşılaştırmalı bir üstünlüğümüz var. Sahip olduğumuz bu avantajı, en iyi şekilde değerlendireceğiz. Siz değerli araştırmacılarımıza, bilim insanlarımıza da bu manada önemli görevler düşüyor. Gerek yurt içinde, gerekse yurtdışında yaptığınız çalışmalar bizler için referans niteliğinde. İşte o yüzden bu tip buluşmaları ben çok önemsiyorum. Yurt dışına gittiğimde de bilim insanlarımızla bir araya gelmeye özen gösteriyorum. Onların fikir ve önerilerini dinliyor, birlikte neler yapabiliriz sorusuna cevap arıyorum" şeklinde konuştu.
Türkiye'nin Ar-Ge ekosistemini geliştirmek için son 17 yılda büyük yatırımlar yaptığına dikkat çeken Varank, "200’ü aşkın üniversite, bin 200’e yakın Ar-Ge merkezi, 300’ü aşan Tasarım Merkezi, seksenin üzerinde Teknoloji Geliştirme Bölgesi ve 112 bin araştırmacıyla güçlü bir altyapıya sahibiz. Bundan sonraki hedefimiz, işin nitelik boyutunu çok daha ileri noktalara taşımak. Ekonomideki yeni başarı hikayesini katma değerli üretimle yazıp; hep övündüğümüz genç ve dinamik nüfusumuzla küresel ekonomide hak ettiğimiz yere gelmek istiyoruz. İşte buradan hareketle bu 2 günlük kurultayın temalarını; Küresel Eğilimlere Göre Yükselen Teknolojiler ve Bilim, Teknoloji ve Yenilik Ekosisteminin Etkinleştirilmesi olarak belirledik" diye konuştu.
Türkiye'nin milli teknoloji hamlesiyle dünyadaki teknolojik değişim ve dönüşümü takip ettiğinin altını çizen Varank, yeni teknolojilerin pazarı değil üreticisi olmayı hedeflediklerini kaydetti.
Türkiye'yi yerli ve yabancı araştırmacılar için bir çekim merkezi yapmayı amaçladıklarını belirten Varank, şöyle konuştu:
"İşte bu sene ilk defa, Uluslararası Lider Araştırmacılar Programını uygulamaya başladık. Yaptığımız çağrıya dünyanın önde gelen üniversitelerinden ve özel sektör kuruluşlarından başvurular aldık. Beklediğimizin ötesinde bir ilgiyle karşılaştık. Sonuçta 98’i Türk, 29’u yabancı olmak üzere 127 üst düzey araştırmacı bu programdan faydalanacak. Desteğe hak kazananların yüzde 85’i üniversitelerimizde görev yapacak. Geri kalanlar; özel sektör kuruluşlarında ve araştırma altyapılarında çalışmalarına devam edecek. Ülkemize gelecek bu araştırmacılar, kritik Ar-Ge projelerinde önemli roller üstlenecekler. Ayrıca gençlerimiz onları rol model olarak sahiplenecek. Biz bu programa önümüzdeki dönemlerde de devam edeceğiz. Sizleri de programın aktif katılımcısı olmaya, Türkiye’de doktora öğrencileri yetiştirmeye ve bilim eko-sistemimize katkıda bulunmaya davet ediyoruz. Buna benzer bir programı, yurt içinde çalışan araştırmacılarımız için de geliştireceğiz. Ayrıca, yurt içinde çalışan ya da kamu imkânlarıyla yurt dışına gönderilen araştırmacıların odak teknoloji alanlarında yetkinliğini artırmayı hedefliyoruz. Bu sene ilke defa devreye aldığımız bir diğer uygulama da Sanayi Doktora programımız. Teoriyle pratiği bir araya getiren bu programı ben çok önemsiyorum. Hedefimiz, sanayide ihtiyaç duyulan yüksek nitelikli insan kaynağını, reel sektör ve akademi iş birliğiyle yetiştirmek. Sonraki aşamadaysa, mezunlarımızın aktif bir şekilde istihdam edilmesi için çeşitli teşvikler vereceğiz. Bu sene 33 farklı üniversitenin 77 firmayla yaptığı iş birliği projeleri desteklenmeye hak kazandı. Böylece sanayimizin ihtiyaçları doğrultusunda 517 doktora öğrencisi yetiştirilecek. Sizlerin de bu programın bir parçası olmanızı çok isteriz. Mevcut durumda Programın yurt dışı ayağı bulunmuyor. Ama yenilikçi mekanizmalar tasarlamanın önünde hiç bir engel yok"