İki yılı aşkın süredir yanı başımızda yaşanan savaş şimdilerde yaş almış Amerikalının girişimi ile gereksinmelere ve gerçeklere fazla dayanmayan imzalarla görece olarak sonlandırılmış görünüyor. Buna karşın Rusya ve Ukrayna arasındaki savaş da acımasızca devam ediyor. Filistinlilerle İsrail arasında yaşanan kırımlara karşın şimdilik kaydı ile sonlandırılmış görüntüsü veriyor. Pamuk ipliğine bağlanmış çözümün yeniden ne zaman başlayacağının hesapları bile yapılıyor olması bölgedeki çatışmaların sona ermeyeceğinin de göstergesi oluyor. Son 50 yıldır Filistinlilerle İsrail arasında imzanmış olan anlaşmaların sayısı da bilinmiyor. Yaşanmış olan savaş kısa süreli de olsa kazanım olarak kabul ediliyor. Anlaşmanın özünün akan kanın durması tezine yakın bir yaklaşım olduğunun da kabul edilmesi gerekiyor.
Kıbrıs’ta ise Rum saldırılarının durdurulması için aynı gerekçe ile BMGK’nin 04 Mart 1964 tarihinde 186 sayılı kararı ile alınmıştı. Sonuçta anılan tarihten sonra yaşadıklarımız biliniyor. Kaldı ki son atılan imzaların çözüme yönelik olmadığı gerçeği ortalık yerlerdedir. İmza töreni yaş almış Amerikalının gösterisine çanak tutmaktadır. Bu arada Uluslararası Ceza Mahkemesinin savaşın tarafı olan Neden Yahu hakkında Filistin halkına karşı işlediği suçlar nedeniyle yargılanması kararının yaş almış kişi tarafından engelleniyor olmasının barış adına ortalıklara atışmış dinamit lokumu olarak okumak gerekiyor.
Burada yanıtının verilmesi gereken açlıktan ölen çocuk ve kadınların haklarıdır. Yine burada kırımdan geçirilen kadınların savaş sırasında kaç çocuk dünyaya getirdikleri bahse konu olmamalıdır. Kırımdan geçirilenlerle doğum sayısının hesap edilmesi kandan beslenme olarak okunmalıdır. Bu yönlü düşünce ilkellik örneğidir.
Birinci Körfez Savaşı sırasında ölenlerin sayısının net olarak açıklanmadığı biliniyor. Tarafların kendilerine uygun gördükleri sayıları açıklamayı marifet olarak gördükleri anlaşılıyor. Irak’a barış ve demokrasi getirileceği savı ile kurulan ekibin başında İngiltere’nin Başbakan eskisi Tony Blair vardı. Atılan imzalardan sonra Filistinlilerin İsrail’e Barış veya çözüm getirecek ekibin başında aynı kişiye görevin verilmiş olması garabet olmanın ötesinde anlam içermektedir. Yeniden savaşa gidilen günlerdeyiz. 1950’li yıllardan bu yana yaşanan savaşların sayısı 1967 yılındaki bölgede bazı sınırların değişmesi nedeniyle anımsanıyor.
Verdiği tartışmalı kararlarla gündemde kendisine yer bulmak çabası içinde olduğu anlaşılan ve bazı ülkelerde barış adına görevli bulundurduğu bilinen BM’in önümüzdeki 2026 yılında bazı ülkelerdeki görevli sayısında azaltmaya gidiliyor. Kıbrıs’ta bulunan ve geldiği tarihten bu yana sürekli olarak tartışma konusu olan ve yanlı bakış açısı ile tartışmaların odağında olan güçten 34 kişinin ayrılacağı hedeflendiği belirtiliyor. Bunun yanı sıra 9 ülkede görevde bulan 800 kişinin görevden alınacağının da bilinmesi gerekiyor.
Çevremizde yaşanmakta olan olaylardan gerekli ders veya dersleri çıkararak yolumuza engellerle karşılaşmadan barış için yürümemiz gerekiyor mu ne…
SEVGİ ile kalınız…