Erzurum Gazetemizin özel haberi içimizi acıttı...
Bir zamanlar Anadolu’nun kalbi, serhat şehri, göç alan şehir… Şimdi ise istatistik tablolarında, göç veren iller sıralamasında ilerliyor. Erzurum’dan yurt dışına bir yılda 1.504 kişi göç etmiş. Aynı yıl, yurt dışından gelenlerin sayısı 1.178. Yani artık Erzurum sadece Türkiye içinde değil, dünya ölçeğinde de bir “Göç veren” şehir.
Bu rakamlar sadece bir sayılar zinciri değil. Her biri bir valiz, bir pasaport, bir buruk veda, bir hayal kırıklığı. Giden kim mi? Genç. Dinamik. Umutla yola çıkan. Kalan kim? Endişeli. Yalnızlaşan. Sıla bekleyen.
***
2024 verilerine göre Erzurum’dan yurt dışına göç edenlerin çoğu 20-34 yaş aralığında. Yani üniversite mezunu ya da yeni mezun gençler, üretken çağda insanlar. Peki neden gidiyorlar? Çünkü çalışacakları yer yok. Çünkü mezun olduklarında “Bana burada ne düşer?” sorusuna cevap bulamıyorlar. Çünkü bir sabah Palandöken’e bakıp, yüreklerinde yanan korla karar veriyorlar: “Burada kalırsam kendimi tekrarlayacağım.”
***
Geriye ne kalıyor? 750 bin nüfuslu bir şehirde sadece 4.598 yabancı uyruklu insan yaşıyor. Yani Erzurum, göç alan bir cazibe merkezi olmaktan da çıkmış. Oysa göç, yalnızca bir nüfus hareketi değildir; aynı zamanda kültür, ekonomi ve gelecek taşır. Gelen insan, gelen fikir, gelen sermaye artık Erzurum’un güzergâhı dışında.
***
Üzücü ama gerçek: Gençler Erzurum’dan vazgeçiyor. Bu bir “vatandan kaçış” değil, bir umut transferi. Yurt dışında garsonluk yapan Erzurumlu genç, burada mühendis olmaktan daha mutlu olacağını düşünüyor. Çünkü...
***
Erzurum’un bu sessiz göçü, Doğu’nun çığlığıdır. Mesele sadece işsizlik değil, kendini gerçekleştirme alanlarının tıkanmış olmasıdır. Erzurumlu genç, yalnızca geçinmek değil; kendini göstermek, varlığını bir değer olarak kabul ettirmek istiyor. Ama şehir bu zemini sunamıyor.
NE YAPMALI?
-
Göç eden gençlerle bağ kurulmalı. Onlar Erzurum’un diasporasıdır, uzak düşen hafızasıdır.
-
Geri dönüş projeleri gerçekçi olmalı. Sadece yatırım vaadi yetmez; yaşam alanı, sosyal zemin de inşa edilmeli.
-
Yerel yönetimler istihdamı değil, aidiyeti hedeflemeli. “Şehri seninle büyütüyoruz” diyebilmeli.
***
Erzurum, sadece karıyla, soğuğuyla, dadaşıyla değil; artık göç veren bir yalnızlıkla da anılmak üzere. Bu utanç, bu sızı hepimizin. Gidenin ardından sadece el sallamak yetmez. Ona burada kalması için bir neden veremediysek, o zaman şehrin aynasına birlikte bakmalıyız. Çünkü şehirler ancak onları sahiplenenlerle yaşar.