Erzurum’dan rakamlar geldi… Ama bu rakamlar sadece sayı değil, kader.
Dört ayda… Beş cenaze.
Sadece Nisan’da… 202 yaralı, bir can toprağa verildi.
Bunlar TÜİK’in resmi verisi. Ama mesele sadece kâğıda geçen değil, kâğıda sığmayan.
Kazanın geçtiği cadde belli… Mahalle belli… Hatta o yolun kenarındaki kahvede kimlerin konuştuğu bile belli.
RAKAMLAR DEĞİL, HAYATLAR
Ocak-Nisan 2025… Erzurum’da 375 yaralamalı kaza, 868 de sadece maddi hasarla atlatılanlar.
Toplamda bin 243 kaza.
Bu, her gün ortalama 10 kaza demek.
Ama mesele şu:
Bir otomobil savrulduğunda sadece ten ezilmez, yürek de ezilir.
Bir çocuk ağladığında sadece can acımaz, umut da acır.
ERZURUM, ÜÇÜNCÜ SIRADA
Bölge genelinde Erzurum, hem ölüm-yaralanmalı kazalarda hem de maddi hasarda ilk üçte.
Yani Doğu’nun kalbi bu konuda da hızlı atıyor. Ama bu hız, direksiyonda olmasın…
Malatya, Van ve Erzurum… Kazada zirvedeler. Ama bu zirve, başarı değil; acının zirvesi.
ÇIKIŞ NEREDE?
Belki hız levhasında…
Belki fren pedalında…
Belki direksiyon başındaki bir iç muhasebede.
Ama en çok da zihniyette.
Trafiği sadece yol olarak görmekten vazgeçip, bir yaşam kültürü olarak kabul etmekte.
Yoksa bu dört aylık veriler, sadece kaza raporlarında değil…
Bir çocuğun mezar taşında, bir annenin sessiz feryadında karşımıza çıkar.