‘Bu millet bir olursa aşamayacağı engel yok’

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Su Temin Projesi başlangıç noktası olan Alaköprü Barajı’nın açılış töreninde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye ne zaman büyüme, güçlenme, demokraside ve ekonomide sınıf atlama yoluna girmişse, önüne hemen bir takım engeller çıkartılmıştır. Kendi içimizde birlik, beraberlik, kardeşlik ikliminde kolaylıkla aşabileceğimiz kimi sorunlar, bir takım güçler tarafından kaşınarak, kanatılarak derinleştirilmektedir” dedi.

Türkiye’den KKTC’ne içme ve zirai sulama suyu taşıyacak projenin başlangıç noktası olan Mersin Anamur’daki Alaköprü Barajı’nın açılış töreninde, KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Başbakan Ahmet Davutoğlu, KKTC Başbakanı Ömer Soyer Kalyoncu, Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş, bazı bakan ve milletvekilleri de hazır bulundu.

 Çok sayıda vatandaşın katılımıyla Anamur İlçe Stadyumu’nda gerçekleşen törende Cumhurbaşkanı Erdoğan bir konuşma yaptı. Konuşmasına, açılışı yapılan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Su Temin Projesi’nin Türkiye’ye ve Kıbrıs’a hayırlı olmasını hayırlı olmasını dileyerek ve projede emeği geçenlere teşekkür ederek başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün gece Kazakistan’daki Baykonur Fırlatma Üssü’nden uzaya başarıyla gönderilen Türksat 4B uydusunun gönderildiğini hatırlatarak, “Dün gökyüzünde büyük bir başarıya şahitlik ettik. Bugün de Akdeniz’in altında benzer bir başarının şahitliğini yapmak üzere buradayız.” dedi.

“BU PROJEYLE KKTC’NİN 50 YILLIK İÇME SUYU VE TARIMSAL SULAMA İHTİYACI KARŞILANACAK”

“Bu millet karadan gemileri yürüttü, bu millet Boğaz’ın altından Marmaray’ı inşa etti. Bu millet şimdi Anamur’dan Kıbrıs’a, yine denizin altından su naklini gerçekleştiriyor.” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu millet bir olursa, iri olursa, beraber olursa, kardeşçe yürürse hep birlikte Türkiye olursa aşamayacağı hiçbir engel yoktur.”

Kıbrıs’a su temin edecek Alaköprü Barajı’nın temelini, 2011 yılında Başbakanlığı döneminde attığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, barajın inşasının, öngörülen tarihten de önce, Mart 2014’te tamamlandığını, yeni aynı şekilde, Kıbrıs tarafında inşa edilen barajının temelinin de 2012’de atılarak öngörülen tarihte bitirildiğini söyledi. Dünyada ilk kez uygulanan bir mühendislik çalışmasıyla, deniz altında askılı sistemle inşa edilen deniz geçişi boru hattı ile aktarılacak suyun, halen ciddi bir su sıkıntısı içinde olan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin 50 yıllık içme suyu ve tarımsal sulama ihtiyacını karşılayacağını söyledi.

“GERÇEK MİLLİYETÇİLİK LAFLA DEĞİL; UYGULAMAYLA OLUR”

Bugüne kadar hayalden gerçeğe dönüştürdükleri pek çok projenin yanına, Kıbrıs’a denizin altında geçen borularla su götürülmesi projesini de eklediklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İşte gerçek millîlik, gerçek milliyetçilik, gerçek yerlilik budur. Lafla olmuyor bu işler, uygulamayla oluyor” dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu projenin bilinmeyen hikâyesinin yıllar öncesinde başladığını söyledi ve bu hikayeyi şu sözlerle aktardı: “Bu projeyle ilgili ilk talep, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığımız döneminde, Adalar’a benzer bir şekilde su götürmemiz üzerine bize gelmişti. 1996 yılında, o dönemde İSKİ Genel Müdürümüz olan Veysel Bey’in de gayretiyle, denizin altından boru döşeyerek Adalar’a su götürmüş, İstanbul’un tamamı gibi, orada da yaşanan sıkıntıya son vermiştik. Bunun üzerine, dönemin Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Tarım ve Orman Bakanı Kenan Akın, ‘Biz de adayız, bize de su getirir misiniz?’ diye sormuştu. Ben de kendisine demiştim ki, “Zamanı geldiğinde elbette yaparız.” Verdiğimiz bu sözün gereğini yerine getirmek için, Başbakanlığımız döneminde başlattığımız çalışmaları, işte bugün sonuca ulaştırıyoruz.”

Geçen 13 yıl içinde 2 bin 559 enerji, sulama, içme suyu ve taşkın koruma amaçlı tesis inşa edilerek, milletimizin hizmetine sunulduğunu hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu tesislerden 18’i büyük hidroelektrik santrali olmak üzere 279’u baraj, 259’u gölet, 326’sı sulama tesisi, 85’i içme ve kullanma suyu temin tesisi olduğunu söyledi. Türkiye’de sulanabilir arazi toplamının 85 milyon dekar olduğunu, 2002 bunun 32 milyon dekarının sulamaya açıldığını, geçen 13 yılda sulanabilen arazi miktarının 61 milyon dekara yükselttiklerini açıklayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, gerçekleştirilen projelerle büyükşehirler başta olmak üzere kentlerin içme suyu meselesini uzun vadeli olarak çözdüklerini belirtti.

“DAHA ÇOK ÇALIŞMAMIZ, KOŞMAMIZ LAZIM”

Yine bu zaman diliminde hayata geçirilen projelerle Türkiye’nin hidroelektrik enerji üretimini yılda 26 milyar kilovatsaatten 88 milyar kilovatsaate yükselttiklerine değinen ve 2019 yılına kadar 40 milyar kilovatsaatlik daha hidroelektrik enerji potansiyelinin devreye alınacağını açıklayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu alanda halen yürütülen projeler ile ilgili bilgiler verdi ve şöyle dedi: “Soruyorum terörle kimlik siyaseti yapmak suretiyle, bu yatırımlar yapılabilir mi? Sokak aralarına caddelere, belediyelerin iş makinelerini kullanmak suretiyle hendek açanlarla millete hizmet gider mi? İşte 1 Kasım bunun değerlendirileceği gündür. Bunun için görevimizin ne denli ağır olduğunu bilmemiz lazım. Daha çok çalışmamız, koşmamız lazım.”

“TÜRKİYE’NİN GERÇEK İHTİYACI HİZMET SİYASETİDİR”

Türkiye’nin gerçek ihtiyacının, burada olduğu gibi, hizmet siyaseti olduğunu dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’yi hizmet siyasetinden uzaklaştırmaya yönelik her çabanın, ülkenin ve milletin geleceğine kast eden birer darbe olduğunu söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: “Dikkat ediniz, Türkiye ne zaman büyüme, güçlenme, demokraside ve ekonomide sınıf atlama yoluna girmişse, önüne hemen bir takım engeller çıkartılmıştır. Kimi zaman terörle, kimi zaman darbelerle, kimi zaman sosyal çalkantılarla ülkemiz farklı gündemlere yönlendirilmiş, milli hedeflerinden uzaklaştırılmıştır. Kendi içimizde, birlik, beraberlik, kardeşlik ikliminde kolaylıkla aşabileceğimiz kimi sorunlar, bir takım güçler tarafından kaşınarak, kanatılarak, derinleştirilmektedir. Bu oyun defalarca oynandı. Ülke olarak bu sebeple çok büyük bedeller ödedik.”

Geçtiğimiz 13 yıl içinde Türkiye’yi her alanda büyük reformlarla ileriye taşırken, attıkları her adımda bu oyunun farklı versiyonlarıyla karşılaştıklarını aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Rabbimin inayeti ve milletimizin desteğiyle, hamdolsun hepsini de geride bıraktık. Bu süreçte, istiklalimize ve istikbalimize kast edenlerin istismar ettikleri sorunları çözmek için çok önemli çalışmalar gerçekleştirdik. Özellikle terör meselesini milletimizin gündeminden ebediyen çıkarmak için, gerçekten samimi bir mücadele verdik. Bu süreçte her türlü riski göze alarak, Cumhuriyet tarihinin en köklü reformlarını, demokratik hamleleri cesaretle hayata geçirdik” diye konuştu.

“HER OLAYDA BAKANLARIN İSTİFASINI İSTEMEK, ÜLKEYİ YÖNETİLEMEZ HALE GETİRMEKTİR”

Son birkaç aydır yeniden yükselişe geçen terör olaylarının, Türkiye’yi güçlü ve müreffeh bir ülke olma hedefinden vazgeçirmeye yönelik olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, devletin, ülkeyi ve milleti hedef olan terör saldırılarının üstesinden gelecek güce sahip olduğunu dile getirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu süreçte kendisini asıl üzen, demokrasinin vazgeçilmez kurumları olan siyasi partilerin, ülkenin terörle mücadelesi konusunda, kendilerinden beklenen birlik ve kararlılığı gösterememeleri olduğunu ifade ederek, “Gördünüz işte; Ankara Garı önündeki saldırı sonrasında dahi siyasi partilerimiz bu birliği, bu kararlılığı tam olarak ortaya koyamadılar. ‘Şu bakan istifa etsin, bu bakan istifa etsin’ diyorlar. Peki Sivas olayları olduğunda iktidarda kim vardı? Kahramanmaraş olaylarında iktidarda kimler vardı? Niye o zaman bu istifaları yapmadınız, ya da yaptırmadınız? Bu türden her olayda bakanların istifasını istemek, bu ülkeyi yönetilemez hale getirmektir” değerlendirmelerinde bulundu.

“Tam da terör örgütlerinin istediği şekilde, onların diliyle devlete ve hükümete saldıran, hatta iftira atan siyasetçiler, Türkiye’nin terörle mücadelesi önündeki en büyük handikaplarıdır” eleştirisinde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan şöyle dedi: “Biz siyasi partileriyle, sivil toplum kuruluşlarıyla, meslek örgütleriyle, medyasıyla karşılarına tek yürek, tek gövde olarak çıktığımızda, inanın bana, o terör örgütleri değil bomba, mantar tabancası dahi patlatamazlar. Her bir vatandaşımız, bu ülkenin resmi-sivil ayrımı gözetmeksizin her kurumu, kuruluşu, örgütü, organizasyonu, devletinin bütünlüğünün, milletinin birliğinin yanında yer aldığını göstermek mecburiyetindedir.”

“GELİN, BU ZOR GÜNLERİNDE ÜLKEMİZE HEP BİRLİKTE SAHİP ÇIKALIM”

Türkiye’nin karşısındaki sorunun, artık siyasi rekabetin ve siyasi farklılıkların bir kenara bırakılarak ‘tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet’ ilkeleri etrafında bir araya gelinmesini zorunlu kıldığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu çağrıyı yaptı: “Gelin, bu zor günlerinde ülkemize hep birlikte sahip çıkalım. Terörün karşısına hep birlikte dikilelim. Bölgemizde sahnelenen oyunu hep birlikte bozalım. Yarın çocuklarımızın karşısına başımız dik olarak çıkmak, bizden sonraki nesillere iyi bir miras bırakmak istiyorsak bu birliği, beraberliği gerçekleştirmek mecburiyetindeyiz.”

Bu acıların tekrar tekrar yaşanmaması için ellerinden geleni yapmaya devam edeceklerini ve Türkiye’nin bu günleri de geride bırakacağını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, açılışı yapılan projeyi hatırlatarak, Türkiye’nin büyümeye, gelişmeye, kalkınmaya devam ettiğini ve edeceğini söyledi ve projenin hem ülkemiz hem de Kuzey Kıbrıslılar için hayırlı olmasını dileyerek sözlerini tamamladı.

Törende; KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Başbakan Ahmet Davutoğlu, KKTC Başbakanı Ömer Soyer Kalyoncu ile Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu da birer konuşma yaptı.

KKTC CUMHURBAŞKANI AKINCI: “TÜRKİYE’YE CANI GÖNÜLDEN TEŞEKKÜR EDİYORUM”

KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı yaptığı konuşmada geçen hafta Ankara’da meydana gelen terör saldırısını hatırlatarak, Ankara ile birlikte Lefkoşe’nin de ağladığını, Türkiye ile birlikte KKTC’nin de yasta olduğunu söyledi ve “Nasıl kederi paylaştıysak, bugün de sevinci paylaşıyoruz” dedi. Bu proje ile sarı renkteki adanın yeşile dönüşeceğini, KKTC’nin ekonomisini geliştirip kendi ayakları üstünde durabilen bir ülke olmasına vesile olacağını vurgulayan Cumhurbaşkanı Akıncı, “2,5 milyon Mülteci ile ekmeğini paylaşan Türkiye Cumhuriyeti bugün bizimle suyunu paylaşmıştır, Türkiye’ye canı gönülden teşekkür ediyorum” diye konuştu. Projenin Doğu Akdeniz’de tüm taraflara kazanç sağlayacak bir proje olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Akıncı, bu projedeki kararlılığı, emeği, takip ve ilgisini esirgemediğini söylediği Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a özellikle teşekkür etti ve “Onun iradesi olmasaydı bunu sonucu almış olamazdık” ifadelerini kullandı.

SU GİBİ AZİZ OLUN

Türkiye’den KKTC’ye Su Temin Projesi’nin Anamur’daki açılış törenine katılan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC)’ne geçerek aynı projenin Girne’de düzenlenen törenine de iştirak etti.

KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, KKTC Başbakanı Ömer Soyer Kalyoncu, Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, bazı bakan ve milletvekilleri ile davetlilerin de hazır bulunduğu tören, Kıbrıslı Türklerin de yoğun katılımıyla gerçekleşti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kıbrıs’ın içme suyu ve zirai sulama ihtiyacını karşılayacak projenin açılışında bir konuşma yaptı. “Asrın Projesi” olarak da nitelendirilen, Türkiye’den Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne hayat suyunu getirecek boru hattı projesinin açılışını Kıbrıslılarla birlikte yapmanın bahtiyarlığını yaşadığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu topraklarda Kıbrıs Türkü’nün varlığı, hukuku ve özgürlüğü için şehit olan Mehmetçik ve Mücahitleri rahmetle yâd ediyor, hayatta olan gazilerimize Allah’tan sağlıklı, uzun ömürler diliyorum” dedi.

“BUGÜN ONLARCA YILDIR RÜYASI GÖRÜLEN HAYALİ GERÇEĞE DÖNÜŞTÜRÜYORUZ”

Başbakanlığı döneminde temelini attığı bu projenin her aşamasını, her evresini başından sonuna kadar bizzat takip ettiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hamdolsun, bugün verdiğimiz sözü yerine getirmenin haklı gururunu, sevincini yaşıyoruz. İçme suyu arıtma tesisi ve dağıtım hatları dâhil 1,6 milyar liraya mal olan bu önemli projenin, ülkelerimiz ve bölgemiz için hayırlara vesile olmasını diliyorum” diye konuştu.

Projenin hayata geçirilmesinde emeği olan Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Erdoğlu ve ekibine, mimar ve mühendislerine, yüklenici firma yetkililerine ve işçilere teşekkür eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugün burada sadece bir baraj açmakla kalmıyoruz; aslında, on yıllardır ihtiyacı hissedilen, rüyası görülen bir hayali gerçeğe dönüştürüyoruz” sözlerine yer verdi.

“TÜRKİYE ÇALIŞIRSA, ULAŞAMAYACAĞI HEDEF YOKTUR”

Kuzey Kıbrıs’ın verimli topraklarına Anavatan Türkiye’den hayat suyu götürme projesinin, pek çok hükûmetin ve siyasi liderin hayali olduğunu hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, hem Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik ve siyasi durumun, hem de Ada’daki şartların, bu hayalin gerçekleşmesine mani olduğunu belirtti. Türkiye’nin bir dönem, kendi sorunları ile uğraşmaktan, çevresiyle, dost, kardeş ve akraba topluluklarla ilgilenemediğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2002 yılından itibaren Türkiye’nin gerçekleştirdiği hem ülke içindeki, hem de ülke dışındaki yatırım hamlelerinden Kıbrıslıların da yararlanmasını arzu ettiklerini söyledi.

“Türkiye gerçekten isterse, azimle, dirayetle, kararlılıkla çalışırsa ulaşamayacağı hiçbir hedef, gerçekleştiremeyeceği hiçbir proje yoktur” diye konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bugün bu sözün temelsiz bir iddia değil, bir hakikat olduğuna şahit olduklarını dile getirdi.

“KIBRISLI KARDEŞLERİMİZİN 50 YILLIK SU İHTİYACI KARŞILANDI”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, gerçekleştirilen bu proje ile, Alaköprü Barajı'ndan alınacak yıllık 75 milyon metreküp suyun, Türkiye toplam 107 kilometre uzunluğundaki boru hattı vasıtasıyla Kuzey Kıbrıs’a aktarıldığını ifade ederek sözlerini şöyle sürdürdü: “İnşallah bu projeyle, Kıbrıslı kardeşlerimize içme ve kullanma suyu temin edilerek 50 yıllık su ihtiyacı karşılanmış olacak. Güneydekiler ‘Biz de bu sudan istifade etmek istiyoruz.’ Derlerse bu suyun adını ‘barış suyu’ koyar, buradan onlara da su veririz. Çünkü bizim için aslolan insandır. Biz ‘hep sana’ değil, ‘hep bize’ diyoruz.”

İçme suyu dışında sağlanacak sulama suyu ile de zirai gelirin elde edileceğine ve Kıbrıs’ın tarımının daha da canlanacağına dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Anavatan Türkiye olarak, Kıbrıs Türkleriyle ebedi kardeşliğimizi ve dayanışma ruhumuzu asla akamete uğratmadan, ilelebet sürdüreceğiz. Kıbrıslı kardeşlerimizin, maruz kaldıkları mağduriyetlerin giderilerek dünyada hak ettikleri yeri almaları yönündeki çabalarımız yoğun bir şekilde devam ediyor” açıklamalarında bulundu.

“KIBRIS’TA ÇÖZÜM DOĞU AKDENİZ’İN BARIŞ VE İSTİKRARINA KATKI SAĞLAYACAKTIR”

Bilhassa son günlerde ivme kazanan müzakere döneminde, garantör ülke ve Anavatan olarak Kıbrıs konusunun çözüme kavuşturulması konusunda samimi olduklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Şimdiye kadarki çabalarda her zaman bir adım önde olduk, iyi niyet ve samimiyetle hareket ettik. Şu gerçeği hiç kimse görmezden gelemez: Ada’da adil, kalıcı, sürdürülebilir barışı isteyen taraf her zaman Kıbrıslı Türkler olmuştur. Bugün de Kıbrıs sorununun, Kıbrıs Türk tarafının siyasi eşitliğini, meşru haklarını teminat altına alacak şekilde, kapsamlı bir çözüme kavuşturulmasını savunuyoruz. Zira biz bu konuya sadece Kıbrıs açısından değil, daha geniş bir çerçeveden bakıyoruz. Kıbrıs’ta çözüm, Doğu Akdeniz’in bir barış, istikrar ve iş birliği sahasına dönüşmesine katkı sağlayacaktır.”

Bu vesileyle Rum kesimine de seslenmek isteğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Temennim odur ki, Ada’nın tamamının ihtiyacını karşılayabilecek bu sudan adil ve kalıcı bir çözüm neticesinde tüm Kıbrıs yararlanabilsin. Anadolu’dan gelen bu suyla sadece Kıbrıs’ın toprakları değil, aynı zamanda barış umudu da nasibini alsın. Anadolu’nun suları gönüllerde, zihinlerde bir ve beraber yaşama ikliminin yeşermesine, kök salıp meyve vermesine vesile olsun” temennilerinde bulundu.

“HEDEFİMİZ KIBRIS TÜRKÜNÜN KENDİ AYAKLARI ÜZERİNDE DURABİLMESİ”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, müzakere sürecinin arzulanan hedefe ulaşması için çalışmaya devam edeceklerini, süreçte meydana gelen gelişmelerden bağımsız olarak, Kıbrıslı Türklerin daha müreffeh bir geleceğe yol alabilmeleri için her türlü desteği vermeyi sürdüreceklerini açıklayarak konuşmasına şöyle devam etti: “Kıbrıs Türk halkının refahı, Kıbrıs’ın ekonomi alanındaki başarısı, kendi ayakları üzerinde güvenle durabilmesi, kalkınması ve gelişmesi öncelikli hedefimiz olmalıdır. Birlikte hareket ederek Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni süratle ekonomik olarak çok daha sağlam, müreffeh ve rekabet edebilir bir yapıya kavuşturabileceğimize inanıyoruz.”

Bu anlamda yürüttükleri çalışmaların meyvesini vermekte olduğunu, Kuzey Kıbrıs ekonomisinin güçlendiğini ve refahın giderek arttığını memnuniyetle müşahede ettiklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, devamında şunları söyleyerek konuşmasını tamamladı: “Şunu asla unutmamalıyız: Kıbrıs Türk halkı bu günlere, birlik ve beraberlik içinde, millî değerlerine sahip çıkarak gelmiştir. Gönül birliğimizi, dayanışma ruhumuzu ve bu asil millî davaya olan inancımızı muhafaza ettiğimiz sürece, aşamayacağımız hiçbir engel yoktur.”

Konuşmasının ardından KKTC Cumhurbaşkanı ve diğer yetkililerle birlikte barajın vanalarını açan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kıbrıslılara ‘Su gibi aziz olun’ dileğinde bulundu.