AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Binali Yıldırım, parti genel merkezinde düzenlenen Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'ndaki konuşmasına, yaşamını yitiren Eski Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'a Allah'tan rahmet dileyerek başladı.
Unakıtan'ın AK Parti davasının yılmaz bir neferi olduğunu belirten Yıldırım, şu ifadeleri kullandı:"Ülkemize, milletimize, partimize çok büyük hizmetleri oldu. O, AK Parti'nin 2002'den itibaren başlattığı dönüşüm ve yenilenmenin kamu maliyesi alanındaki öncü isimlerinden oldu. Bugün iftihar ettiğimiz Maliye Bakanlığımızın yapısı, çalışma sistemi ve anlayışında Kemal Abi'nin büyük bir emeği vardır. Güler yüzlü, tevazu sahibi, nüktedan, muhalif olanların bile sevgisini kazanmış değerli bir yol arkadaşımızdı. Ailesinin, partimizin ve milletimizin başı sağ olsun, Allah mekanını cennet eylesin."
Yıldırım, Kemal Unakıtan'ın cenazesinin yarın öğle namazına müteakip Süleymaniye Camisi'nde kılınacak cenaze namazından sonra, Süleymaniye Külliyesi'nde toprağa verileceğini bildirdi.
Bugünkü toplantının Kemal Unakıtan'ın vefatı nedeniyle diğer toplantılardan daha sakin geçeceğini belirten Yıldırım, Unakıtan ile tanışmalarının çok eski olduğunu ve onunla birçok hatırasının bulunduğunu söyledi.
AZİM VE GAYRETLE ÇALIŞIYORUZ, ÇALIŞMAYA DEVAM EDİYORUZ
AK Parti'nin kuruluşundan bugüne kadar değişmeyen prensibinin istişare olduğunu vurgulayan Yıldırım, şunları kaydetti:"Milletvekillerimizle, 15 Temmuz darbe girişimi sonrası yaşananlar, terörle mücadele son durum dahil olmak üzere memleketin meselelerini değerlendirdik, değerlendirmeye devam ediyoruz. Milletvekillerimiz vatandaşlarımızdan gelen öneri, talep ve şikayetleri bu toplantıda bizlerle paylaşıyorlar. Milletvekillerimiz ile birlikte şehirlerimizde, Anadolu'da yürütülen projelerle ilgili kapsamlı değerlendirmeleri yine bu istişare toplantısında ele alıyoruz. Bugün bu toplantımıza, partimizi, teşkilatımızı, yaptıklarımızı, yapacaklarımızı enine boyuna konuşacağız, geçmiş iki aylık dönemdeki yaşanan olayları ve tecrübeleri birbirimizle paylaşacağız. Toplantımızdan bugüne kadar geçen sürede milletimize ve ülkemize hizmet aşkımızı daha da büyüterek, heyecanımızı daha artırarak, azim ve gayretle çalışıyoruz, çalışmaya devam ediyoruz."
HAİNLERE KAÇACAK DELİK, YAŞAYACAK ALAN BIRAKMAYACAĞIZ
Yıldırım, AK Parti'nin kurulduğu günden beri bir aile olarak "biriz, beraberiz, iriyiz, diriyiz ve birlikte Türkiye'yiz" dediğini vurgulayarak, Allah'tan nice yıllar boyunca hep birlikte el ele, omuz omuza çalışmayı nasip etmesini diledi.
"Bizler siyasetin millete hizmet için önemli bir araç olduğunun bilincinde olarak, siyasi hayatımıza altın sayfalar yazan bu muhteşem kadroyu, siz yol arkadaşlarımızın her birini tebrik ediyorum" diyen Yıldırım, PKK terör örgütü tarafından şehit edilen partisinin Van'ın Özalp İlçe Başkan Yardımcısı Aydın Muştu ile Diyarbakır'ın Dicle İlçe Başkanı Deryan Aktert'e Allah'tan gani gani rahmet diledi.
Terör örgütünün yol arkadaşlarını alçakça ve kalleşçe şehit ettiğini dile getiren Yıldırım, şöyle konuştu:"Hem de çoluk çocuğunun, eşinin gözü önünde bu alçaklığı yaptılar. Burada milletimin huzurunda, sizlerin huzurunda söz veriyorum ki dökülen her damla kanın hesabını tek tek soracağız. Teröristleri, onların destekçilerini ülkemizde nefes alamayacak hale getireceğiz. Terör örgütü PKK ile birlikte olan ve onların siyasi uzantılarını da, maskelerini mutlaka düşüreceğiz. Gece gündüz enselerindeyiz. O hainlere kaçacak delik, yaşayacak alan bırakmayacağız. Memleketi onlara dar edeceğiz. Ne bombayla ne silahla ne de hileli siyasetle Allah'ın birbirine kardeş kıldığı insanlarımızı, vatandaşlarımızı birbirinden ayıramayacaklar. Bu kardeşlik bağını koparamayacaklar. Aksine ektikleri bu ayrılık tohumları onların sonu olacak. Türkiye'nin bütün kutsal değerlerine inananlar için ölüm bir son değildir, bir yok oluş değildir, bir yenilgi değildir. Bu ülkenin bütün şehitlerine bu vesileyle Allah'tan bir kez daha rahmet diliyorum. Aziz hatıralarını şükranla rahmetle yad ediyorum. Mevlam mekanlarını cennet etsin."
Başbakan Yıldırm, Türkiye'nin bağımsızlığı için ecdat nasıl can verdiyse aynı şekilde can vermekten asla tereddüt etmeyeceklerini söyledi.
Türkiye'nin geleceğe yürüyüşünü durdurmak için istikrara sadece FETÖ'nün kastetmediğini, ne kadar eli kanlı ihanet çetesi varsa eş zamanlı saldırdığını ifade eden Yıldırım, FETÖ'nün 15 Temmuz'da milleti esir almak istediğini ancak milletten tarihe geçen en ağır şamarı yediğini belirtti.
Yıldırım, FETÖ'cü hainlerin, katillerin, millet iradesine kastedenlerin bugün birer birer hukuk önünde hesap verdiğini, kendini gizlemek için akıl almaz yöntemlere başvuran bu sinsi örgüte karşı verilen mücadelenin büyük bir kararlılıkla sürdüğünü aktardı.
ADALETTEN ŞAŞMADIK, ŞAŞMAYACAĞIZ
İtirazlar için yeni komisyonlar oluşturduklarını anımsatan Yıldırım, "İtiraz başvurusunda bulunanların müracaatlarını yeniden değerlendireceğiz. Bizim adımız Adalet ve Kalkınma Partisi'dir. Yanlış varsa mutlaka düzelecek. Biz asla adaletten şaşmadık, şaşmayacağız ancak kim gerçekten suçlu ise onu da bulup adalete teslim etmek boynumuzun borcudur. Hiç kimse bu işi sulandırmaya kalkmasın. FETÖ'nün kökü kazınıncaya kadar bu mücadele aralıksız sürdürülecek." diye konuştu.
Başbakan Yıldırım, 14 yıllık AK Parti iktidarına bakanların, millet üstünde vesayet kurmak ve Türkiye'ye darbe vurmak isteyenlerin nasıl bir bir dize getirildiğini göreceklerini dile getirdi.
CHP'NİN BU OYUNA ALET OLMASI ÜZÜNTÜ VERİCİ
Millete, ülkeye, demokrasiye, çocukların geleceğine kastedenlerin artık hiçbir şansının olmadığını vurgulayan Yıldırım, sözlerine şöyle devam etti:
"Başta ana muhalefet partisi olmak üzere, FETÖ gerçeğini anlamamakta direnen bir küçük kesim olduğunu görüyoruz. Hiç kusura bakmasınlar, bu yaptıkları bu asil millete en hafifinden haksızlıktır, siyaseten abesle iştigaldir. CHP'nin 'mağduriyet edebiyatı' üzerinden sürdürdüğü söylemin ne kadar sıkıntılı olduğu açıktır. Bu söylem, FETÖ'nün yeni bir oyunudur. CHP'nin bu oyuna alet olması üzüntü verici. Ana muhalefet partisi bu söylem üzerinden kısa vadeli kazanç elde edebileceği hesabını yapıyor olabilir ama şu bilinmelidir ki 15 Temmuz kahramanları bunu asla hoş karşılamayacak. Bu tavır ancak FETÖ'cülerin sinsice yöntemlerine hizmet eder, başka hiçbir işe yaramaz. Bir mağduriyet lafı tutturup bütün bunların üstünü örtmeye çalışmak ancak terörün hanesine kazanç olarak kaydedilir."
Başbakan Yıldırım, terörle mücadele ederken yapılacak en küçük yalpalama ve duraksamanın millete maliyeti yüksek bir fatura olarak geri döneceğine vurgu yaptı.
BÖLGE HALKI VATANININ, DEVLETİNİN, MİLLETİNİN YANINDA
Gerekli mekanizmaları kurduklarını, her şeyin araştırılıp gereğinin yapılacağını anlatan Yıldırım, şunları söyledi:
"Bu milletin siyasi ve ekonomik olarak şahlanışının önünde taşeron terör örgütleri duramazlar, duramayacaklar. FETÖ ile eş zamanlı olarak hareket eden BTÖ ile de mücadelemizi kararlılıkla sürdürüyoruz. PKK'ya son 30 yılın en ağır darbesini vuruyoruz. Halkımızın güvenliği için sınır ötesi harekatımız devam ediyor. Örgütün, kara ve hava harekatı ile kırsalda büyük oranda gücünü kırdık ve güvenlik güçlerimiz büyük bir fedakarlıkla çalışmalarını sürdürüyor. Cani terör örgütü, bölge insanının en büyük düşmanıdır. Kürt vatandaşlarımızın geleceği, bölgenin menfaatleri için bu mücadeleyi yaptıklarını söylerler. Bölgedeki yaşayan bütün vatandaşlarım şunu iyi bilmelidir ki terör örgütünün sizler gibi bir sorunu asla olmadı ve olmayacak. Hem Türkiye'nin hem doğunun hem güneydoğunun hem Kürtlerin hem de Türklerin tek bir sorunu vardır, o da bölücü terör örgütüdür. Dolayısıyla yapmanız gereken bu sorunu kökünden halletmektir. Terör örgütünü millet ile devlet arasından söküp atmaktır."
Binali Yıldırım, örgütün bölgede kendilerine karşı duran siyasetçileri, korucuları, iş adamlarını, sivil toplum örgütlerini, aşiretleri, onlara karşı laf söyleyen kim varsa hepsini hedef aldığını kaydederek, "Ancak nafile. Bu kardeşlik bağını bırakın koparmayı, bu hareketler daha da sağlamlaştırıyor, daha muhkem hale getiriyor. Bölge halkı vatanının, devletinin, milletinin yanında. Daha pazar günü Van'da toplanan aşiret mensupları bir kez daha bir şamar gibi terör örgütüne karşı duruşlarını ortaya koydular. Milletinden, devletinden yana açıkça taraf oldular ve örgüte karşı mücadele yemini ettiler." ifadesini kullandı.
Başbakan Yıldırım "AK Parti ilk iktidar olduğu zamanlarda yurt dışında yaşayan vatandaşların birçok şikayetleri olduğunu, AK Parti'nin iktidarının 5'inci, 6'ncı yılından itibaren ise vatandaşların "Biz Türk pasaportu, Türk kimliği taşımaktan gurur duyuyoruz, çünkü artık itilip, kakılmıyoruz." ifadesini kullandıklarını söyledi.
Türkiye'nin geçmişiyle güçlü ve büyük bir devlet olduğunu belirten Yıldırım, "Biz geçmişimizden aldığımız tecrübeyi, geleceğe taşıyoruz, geçmişimizi koruyarak, geleceğimizi inşa ediyoruz." diye konuştu.
Başbakan Yıldırım, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın hiç çekinmeden, tereddüt etmeden, eğilip, bükülmeden dünyanın dört bir yanında mazlumların hakkını savunduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"Somali'de insanlığı savunuyor, Gazze'de vicdanı savunuyor, Afganistan'da barışı savunuyor, Irak'ta istikrarı, Suriye'de savaşın sona ermesini, Birleşmiş Milletlerde küresel barışı savunuyor. İşte Türkiye'nin geldiği nokta bu. Sesi, soluğu çıkmayan, sınırlarının dışında varlığı olmayan bir Türkiye'den, küresel anlamda sorunlara fikir üretebilen ve açıkça bu fikrini ortaya koyan bir Türkiye. Türkiye'nin ulaştığı seviye bu, Türkiye'nin vizyonu bu."
BİZİM RUH HALİMİZ VATANDAŞA BİRE BİR YANSIR
İl başkanlarına seslenen Yıldırım, "İnancınızı, enerjinizi ve moralinizi hep yüksek tutun. Toplumun, milletin moral ve motivasyonunu özenle koruyun. Milletimizin nabzını tutun, çünkü biz iktidar partisiyiz. Bizim ruh halimiz, vatandaşa bire bir yansır." dedi.
Akşam eve gittiğinde suratını asık gören torunlarının kendinden uzaklaştığını, gülümseyen yüzünü gördüklerinde ise koşa koşa kucağına atladıklarını aktaran Yıldırım, "Bizim görevimiz, insanların gerginliğini arttırmak, moral değerlerini çökertmek değil moral daima yüksek olacak." diye konuştu.
"Her konuda kendinize sınır koyun ama millete hizmette kendinize sınır koymayın." vurgusu yapan Yıldırım, şu ifadeleri kullandı:
"Hizmet sektörü zor bir iştir. İnsana hizmet, en zor iştir. Yıllarca bu işi yaptım, bir tane hatayı, yanlış işi düzeltmek için 28 tane doğru iş yapmanız lazım, ne kadar ağır bir bedel. Onun için çok hassas olacağız, vatandaşa yüzümüzü çevirmeyeceğiz, vatandaşımızın söylediklerini emir telakki edeceğiz. Patron vatandaş. Türkiye'de vatandaşa, millete tepeden bakanların çok partili siyasi hayattan sonra işlerinin ne kadar zor olduğunu hep gördük. AK Parti'nin farkı bu, vatandaşın ortalamasını temsil ediyor. Vatandaşın içinden geldi, bütün kesimlerin, bütün katmanların derdini, sorunlarını biliyor, onlar gibi yaşıyor, onlar gibi çalışıyor, ülkesini daha güzel günlere, daha iyiye taşımak için canla başla gayret ediyor."
SORUMLULUK AK PARTİ KADROLARINDA EN ÜST SEVİYEDEDİR
Yıldırım, "Ben bakan olduğumda, çocuklarım bana dedi ki, 'Baba sen bakan oldun ama biz mutlu değiliz.' Şaşırdım. 'Niye mutlu değilsiniz evladım?' diye sordum. 'Bizim hayatımız kısıtlandı, baba. Oraya gitsek acaba gören mi olur, buraya gitsek bu mu olur? Biz sen bakan değilken, daha rahat hareket ediyorduk. Şimdi yaşamımızı kısıtladın.' dedi. Böyle de bir bakış açısı var. Ben şimdi başbakanlık görevini üstlendim, kendimi denetimli serbestlikte görüyorum. Bir adım daha zora gitti bizim işler. Kapıdan çıkıp, ayağını attığın an, her taraftan bir kafa uzanıyor. Şöyle gidiyim de, şurada rahat yürüyeyim, balıkçıya gideyim, balık alayım, milletle konuşayım, nerede... Yok. İnsanız, hangi görevi yaparsak yapalım normal insan nasıl davranıyorsa, neye ihtiyacı varsa bizim de onu yapmamız lazım. Neyse özel meselelerimizi milletle paylaşmaya gerek yok ama millet bilecek, millet bilsin ki sorumluluk AK Parti kadrolarında en üst seviyededir. Bütün bunlar milletimizin inandığı değerlere ne kadar bağlı olduğumuzu göstermektedir." diye konuştu.
Başbakan Yıldırım, AK Parti'nin milletin derdiyle dertlendiğini ve o dertlere de deva bulmak için yollara koyulduğunu belirterek, "Bizi arayan, Hakkari'nin yollarında bulur. Bizi arayan, Tekirdağ'ın yollarında bulur. Bizi arayan, Erzurum'un, Kırşehir'in, Sivas'ın, Konya'nın, Trabzon'un, Sakarya'nın bölünmüş yollarında, otoyollarında görür. Bizi arayan, Ankara'da üretilen, millete en ufak faydası olmayan boş tartışmaların içinde göremez. Bizi dedikoduların, söylentilerin, iftiraların, ithamların içinde asla kimse bulamaz. Bizi karanlık ve kirli senaryoların peşine takılıp gidenlerin arasında kimse bulamaz. Biz Elmadağ'da ölüm virajlarına neşter vururuz, biz Sakarya'da yollar inşa ederiz, yolları böler, hayatları birleştiririz." dedi.
Yıldırım, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki vatandaşların teröre karşı her geçen gün artan bir nefretle duruş sergilediğini ifade etti.
FETÖ'nün darbe girişiminin yaşandığı 15 Temmuz'da 81 ilde vatandaşların Türk bayraklarıyla sokağa çıktığını hatırlatan Yıldırım, "Sadece İstanbul'da, sadece Ankara'da, İzmir'de değil aynı zamanda Hakkari'de, Şırnak'ta, Cizre'de, Yüksekova'da, Batman'da, Mardin'de, velhasıl Türkiye'nin her köşesinde bütün vatandaşlarımız o gece ay yıldızlı bayrağıyla meydanlardaydı." diye konuştu.
Yıldırım, bunun Türkiye'yi hiçbir ayrılıkçı terör gücünün, hiçbir örgütün asla bölemeyeceğini, bu kardeşliği yok edemeyeceğini gösteren tarihi bir gece olduğunu söyledi. Vatandaşların teröre karşı devletle el ele sokaklarda mücadele verdiğine işaret eden Yıldırım, "Bu birlik beraberlik ruhu, kaostan, kargaşadan, kandan beslenen hainleri çok ama çok rahatsız etti. Hırçınlaşmaları, sağa sola gelişi güzel saldırmalarının sebebi budur ama kimse merak etmesin, ne kadar fitne saçan, huzur bozan, cana kıyan örgüt varsa onlardan çok daha büyük Türkiye var, Türk milleti var. Yüreği iman dolu, yiğit millet var. Anaların duaları var. Birlik ve beraberlik ruhunu hiç ama hiç kaybetmeyeceğiz." ifadelerini kullandı.
Bölgeden gelen il başkanlarıyla karşılaştıkları zorlukları, yaşadıkları sıkıntıları paylaşacaklarını belirten Yıldırım, "İnşallah bu sıkıntıların tamamını el birliliğiyle aşacağız buna eminim. Terör örgütü üyesi de destekçisi de bu topraklardan tamamen çıkarılacak. Bundan en ufak kim şüphe ediyorsa ben de onun aklından şüphe ederim." dedi.
TEK BİR GÜNDEME TAKILIP KALAMAYIZ
Yıldırım, terörle mücadelenin ne gerektiriyorsa bütün imkanlar seferber edilerek yapıldığını vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ancak sadece tek bir teröre, tek bir gündeme takılıp kalamayız. Hayatı durdurup, bir konuya odaklanıp diğer alanları ihmal edemeyiz, etmiyoruz da. Hayat devam ediyor. Ekonomik istikrarı korumak için dikkatimiz, gayretimiz, çalışmalarımız devam ediyor. Gerekli ne tedbir lazımsa bütün bu tedbirleri alıyoruz. Projeler, yatırımlar, kalkınma hamlelerinde en ufak bir sarsıntı, yavaşlama yok. Hedeflerimizde bir sapma olmadan programımızı planladığımız gibi uyguluyoruz."
Yıldırım, bölgelerin kalkınması için yatırım ve teşvik paketinin açıklandığını ve bunu uygulamak için çalışmalara süratle başladıklarını, iş dünyası ile bu konuda yoğun temas içerisinde olduklarını belirtti.
Sanayiciler, iş adamları ve uluslararası yatırımcılarla çok önemli kararlar aldıklarını aktaran Yıldırım, "Bölge ağırlıklı olmak üzere, Türkiye'nin her tarafında yatırımların arttırılması, yeni iş, aş sağlayacak fabrikaların kurulması için var gücümüzle çalışmalarımızı sürdürüyoruz." şeklinde konuştu.
KAYNAKLARI YERİNDE KULLANACAKSIN
Yıldırım, Rusya ve İsrail ile dostlukları arttırıp, düşmanlıkları azaltma politikası çerçevesinde ilişkilerin düzeltildiğini aktararak, şunları söyledi:
"Son olarak Rusya ile ilişkilerde kriz öncesinin şartlarına geri gelmek ve bununla da yetinmeyip daha ileri bir seviyeye ulaşmak için kapsamlı iş birliğine gidiyoruz. Savunma sanayi, enerji, tarım, ulaştırma, turizm alanında ve karşılıklı yatırımların arttırılması yönünde kapsamlı kararlar aldık ve uygulamaya geçiriyoruz. Mavi Akım'dan sonra dünya enerji güvenliği açısından büyük önem ifade eden, özellikle Avrupa'ya Türkiye üzerinden gidecek TANAP projesi süratle devam ediyor. Bu TANAP projesi doğudan batıya bütün Anadolu topraklarını geçiyor."
Projenin güzergahının köyünün kenarından geçtiğini ve geçen bayram köyüne yaptığı ziyarette, çalışmaları gördüğünü anlatan Yıldırım, "Köylüler burayı yol zannederek, 'Başbakanım, niye bu kadar geniş yol yapıyorsunuz? Ne ihtiyaç var?' diye sordu. Bunlar güzel şeyler. Vatandaş basireti. Yani o yolsa onun bile fuzuli masraf olduğunu bize anlatıyor. Başbakan falan dinlemiyor. Her şeyi yerli yerinde yapacaksın, kaynakları yerli yerinde kullanacaksın. Çünkü ihtiyaç çok, öncelikler var. Adil, dengeli, bölgeler arası farklılıkları ortadan kaldıracak, vatandaşlarımız arasında bir burukluk oluşturmayacak, husumet oluşturmayacak şekilde dikkatli ve adil iş yapacak." dedi.
REFAH ARTTIKÇA, TÜRKİYE BÜYÜDÜKÇE TERÖR DE YOK OLUR
Yıldırım, iktidara geldiklerinde Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da ortalama kişi başına gelirin 700 dolar olduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"23 ilden bahsediyorum. Hani şimdi yatırım ve destek hamlesi başlattığımız 23 ilin toplam ortalaması 700 dolar. Türkiye'nin ortalaması da o zaman 3 bin 200 dolardı. Şimdi 9-10 bin dolar seviyesine çıktık ama o bölgelerin ortalaması 5 bin doların üzerine çıktı. Yani aynı oranda büyümedik. Oralardaki büyüme, çok daha fazla. Türkiye ortalaması 3 kat büyüdüyse oradaki büyüme 7-8 kat. Türkiye büyümesinin iki katından fazla bir büyümeyi bölgede sağladık. Yeter mi? Yetmez. İstiyoruz ki hepimiz bütün bölgede, kuzey, güney, doğu, batı 9-10 binde de durmasın, 15 olsun, 20 olsun. Refah arttıkça, Türkiye büyüdükçe, insanlarımızın geleceğe yönelik moralleri düzeldikçe emin olun ki terör de yok olur, her şey de sona erer. Birliğimiz, beraberliğimiz çok daha sağlam hale gelir."
Adaletsizlik, bölgesel kalkınmışlık farkları ve ihmal edilmişlik duygusunun yaygınlaşmasının, terörün nedenleri arasında yer aldığına işaret eden Yıldırım, AK Parti'nin sosyal devlet anlayışını Türkiye'nin her tarafına yerleştirdiğini bildirdi.
Yıldırım, AK Parti iktidarından önce 3 milyar lira olan sosyal desteklerin, 30 milyara yaklaştığını, sosyal destek bütçesi ile eğitim bütçelerini 10 kat, sağlık bütçesini 8-10 kat arttırdıklarını, bütün bunların, vatandaşın devletten beklediği hizmetleri almakta sıkıntı çekmemesi ve geleceğe güvenle bakması için yapıldığını vurguladı.
Başbakan Yıldırım, dünyanın en büyük havalimanını yaptıklarını, okullar açtıklarını, şehir hastanelerini hizmete sunarak sağlıkta çığır açtıklarını ifade etti.
Milletin derdine çare bulmak için gece gündüz demeden çalıştıklarını belirten Yıldırım, tam gün eğitime geçileceğini açıkladıklarını anımsatarak, "Orta vadeli planda dedik ki 'Biz tam gün eğitime geçeceğiz.' Allah, bir yaygara... 'Efendim bunların ne konuştuğundan haberi yok, nasıl geçeceksiniz, şu kadar okul lazım, bu kadar öğretmen lazım.' Yani iş yapmaya gönlü olmayınca bahanenin biri bin para. Sen yapmayacaksın kardeşim, AK Parti yapacak, AK Parti. Sana zaten bıraksak vay halimize." ifadelerini kullandı.
Öğretmen sayısını artırdıklarına dikkati çeken Yıldırım, AK Parti iktidarları döneminde 300 binden fazla dersliği eğitim sistemine kazandırdıklarını söyledi.
Başbakan Yıldırım, AK Parti'nin bir şey söylediğinde yapacağını, yapamayacağını da asla söylemeyeceğini vurguladı.
"Laf ağzınızdayken o sizin esirinizdir, laf ağzınızdan çıkarsa siz onun esiri olursunuz." diyen Yıldırım, uygulama noktasına getirmedikleri hiçbir şeyi konuşmadıklarını vurguladı.
İktidarda bulundukları 14 yıldır durmadan, dinlenmeden, bıkmadan, usanmadan hizmet ederek eserler ortaya koyduklarını anlatan Yıldırım, bunları yaparken de etrafta yaramazlık yapanlara derslerini verdiklerine işaret etti.
BU MİLLETİN GELECEĞİNİ KARARTMAYA ÇALIŞANLARIN HAKKIYLA, HUKUKUYLA İŞİMİZ OLMAZ
Başbakan Yıldırım, parti kapatmalar, muhtıralar, yargı darbeleri ve Gezi olayları gibi önlerine engeller çıkartıldığının altını çizerek, şöyle devam etti:
"17-25 Aralık'ı getirdiler, olmadı, yetmedi, 15 Temmuz'da finale geldiler. Ana muhalefet partisi bize cevap veriyor, 'Ben mağdur edebiyatına bakmam, bunların haklarını savunmaya devam edeceğim.' diyor. Et kardeşim. FETÖ'cülerle senin muhabbetin iyiyse bana ne. Ben millete, milletin hakkına bakarım. Alçakların, bu milletin geleceğini karartmaya çalışanların hakkıyla, hukukuyla bizim işimiz olmaz. Onları mahkemeler görecek, ben görmeyeceğim. Şimdi anlatıyor, 'Bunlar 2003'te, 2004'te vardı. Siz niye bunları yapmadınız, görmediniz, etmediniz' diyor. Kardeşim, terör örgütü ile diğer işleri birbirine karıştırma. Terör örgütü olarak bunlar ne zaman ortaya çıktı? İlk belirgin ortaya çıkmaları 17 Haziran'dır, belirtileri 17 Aralık'tır. Belirtileri bunun, MİT kriziyle, 2012'de başladı, hatta yargı reformu yaptığımız anayasa referandumundan sonra belirtilerini gördük. Ondan sonra MİT krizi, ondan sonra Gezi olayları ve 'Dershaneleri kapatacağız' deyince geldi kafa tuttular. 'Dershaneleri kapatırsanız sizin için iyi olmaz', aynen böyle dediler. Ne olacak kardeşim, 'Görürsünüz'. Cumhurbaşkanımız o zaman Başbakan, 'Hadi dışarı' dedi, (defolun gidin, bildiğinizi arkanıza koymayın.)"
17 Aralık sürecinde "Bu bir terör örgütüdür, yargı darbesi yapmaya kalkmıştır" diyerek tavırlarını ortaya koyduklarını dile getiren Binali Yıldırım, yerel seçimlerde yaşananları anlattı.
KILIÇDAROĞLU'NUN YANLIŞTAN DÖNMESİNİ BEKLİYORUM
Yıldırım, "Siz ne yaptınız, yerel seçimlerde kol kola girdiniz. Canlı şahidiyim. O ablalar, bacılar, abiler kendini parçalıyor. CHP'ye, HDP'ye oy taşımak için gecesini gündüzüne kattı. O zaman neredeydiniz, o zaman anlayamadınız mı siz? Tamam diyelim ki biz önceden anlayamadık, 17 Aralık'ta tehlikenin boyutunu gördük, tavrımızı net koyduk. Daha 17 Aralık'tan hemen önce, 4 Aralık'ta heyet gönderdi Cumhuriyet Halk Partisi Amerika'ya." diye konuştu.
Heyet için "Oturdular, yediler, içtiler, nasıl işbirliği yaparız bunu konuştular" ifadesini kullanan Yıldırım, "4 Aralık... 17 Aralık'tan kısa bir süre önce. Bunu da ayıplamıyorum. O zaman 17 Aralık olmamıştı. Hadi onu da kabul edelim. 17 Aralık'tan sonra hala bunlarla birlikte hareket edeceksin, 15 Temmuz'u da göreceksin, yaşayacaksın, yani pes. Diyecek bir şey yok. Millete havale ediyorum. Şehitlerimizin, gazilerimizin, vicdanına bunları havale ediyorum" dedi.
"Bunlara sahip çıkmak, milletin geleceğine, milletin 15 Temmuz'da ortaya koyduğu bu kahramanlığa karşı en büyük saygısızlık." diyen Başbakan Yıldırım, şunları kaydetti:
"Bu siyaset değil, siyasetimizi meydanlarda yapalım, vatandaşa ne anlatacaksak anlatalım ama bu ülkeyi yıkmak isteyenlere, bu milletin geleceğini karartmak isteyenlere arka çıkmak hiçbir şekilde, hiçbir şeyle izah edilemez. Yol yakınken Sayın Kılıçdaroğlu'nun bu yanlıştan dönmesini bekliyorum. 'Yenikapı' ruhuna bağlı kalmasını, milletin huzurunda verdiği sözlerin arkasında olduğunu görmek istiyorum."
Başbakan Yıldırım, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye teşekkür etti.
"15 Temmuz'dan beri bütün olayları, gerek bölücü terör gerek FETÖ terör örgütü, hükümetimizin bu konulardaki canla başla mücadelesinde sağduyulu duruşuyla, davranışıyla, milletten, bayraktan, devletten yana tavır koyan Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Sayın Bahçeli'ye de teşekkür ediyorum." diyen Yıldırım, Bahçeli'nin partiler üstü bir anlayışla, kısa vadeli siyasi hesapları bir tarafa bırakarak millet, ülke ve gelecek için örnek bir davranış sergilediğini söyledi.
Bahçeli'nin dün yaptığı açıklamayı "fevkalade Türkiye'nin geleceğini inşa etmeye yönelik, umut verici bir açıklama" olarak niteleyen Yıldırım, sözlerine şöyle devam etti:
"AK Parti olarak bizim baştan beri söylediğimiz şeydir. Türkiye fiili durumu hukuki durum haline dönüştürmek mecburiyetindedir. 15 Temmuz'da dönüşüm olmuş, askeri yüksek yargıda dönüşüm olmuştur, askeri idare mahkemeleri ile ilgili yapılan düzenlemelerle bir anayasa ihtiyacı artık acil hale gelmiştir.
Türkiye'nin istikrarının sürmesi, Türkiye'nin iç ve dış tehditlere karşı birliğini beraberliğini muhafaza ederek güçlenerek mücadele etmesi için sistemin tıkanıklıklarının ortadan kaldırılması bir zaruret haline gelmiştir. Sayın Bahçeli'nin bunu görmüş olması ve bu konudaki yol açıcı beyanatları cesaret verici. AK Parti olarak biz uzun süreden beri buna hazırız ve bu yolda adımlarımızı da derhal atacağız. Kararı ya Meclis verecek ya da millet verecek. Milletin verdiği karar en doğru karardır, başımızın gözümüzün üstünde yeri vardır. Baştan beri diyoruz, getirelim milletin önüne koyalım, lafını etmeyelim."
KÖR DÖVÜŞÜ SONA ERDİRECEĞİZ
Yaklaşık 15 yıldır yeni anayasa tartışmalarının yapıldığını belirten Yıldırım, "Yeter, artık milleti bununla meşgul etmeyelim." dedi.
Yıldırım, MHP Genel Başkanı Bahçeli'nin bu konudaki çağrısını aynen kabul ettiklerini ve kısa sürede Meclis'e yeni anayasa tekliflerini getireceklerini bildirdi.
Güçlü, bütün kurumları uyumlu bir şekilde çalışacak, sürekli güçlü iktidarı ve istikrarı teminat altına alacak bir sistem düşündüklerini dile getiren Yıldırım, mevcut parlamenter sistemin zaman zaman istikrarı sağladığını ancak büyük bir zaman diliminde de zayıf iktidarlar nedeniyle Türkiye'nin dertlerine çözüm üretilemediğini vurguladı. Yıldırım, şunları kaydetti:
"Son dönem demokrasi tarihimize bakın, tek başına iktidarların olduğu süreler, 50-60, 80-90 buralarda büyüme istikrarla devam ediyor, kalkınma devam ediyor, ticaret, bütçe, milli gelir artmaya devam ediyor ama koalisyonda döneminde bu kazanımlar maalesef heba ediliyor. Onun için sürekli güçlü bir siyasi iradeyi oluşturacak istikrarı kalıcı hale getirecek bir sistem değişikliği Türkiye'nin vazgeçilmez bir ihtiyacıdır. Bu sadece istikrar için değil Türkiye'nin birliğinin, beraberliğinin kardeşliğinin de sağlamlaşarak devamı açısından elzemdir, muhakkak yapılması gerekir.
Bugüne kadar anlaşılan başta 60 madde olmak üzere diğer eksik kalan maddeleri de AK Parti Grubu hazırlayacak, Meclis'e getirecek ve Meclis'in onayına sunacak. Meclis ister 367 ile kabul etsin ister 330 ile kabul etsin her iki halde de son onayı millete götüreceğiz. Böylece artık yıllardır devam eden bu sistem tartışmasını, kör dövüşü sona erdireceğiz. AK Parti sorunları, torunlara havale eden bir parti değildir. AK Parti sorunları çözen partidir, sorunların parçası değil çözümün parçası, çözümün öncüsü olan bir partidir."
Yıldırım, "üretim, yatırım, istihdam, kriz çözmek ve darbe savuşturmak" anlamına gelen AK Parti'nin, milletin sevdalısı, milli iradeye sahip çıkan, mazlumun yanında olan, teröre net olarak karşı olan parti olduğunun altını da çizdi. Yıldırım, "Cumhurbaşkanımız, liderimiz, milletimizin gönlünde taht kuran Sayın Recep Tayyip Erdoğan demektir. Bu muhabbeti kimse zedeleyemez, Cumhurbaşkanımız ile aramıza hiç kimse giremez. Cumhurbaşkanımız partimizin kurucusudur, halkın büyük bir oranla seçtiği cumhurun başıdır, Türkiye sevdalısıdır, tabii ki Cumhurbaşkanımıza en uyumlu şekilde çalışacağız. Bizi uyumsuz gibi göstermeye çalışanların her zaman hayal kırıklığına uğramaları kaçınılmaz olacaktır." değerlendirmesini yaptı.
Türkiye'nin artık karanlık tuzaklar kurarak teslim alınacak, bölünebilecek, ayrıştırılabilecek bir ülke olmadığına işaret eden Yıldırım, "AK Parti Türkiye'dir, Türkiye AK Parti'dir." diyerek konuşmasını tamamladı.