Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden Türkiye Teknoloji Seçime Doğru
Hınıs Emniyetinden örnek yaklaşım
Hınıs Emniyetinden örnek yaklaşım
Vali Çiftçi Jandarma komutanlarını ağırladı
Vali Çiftçi Jandarma komutanlarını ağırladı
Adnan Menderes’te kaza: 1 ölü
Adnan Menderes’te kaza: 1 ölü
Tekmanlı gençler masa tenisinde yarışıyor
Tekmanlı gençler masa tenisinde yarışıyor
GSİM’de proje gündemi
GSİM’de proje gündemi
HABERLER>TÜRKİYE
20 Ekim 2015 Salı - 01:52

‘Türk Milleti şanına yakışanı yapar’

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Bu millet, Türk milleti olarak şanına yakışan ne ise onu her zaman yapar. Yeter ki bizim karşımızda olanlar da bu noktada bize gerekli olan saygıyı göstersinler."

‘Türk Milleti şanına yakışanı yapar’

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, muhalefetin Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ne yönelik eleştirilerine ilişkin, "Mesele burada böyle bir eseri ülkeme kazandırmak ve bu eserle beraber dünyaya farklı bir görüntüyü verebilmek. Bu eser bu milletin azametini, bu milletin onurunu gösteriyor" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde Balıkesir, Bursa, Edirne, Erzurum, Gümüşhane, İstanbul, Kocaeli, Malatya, Sakarya ve Mersin'den gelen muhtarlarla 12. Muhtarlar Buluşması'nda bir araya geldi. Konuşmasının başında Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bosna Hersek'in ilk cumhurbaşkanı, büyük devlet ve fikir adamı "Bilge Lider" Aliya İzzetbegoviç'i 12. ölüm yıl dönümünde rahmet ve özlemle yad ettiğini söyledi. 10 aydır sürdürülen "Muhtarlar Buluşması"nın devam edeceğini belirten Erdoğan, Türkiye'deki muhtarların tamamıyla bu şekilde bir araya gelerek, hasret gidermeyi hedeflediklerini vurguladı. "Türkiye'nin doğrudan milletin oyuyla seçilmiş ilk cumhurbaşkanı" ile yine halkın oyuyla iş başına gelen muhtarların karşılıklı anlayış içinde olduğunu söyleyen Erdoğan, "Sizler mahallenizin, köyünüzün muhtarı olarak, ben de bir nevi Türkiye'nin muhtarı olarak her bir ferdinden 78 milyonun tamamına kadar milletimizi kucaklamanın, onlara hizmet etmenin çabası içindeyiz" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1998 yılında okuduğu bir şiir sebebiyle hapis cezasına çarptırıldığında kendisi için o zaman gazetelerin "Muhtar bile olamaz" manşetleri attığını hatırlatarak, şöyle devam etti:"Bu manşetin amacı, milli iradeyi, milletin tercihin, halkın oyunu tahkir etmekti, aşağılamaktı, kötülemekti. Çünkü muhtar seçilmekle belediye başkanı, milletvekili, başbakan, geçtiğimiz yıldan itibaren cumhurbaşkanı seçilmek arasında prensip olarak hiçbir fark yok. Hepsinde de milletin karşısına çıkacaksınız, vizyonunuzu, projelerinizi, değerlerinizi anlatacaksınız ve oy isteyeceksiniz. Eğer millet tavrınıza, sözünüze inanır, güvenir, itibar ederse, tercihini sizden yana kullanır ve iş başına gelirsiniz. Uzun yıllar boyunca ülkeyi milletin iradesine göre değil medyasıyla, iş adamı dernekleriyle, bürokrasiyle kurdukları bir vesayet sistemi aracılığıyla yönetmiş olanlar işte asla buna tahammül edemiyorlar. Bu kesim için en makbul muhtar mahallesine değil, onlara hizmet eden muhtardır. Aynı şekilde bunlar için en makbul belediye başkanı, en makbul milletvekili, en makbul bakan, başbakan, cumhurbaşkanı milletin değil kendilerinin emrinde olanlardır."

"BEŞTEPE MİLLETİN EMRİNDE OLMAYA DEVAM EDECEK"

1994 yılında vesayet odaklarının değil, İstanbul halkının emrinde belediye başkanlığı yaptığı için o dönemde söz konusu manşete maruz kaldığını belirten Erdoğan, "Aynı şekilde bugüne kadar bize yöneltilen eleştirilerin sebebi de hakaretlerin sebebi de başbakan ve cumhurbaşkanı olarak onların değil milletin emrinde hizmet vermiş olmamızdır. Burada onların değil sizin bulunmanızdan, onların değil sizin sesinizin duyuluyor olmasından rahatsızlar. İnanın bana Cumhurbaşkanlığı Külliyesi ile ilgili eleştirilerin gerisindeki asıl sebep de budur. Yoksa onlar da bu külliye ile ilgili ne hukuki ne siyasi ne ahlaki bir sorunu olmadığını en az bizim kadar, sizin kadar iyi biliyorlar. Tek sıkıntıları Beştepe'nin kendilerinin değil milletin emrinde olmasıdır. İstedikleri kadar bağırsınlar, istedikleri kadar iftira atsınlar, istedikleri kadar uğraşsınlar Beştepe milletin emrinde olmaya devam edecektir" diye konuştu.

DEVLET BAHÇELİ'YE 'KAÇAK SARAY' ELEŞTİRİSİ

"İkide bir tutturmuşlar kaçak saray, kaçak saray, kaçak saray" diyen Erdoğan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'yi üstü kapalı eleştirerek, "Elinde bir belgen mi var, elinde bir bilgin mi var, varsa çık açıkla de ki 'Buyrun kaçak saray.' Defaatle bunun bütün Danıştay kararlarını açıklamamıza rağmen ısrarla bunu söylemeye devam ediyorlar. Niye, iftira at tutmazsa izi bırakır. Bunlar müfteri. Bakıyorsunuz geçenler yine bir tane muhalefet partisinin genel başkanı -sen genel başkansın, ayıptır yakışıyor mu?- bir televizyon programında, ana muhalefetin genel başkanı daha önce bunları söylüyordu ama baktı ki bu tutmuyor, bu sefer 'Beni çağırırlarsa gelirim' demeye başladı. Önce 'Ben kaçak saraya çıkmam' diyordu. Aynısını şimdi diğeri yapıyor, 'O kaçak saray' diyor, 'Kaçak saraydan Türkiye yönetiliyor' diyor, buna benzer ifadeler kullanılıyor" değerlendirmesinde bulundu.

"BU ESER BU MİLLETİN AZAMETİNİ GÖSTERMEKTEDİR"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'de siyasetçi olmanın önce dürüst olmaktan geçtiğini bazı insanların öğrenmesi gerektiğini vurgulayarak, "Eğer siyasetçi dürüst olmazsa milletten itibar göremez. Önce biz bunun örneklerini en güzel şekilde vermemiz lazım. Bu mekan ile gurur duymaları gerekirken, çünkü burası şahsıma ait bir yer değil burası milletin evi. Burası bir külliye olarak bugün burada ben görev görüyorum, yarın başkaları burada görev görecek. Mesele burada böyle bir eseri ülkeme kazandırmaktır ve bu eserle beraber dünyaya farklı bir görüntüyü verebilmektir. Bu eser bu milletin azametini, bu milletin onurunu göstermektedir" dedi.

Bu sırada bir muhtar, "Bunlar külliyede yaptırdığın camiden korkuyorlar" şeklinde haykırdı. Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretleri'nin "Hak şerleri hayr eyler, arif anı seyreyler, zannetme ki gayretler, mevla görelim neyler, neylerse güzel eyler" sözlerini hatırlatan Erdoğan, "Türkiye'nin gündemini terörle, kanla, kinle kirletmek isteyenlere inat geçtiğimiz hafta ülke olarak, millet olarak çok güzel, çok hayırlı gelişmelere hep birlikte şahitlik ettik" dedi.

"BALONLA SU GÖTÜRDÜLER, SONRA O BALON PATLADI"

Geçtiğimiz hafta A Milli Futbol Takımı'nın elde ettiği başarıdan Türksat 4B uydusunun uzaya fırlatılmasına kadar Türkiye gündeminde yaşananları aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, cumartesi günü Mersin ve Kıbrıs'ta düzenlenen törenlerle açılışı gerçekleştirilen 1.6 milyar TL'lik "asrın projesi"ne işaret ederek, "Hemen bunu lekelemek, gölgelemek için 'Kuzey Kıbrıs'a daha önce su gitti' demeye başladılar. Doğru, balonla su götürdüler, sonra o balon patladı ve öyle de kaldı. Ama 'Bugün balonla yarın boruyla buraya su gelecek' dediler. Tabi o balonla bu işin olmayacağını kendileri de biliyorlardı. Hani tu kaka diyecek ya, bunu demek için nereden nasıl yaklaşayım, bunu söyleyeyim" ifadelerini kullandı. Bu sırada salonda bulunan bir muhtar ayağa kalkarak, "1 Kasım'da onların da balonu patlayacaktır" dedi.

"TAŞIMA SU İLE DEĞİRMEN DÖNMEZ"

"Ya gerçekçi ol, taşıma su ile değirmen dönmez" diyen Erdoğan, şunları kaydetti:

"Bunlar taşıma su ile değirmeni döndüreceklerini zannediyorlar. Dönmedi ve balon patladı. Aynı şeyi İstanbul Belediye Başkanı olduğum zaman, o zaman da İstanbul'un susuzluğu vardı. Hatırlayanlarınız bilir, özellikle İstanbullu kardeşlerim. Biliyorsunuz gemiyle, tankerle İstanbul'a su getirmek istediler. Ama getirilen su sadece Kuruçeşme'ye, Beşiktaş'a ancak yetiyordu. Ama ne diyorlardı, 'Bak biz getirdik ya.' Ya böyle bu iş olur mu? Biz ne yaptık, 180 kilometreden İstanbul'a suyu getirdik, dağları deldik ve o zaman İstanbul'un su ihtiyacını giderdik. Arkadan da adalar susuzdu, beş adaya o zaman denizin altından su götürdük. O zaman Kuzey Kıbrıslı bir bakan 'Acaba bize de denizin altından su getiremez misiniz?' dedi. Kendilerine dedim ki 'Zamanı gelince o da olur.' Ve zamanı geldi 7 Mart 2011 temeli attık, şimdi de açılışını yaptık. Şu anda su denizin altından Kuzey Kıbrıs'a verilmeye başlandı. Bununla kalmadık, eğer Güney Kıbrıs barışa hazırsa bu müzakerelerin neticesinde biz Güney Kıbrıs'a da bu barış suyundan veririz dedik. Çünkü bu millet, Türk milleti olarak şanına yakışan ne ise onu her zaman yapar. Yeter ki bizim karşımızda olanlar da bu noktada bize gerekli olan saygıyı göstersinler."

BU GİRİŞİMİN İÇİNDE YER ALANLARI BEN BİRER 'MANKURT' GÖRÜYORUM"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Almanya Başbakanı Angela Merkel'in Türkiye'ye gelmemesini isteyen akademisyenlere tepki göstererek, "Almanya Başbakanı Türkiye'ye geliyor. Kendilerine akademisyen diyen bir güruh çıkıp bir sürü yalan yanlış gerekçenin ardından 'Gelmeyin, bu ziyaret Erdoğan ve Davutoğlu'na destek anlamı taşır' diyor. Bu girişimin adı 5. Kol faaliyetidir. Bu girişimin içinde yer alanları ben birer 'mankurt' görüyorum" dedi.

Geçtiğimiz hafta Türkiye gündemini ilgilendiren gelişmeler ve açılışı yapılan projeleri anımsatan Erdoğan, "Ülkemizin ve milletimizin geleceği için çok faydalı olduğuna inandığımız hizmetlerin mutluluğunu terör olaylarının gölgesi altında tam manasıyla yaşayamadığımızı da özellikle belirtmek isterim. Kimse şu hizmet siyasetini değerlendiremiyor. Onun için muhtarlarımıza çok iş düşüyor. Biz hizmet siyasetine mi önem vereceğiz yoksa teröre mi? Terörü ne yapacağız? Allah'ın izniyle diz çöktüreceğiz, bundan endişeniz olmasın. Şehitlerimiz tabii ki bizim kanayan yaramız ama şunu bilin ki bir milletin zaferinin altında şehitler yatmaktadır. Bir milletin geleceğini altında hep şehitler yatmaktadır. Onun için İstiklal Marşımızdaki 'Şüheda fışkıracak toprağı sıksan şüheda, canı cananı bütün varımı alsın da hüda, etmesin beni tek vatanımdan dünyada cüda' diyor. Bu vatan şehit kanlarıyla Elhamdülillah yoğruldu, bu hale geldi. Onun için onu bir kenara koyamayız. Ama biz şunu da biliriz, şehitlerimiz diridir, ölü değildir ve 'peygamberlik' makamından sonra en yüce makam orasıdır" ifadelerini kullandı.

"VATANDAŞLARIMIZIN ACISI TÜM TAZELİĞİYLE İÇİMİZİ YAKIYOR"

"Ankara Garı önünde meydana gelen bombalı saldırıda kaybettiğimiz vatandaşlarımızın acısı tüm tazeliğiyle içimizi yakıyor" diyen Erdoğan, "Buna ilave olarak hafta içi ve hafta sonunda süren terör saldırılarında çok sayıda asker ve polisimiz şehit verdik. Çarşamba günü Van'da, Cuma günü Şırnak'ta iki polisimiz, Cumartesi günü Dağlıca'da bir yarbayımız, bir üsteğmenimiz ve iki astsubayımız, Pazar günü Tunceli'de iki askerimiz şehit edildi. Aslında terörün amacının Türkiye'yi bu gündeminden, yatırımlardan, hizmetlerden, projelerden uzaklaştırmaya yönelik olduğunu biliyoruz. Bunun için bir yandan terörle kesintisiz bir mücadele içindeyken diğer yandan ülkemizin ve milletimizin geleceği için hayati öneme sahip yatırımlarımızı, projelerimizi hassasiyetle takip ediyoruz. Ülkenin ve milletin geleceği için elzem olan bu çalışmaları terk edersek işte o zaman şehitlerimizin aziz ruhlarını muazzep edeceğimizi biliyoruz. Onun için durmayacağız, onun için yılmayacağız. Hem terörle mücadele edeceğiz hem de Türkiye'nin kalkınması, büyümesi, güçlenmesi için çalışacağız. Her iki mücadeleyi de birlikte yürütecek ve birlikte başarıya ulaştıracak güce, azme, kararlılığa hamd olsun sahibiz" şeklinde konuştu.

"BAŞARAMAYACAKSINIZ, BAYRAĞIMIZI İNDİREMEYECEKSİNİZ"

Türkiye'yi rotasından çıkarmak hedeflerinde bulunan, o hedefe yürüyenler için tüm güçleriyle çalışan iç ve dış çevrelere seslenen Erdoğan, "Bugün aynı zamanda Muhtarlar Günü. Bu günde sesleniyorum, onlara diyorum ki, başaramayacaksınız, kardeşliğimizi bozamayacaksınız, bayrağımızı indiremeyeceksiniz, ezanlarımızı susturamayacaksınız, bizi 2023 hedeflerimizden vazgeçiremeyeceksiniz, 2053 ve 2071 vizyonlarımızdan uzaklaştıramayacaksınız. Bizim için kurduğunuz tuzaklara İnşallah siz düşeceksiniz, bin yıllık vatanımızda bizi parya durumuna düşüremeyeceksiniz. İstiklalimize ve istikbalimize sonuna kadar hep birlikte sahip çıkacağız. Umudumuzu asla kaybetmeyeceğiz. Çünkü bizim inancımıza göre ümitsizlik küfür alametidir. Üstad Necip Fazıl'ın dediği gibi, 'Yarın elbet bizim, elbet bizimdir. Gün doğmuş, gün batmış ebed bizimdir" diye konuştu.

"HİÇBİR MUHALEFETİN KENDİ ÜLKESİNE DÜŞMANLIK HAKKI YOK"

Demokrasilerde muhalefet ve eleştirinin olmazsa olmaz bir unsur olduğunu söyleyen Erdoğan, şunları kaydetti:"Muhalefetin ve eleştirinin sadece siyasi partilere mahsus olmadığını, aydınların, akademisyenlerin de bu hakka sahip olduğunu biliyoruz. Nitekim ülkemizde çok partili dönemde her iktidarın karşısında hem siyasi hem sosyal olarak bir muhalefet mutlaka bulunmuştur. Fakat burada herkesin dikkat etmesi gereken çok önemli bir ayrım, hassas bir nokta var. Hiçbir muhalefetin kendi ülkesine, kendi toplumuna karşı olma hatta düşmanlık hakkı yoktur. Bunu söylerken iktidar partisinin veya herhangi bir partinin, herhangi bir kurumun görüşlerini, icraatlarını eleştirmekten, bunlarla ilgili görüşleri ifade etmekten bahsetmiyorum. Bunun herkesin en tabii hakkı olduğunu peşinen zaten ifade ettim. Burada dikkat çektiğim husus, kendi ülkesine ve kendi toplumuna karşı husumet derecesine varan bir muhalefet anlayışıdır. Ülkemizde hükümeti ve devlet kurumlarını eleştirmek adına terör örgütlerine, bölücü örgütün güdümündeki siyasi organizasyona ki bakınız parti demeye bile dilim varmıyor, bunun için organizasyon diyorum. Bu tür yapılara destek vermeyi, muhalefet adı altında meşrulaştırmaya çalışanlar var. Bir takım medya kuruluşları, akademisyenler, siyasetçiler işi gücü bırakmış terör örgütü ve onun güdümündeki siyasi organizasyonunun propaganda makinesi haline dönüşmüştür. Bunun demokrasi ile hiçbir ilişkisi yoktur. Dünyanın hiçbir ülkesinde, kendi ülkesine ve kendi milletine karşı çalışanlar için böyle bir demokrasi kalkanı söz konusu değildir, olamaz."

"BUNUN ADI TERÖR ÖRGÜTÜ YARDAKÇILIĞIDIR"

Zaman zaman "Türkiye dünyanın en demokratik ülkesi" dediğinde bundan rahatsız olanların çıktığını belirten Erdoğan, "Şimdi onlara soruyorum ama ellerini vicdanlarına koyup öyle cevap versinler, bu soruya Avrupa'dan Amerika'dan veya onların demokratik saydığı herhangi bir yerden örnek verebilirler: Demokrasi ile yönetilen herhangi bir ülkede PKK gibi onbinlerce insanın katili olan bir terör örgütünü ve onun güdümündeki kuruluşları bizdeki gibi aleni şekilde destekleyebilmek mümkün müdür? İspanya'ya bakın, İngiltere'ye bakın, Amerika'ya bakın mümkün müdür? Böyle bir duruma izin verilebilir mi? Aynı şekilde DHKP-C gibi bir terör örgütüne ve onu destekleyen siyasetçilere en küçük bir müsamaha gösterilebilir mi? Yine dünyanın neresinde DAİŞ gibi tehlikeli bir örgütle mücadele eden bir devlet bir hükümet bu derece yalnız bırakılır, yıpratılmaya çalışılır? Böyle bir örnek yok, demokrasi bu değil bunun adı terör yandaşlığıdır, terör örgütü yardakçılığıdır" ifadelerini kullandı.

"BU GİRİŞİMİN İÇİNDE YER ALANLARI BEN BİRER 'MANKURT' GÖRÜYORUM"

Almanya Başbakanı Angela Merkel'in ziyaretini hatırlatan Erdoğan, "Almanya Başbakanı Türkiye'ye geliyor. Kendilerine akademisyen diyen bir güruh çıkıp bir sürü yalan yanlış gerekçenin ardından 'Gelmeyin, bu ziyaret Erdoğan ve Davutoğlu'na destek anlamı taşır' diyor. Bu girişimin adı 5. Kol faaliyetidir. Bu girişimin içinde yer alanları ben birer 'mankurt' görüyorum. Daha da acısı bu güruhun önemli bir bölümünün kamu üniversitelerinde görev yapan, dolayısıyla devletten maaş alan, milletin kendilerine sağladığı imkanlarla refah içinde yaşayan kişiler olmalarıdır" dedi.

Söz konusu akademisyenlerin yayınladıkları bildiride "Türkiye'nin onlar için yaşanmaz bir ülke haline geldiğini" ifade ettiklerine dikkat çeken Erdoğan, şunları söyledi:

"Rahmetli Cemil Meriç'in güzel bir sözü var, üstad diyor ki, 'Bu ülkeyi yaşanmaz bulanlar bu ülkeyi yaşanmazlaştıranlardır.' Dikkat edin, bu güruh her gün televizyonlarda, gazetelerde, kürsülerde konuşur ama millette hiçbir karşılık bulamaz. Ondan sonra da 'Bu millet bizi anlamıyor' diyerek kendi ülkesi ve toplumuna nefret besler. Kendi ülkesinin ve milletinin değil de terör örgütlerinin, teröristlerin, yabancı ülkelerin karanlık kuruluşlarının yanında yer alanları milletimiz zaten biliyordu. Bu tür vesilelerle bir kez daha tanıyor, hafızasına kaydediyor. Türkiye ne zaman bir yol ayrımına gelse bu güruhun tercihi 'milli' ve 'yerli' duruştan yana değil tam tersine yıkıcı, bölücü, aleyhimize olan taraftan yana olmuştur. Boğaz köprü yapılmak istenir karşısına bunlar dikilir. Havalimanı yapılmak istenir karşısına bunlar dikilir. Mağdurun, mazlumun yanında tarihimize, kültürümüze, medeniyet değerlerimize uygun bir dış politika izlenir, karşısına bunlar dikilir. Bunların en büyük destekçisi de milleti ikna ederek hedeflerine ulaşamayan bir takım partilerdir. Siyasi iktidarı milletin desteğini kazanarak elde edemeyenlerin terör yoluyla, terör örgütleri vasıtasıyla, kendi halkına yabancılaşmış bu sözde akademisyenler aracılığıyla hükümeti köşeye sıkıştırma çalışmasını üzüntüyle takip ediyoruz."

SEÇİM BU ÜLKEDE İSTİKRARI, GÜVENİ GETİRMELİ"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Hiçbir işe karışmayan, köşesinde oturan, sadece zorunlu durumlarda kamuoyu önüne çıkan bir cumhurbaşkanı olsam inanın bana kesinlikle bunlar herhangi bir eleştiriye girmez ve benim başım da hiç ağrımaz. Ama o zaman milletin karşısına çıkacak yüzüm de olmaz" dedi.

Terör olaylarından devleti ve hükümeti sorumlu tutanlara sert tepki gösteren Erdoğan, "Terörün, terör olaylarının, bombalama hadiselerinin sorumlusu olarak bizi gösterecek kadar aklını ve vicdanını yitiren bu güya siyasetçi, aydın, medya mensubu, sivil toplum temsilcisi kesimler şunu iyi bilsinler; cumhurbaşkanı olarak yüzde 52 oyla şahsımı bu makama getiren milletime karşı sorumluluklarım benim için her şeyin önünde gelir" dedi.

"DAHA NEYİN PEŞİNDE OLACAĞIM"

"Ülkemizin bütünlüğü, milletimizin birliği, devletimizin bekası konusunda ne yapmam gerekiyorsa onu yapmaya devam edeceğim" diyen Erdoğan, "Bu şekilde hareket etmek sadece anayasaya değil, onunla birlikte milletimize ve tarihimize karşı sorumluluğumuzun da gereğidir. Bizler faniyiz. Ne bu makamlar, ne bu mekanlar bize kalmayacak. Çocuklarımıza ve bizden sonraki nesillere daha güçlü, daha müreffeh, daha huzurlu bir Türkiye bırakmak istiyorsak bugün bu riskleri almak, bu fedakarlıklarda bulunmak mecburiyetindeyiz. Milletim bana hamd olsun her türlü makamı zaten layık görmüş. İstanbul'a Büyükşehir Belediye Başkanı yapmış, Başbakan yapmış, işte son olarak buraya layık görmüş, Cumhurbaşkanı yapmış. Daha neyin peşinde olacağım. Benim mücadelem devletimin ve milletimin geleceği mücadelesidir. Şundan emin olun, hiçbir işe karışmayan, köşesinde oturan, sadece zorunlu durumlarda kamuoyu önüne çıkan bir cumhurbaşkanı olsam inanın bana kesinlikle bunlar herhangi bir eleştiriye girmez ve benim başım da hiç ağrımaz. Ama o zaman milletin karşısına çıkacak yüzüm de olmaz. 'Bu makama niye geldin' diye sorarlar" ifadelerini kullandı.

 

"BU GÖREVE GÖKTEN ZEMBİLLE GELMEDİM"

"Ben çalışan, koşturan, terleyen bir cumhurbaşkanı olacağım" şeklindeki sözünü hatırlatan Erdoğan, "Üstelik de bu göreve gökten zembille gelmedim. 11.5 yıl bu ülkenin başbakanlığını yaptım. Eserlerimiz ortada ama Elhamdülillah 81 vilayetin 81'inde eserlerimizle varız. Eserlerimizin olmadığı bir vilayet yok, ilçe yok. Öyle çalıştık. İnşası süren, uygulama aşamasında olan projeler, hizmetler var. Onları takip etmek mecburiyetindeyiz. 2023 için sözünü verdiğimiz pek çok proje var. Onları takip etmem gerekiyor" dedi.

"Türkiye terör örgütünün saldırısı altındayken ben nasıl köşemde otururum" diyen Erdoğan, "Tüm dünyanın gözü ve eli Suriye'nin üstündeyken ben nasıl gelişmeleri uzaktan takip edebilirim. Huzurumuz, refahımız, geleceğimiz tehdit edilirken kendimi başka işlerle nasıl meşgul edebilirim. Eğer böyle davranmaya kalkarsam milletimin karşısına başı dik çıkamam. Kendi çıkarları için 78 milyon insanın geleceğini tehlikeye atmaktan çekinmeyenler işte bu duruşumuza, bu anlayışımıza tahammül edemiyorlar. İstiyorlar ki 'Cumhurbaşkanı devreden çıksın, biz de eskiden olduğu gibi Türkiye'yi yönetelim.' 13 yıl oldu hala bu sevdadan vazgeçmediler. Kimse kusura bakmasın, Allah ömür, halkımız da destek verdiği sürece bu ülkede milli iradeden gücünü almayan hiç kimse at oynatamayacak, borusunu öttüremeyecek" diye konuştu.

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN'DAN 1 KASIM ÇAĞRISI

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı: "Hep beraber bunlara şunu söyleyeceğiz; Türkiye'yi yönetmek mi istiyorsunuz? İşte sandık orada. Geçin milletin karşısına, anlatın derdinizi. Şayet 1 Kasım'da yetkiyi alırsanız ha o zaman gelin karşımıza her zaman söylüyorum, bir kez daha ifade ediyorum; bizim için esas olan milletimizin tercihidir. O tercihe saygı duymak bugüne savunduğumuz değerlerin de, bulunduğumuz makamın da gereğidir. Bu konuda hiç kimsenin şüphesi olmasın. Ama milletten alamadığı gücü, terörü, terör örgütlerini, diğer devletleri kullanarak elde etmeye kalkana da asla izin vermeyiz. Adamlar şunu söylüyor ya, bunlarda edep haya diye bir şey yok. Ne diyor, 'İktidar partisi 40'ın altına düşmeyecek gibi görünüyor, dolayısıyla bunlara farklı yöntemler uygulamak gerekir' diyor. Kim bunlar? Aydın geçinen karanlıklar. Köşelerinde bunları yazıyorlar ve zaman zaman bunlar Kandil'le irtibat halindeler. Kandil'e gidiyorlar, orada dertleşiyorlar, ondan sonra yazıyorlar bir kitap. O kitaptan bir şeyler elde etmeye, kazanmaya çalışıyorlar. Bu insanlar bu ülkede 'aydın' diye de geçiniyorlar. Demokratik hukuk devleti olmanın, yani anayasanın da gereği budur. Biz anayasanın gereği ne ise bunu bu ülkede hakim kılacağız. 1 Kasım'da Türkiye bir tekrar seçime gidiyor. Bu tekrar seçim bu ülkede istikrarı, güveni getirmeli. Bu istikrar, bu güven sağlanırsa ben inanıyorum ki Türkiye şu 13 yıl içinde yakaladığı yükseliş trendini aynen devam ettirecektir."

 
Erzurumspor zirve sınavında
 
Aydemir: ‘Erzurum’da tek iklim kardeşliktir..’
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
‘Teröre geçit vermeyeceğiz’
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Türkiye'nin yegane ...
‘Bu millet bir olursa aşamayacağı engel yok’
‘Bu millet karadan gemileri yürüttü, bu millet Boğaz’ın altından Marmaray’ı ...
‘Milletimizden gizlimiz, saklımız yok’
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Sayın Kılıçdaroğlu, ...
 
‘Asla Unutmayacağız’
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu zor günleri, birliğimizi, beraberliğimizi, kardeşliğimizi ...
Türkiye kendi gündemine dönmeli
Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Hepimiz yavaş yavaş sükunetle suhuletle Türkiye'nin ...
‘Acıyı çalıyorlar’
Ankara'daki terör saldırısında ölen kim olursa, hangi partiye mensup olursa ...
 
Davutoğlu yeni güvenlik konseptini paylaştı
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Yeni güvenlik konseptinde ...
Davutoğlu gündemi değerlendirdi
Davutoğlu, " Her tutuklamanın savcı tarafından delillendirilmesi lazım. ...
‘Türkiye, mazlum ve mağdurların yanında’
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin mazlumların ve mağdurların yanında ...
 
PALANDÖKEN
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
ARŞİV
ANKET
Erzurumspor’un Yeni Sezon Önceliği:

a. Ligde kalmak
b. Playoffa kalmak
c. İlk iki için mücadele


Sonuçları göster Anket arşivi
Ana Sayfa Guncel Asayiş Siyaset Ekonomi Eğitim Kültür-Sanat Sağlık-Yaşam Spor Araştırma İnceleme Bölgeden
KünyeKünye FacebookFacebook TwitterTwitter Günün HaberleriGünün Haberleri